'Özgürlük ve emek mücadelesi birlikte yürütülmeli'
09:00
JINHA
İSTANBUL - Savaşa karşı özgürlük ve emek mücadelesinin birlikte yürütülmesinin gerekliğine dikkat çeken İstanbul Eğitim-Sen 8 No'lu Şube Başkanı Sevtap Akdağ, "Eğer biz bu bölünmelerin önüne geçebilirsek ve barış mücadelesiyle, emek mücadelesinin ayrılmaz bir bütün olduğunu geniş kesimlere gösterebilirsek çok ciddi toplumsal dönüşümler yapabileceğimizin farkındayız" dedi.
Türkiye'de AKP'nin 13 yıllık iktidarı boyunca yaşamını yitiren işçi sayısı resmi olmayan, kayıtlara geçebilmiş rakama göre 15 bin olduğu biliniyor. "İşçiler, Emekçiler Barış İstiyor!" forumunun ardından Türkiye'de işçilerin yaşadığı sorunlar bir kez daha gözler önüne serildi. İstanbul Eğitim Sen 8 No'lu Şube Başkanı ve Barış Bloku Emek Meslek Örgütleri çalışanı olan Sevtap Akdağ, emek ve özgürlük mücadelesinin bugünkü durumunu değerlendirdi.
'İşçilerin ölümü görünmez kılınıyor'
Sevtap, yaşamını yitiren 15 bin işçi sayısının (İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin (İSİG) elinde olan bir bilgi olduğunu söyleyerek, bu rakamın gerçeğin çok daha altında olduğuna dikkat çekti. Sevtap, "Gerçek rakam dünya çapında, bir orantısal istatistik yapıldığında bunun üç katı olduğu bilinen bir gerçektir" diyerek bu rakamın toplum tarafından bilinmediğini belirtti. Sevtap, "Bu şu anlama geliyor; 13 yılda, 30 yıllık savaşta ölen kadar işçi, iş cinayetlerinde öldürülmüş olduğu anlamına geliyor. Bu toplumun gözünden kaçırılıyor. Görünmez kılınıyor" ifadesini kullandı.
'Ortak mücadelenin geliştirilmesi gerekiyor'
Savaş ortamlarında artan ırkçılığın sonuçlarına değinen Sevtap, ırkçılığın işçiler arasında bölünmelere yol açtığını ifade etti. Sevtap sözlerine şöyle devam etti: "Savaşların sınıfsal olduğu düşünülürse, burada da yine ölenler işçiler, emekçiler, yoksullar. Bunun toplumsal bilincine varılması son derece önemli. Çünkü savaşa yollananlar, işçiler, yoksullar, emekçiler, onların çocukları. Yani bize gidin, ya savaşta ölün ya gelin Torunlar'ın tepesinden düşerek ölün ya da Soma'da madene inerek ölün. Bu seçenekler sunuluyor. Bütün bunlara karşı bir ortak mücadelenin geliştirilmesi gerektiği düşüncesiyle yan yana gelmeye, örgütlenmeye çalışıyoruz."
'Barış her şeyden önce gelir'
Barışın her şeyden önce geldiğini dile getiren Sevtap, "Çünkü savaş ortamları, ırkçılığı ve şovenizmi yükseltiyor ve birlikte yapmaya çalıştığımız emek mücadelemizi, özgürleşme mücadelemizi, hakkımızı alma mücadelemizin önüne geçiyor. Çünkü burada, Türk işçilerle, Kürt işçiler ya da farklı milletli işçiler arasında bölünmeler, uzaklaşmalar söz konusu oluyor. Zaten pek çok yöntemle birbirinden ayrıştırılmaya çalışılan işçi sınıfı açısından bu hayati öneme sahip bir gerçek" şeklinde konuştu.
'Barış, emek ve özgürlük mücadeleleri ayrılmaz bir bütün'
Sevtap, özgürlük mücadelesi ile emek mücadelesinin birlikteliğinin önemini şu cümlelerle vurguladı: "Eğer biz bu bölünmelerin önüne geçebilirsek ve barış mücadelesiyle, emek mücadelesinin ayrılmaz bir bütün olduğunu gerçekten geniş kesimlere gösterebilirsek ve emek mücadelesiyle, özgürlük, demokrasi ve barış mücadelesini birlikte kılabilirsek, birbirini güçlendirebilecek, birbirini görecek şekilde örgütleyebilirsek çok ciddi toplumsal dönüşümler yapabileceğimizin farkındayız."
(fg-ro/dc/fk)