Kaybolmaya yüz tutmuş halı dokumacılığını kadınlar yaşatıyor

09:03

Medya Cebe /JINHA

WAN - Rojin Kadın Yaşam Merkezi'nde halı dokuyan kadınlar, halı dokuma kültürünü yaşatmaktan memnunken, ürettikleri halıların eskisi kadar değer görmediğinden yakındı. Merkez çalışanlarından Nazan Bağlan, kaybolmaya yüz tutmuş halı dokumacılığının kadınlar tarafından yaşatıldığını belirtti.

Kaybolmaya yüz tutmuş halı dokumacılığı, Van'da faaliyet yürüten Rojin Kadın Yaşam Merkezi tarafından tekrar yaşatılmaya ve eski değerine kavuşturulmaya çalışılıyor. Tarihten kalma aletler ile dokunan halılar kadının üretken yapısını ve estetik anlayışını en güzel biçimi ile ortaya koyuyor. Rojin Kadın Yaşam Merkezi'nde halı dokuyan kadınlar, halı dokuma kültürünü yaşatmaktan memnunken, ürettikleri halıların eskisi kadar değerli olmadığından yakınıyor. Dokumacı kadınlar, "Halı dokumak çok güzel bir sanat, bu kültürü yaşatmalı ve gelecek nesillere aktarmalıyız. İnsanlar şu anda sadece tüketiyor, tüketici olmak yerine üretici olmalıyız. Üretmek insana anlamlı ve işe yarar bir hayata sahip olduğu hissi veriyor" diye konuştu.

'Bu kültürü yaşatacağım'

Rojin Kadın Yaşam Merkezi'nde eğitmen olarak görev yapan ve çocukluğundan bu yana halı dokuyan Nazan Bağlan, halı dokumayı çok sevdiğini ifade ederek, "Ben halı dokumayı çok küçük yaşta öğrendim, yaptığım işi de çok seviyorum. Bu yüzden halı dokuma eğitmenliği görevini üstlendim. Burada kadınlara halı dokumayı öğretiyorum. Bu kültürün unutulmaması için elimden geleni yapacağım" ifadelerinde bulundu.

'Doğa bize ilham veriyor'

Dokudukları halıların iplerini kendilerinin ürettiğini belirten Nazan, "Halı dokuyabilmek için bitkileri de iyi tanımak gerekiyor. Hangi bitkiden hangi renk elde edilir, hangi bitki işimize yarar bunu bilmeliyiz. Mesela ceviz kabuğundan kahverengi ve kaynatmaya devam ettikçe daha koyu renkleri de elde edebiliyoruz, Kiarenk bitkisinden de ilk kaynatım da açık yeşil rengini elde ediyoruz ve tabi kaynatmaya devam ettikçe yeşilin farklı tonlarına da ulaşabiliyoruz. Yani doğa bize işlediğimiz halıların renkleri için ilham kaynağı oluyor" dedi.

'Bu işi severek yapıyoruz'

Halı dokumak amacıyla her gün geldikleri Rojin Kadın Yaşam Merkezi'nde geçirdikleri rutin bir günü anlatan kursiyerlerden Nesibe Ertaş, "Her sabah saat sekizde evden çıkarak merkeze doğru yola çıkıyoruz. Saat dokuzda halı dokumak için makinemizin başına oturuyoruz. Öğle saati geldiğinde ise bir saatlik bir yemek molası veriyoruz ve akşama kadar dokumaya devam ediyoruz. Bu işi severek yapıyoruz bu yüzden bu rutin yaşantı bizleri zorlamıyor" şeklinde konuştu.

'Halı dokuma kültürü hak ettiği değeri görmüyor'

Halı dokumaya çok küçük yaşta başladığını belirten Nesibe, daha önce de ailesinin geçimini bu sektör üzerinden sağladığını ifade etti. Aile mesleği olan halı dokuma sektörünün ölmemesi gerektiğini ve çok güzel bir sanat olduğunun altını çizen Nesibe, "Biz dokuduğumuz halılar ile geçimimizi sağlıyoruz bu bizim için önemli bir sanat. Bir yandan bir sanatı öğrenirken bir yandan da geçimimizi sağlıyoruz" sözlerini ifade etti. Yaptığı işin zor ama zevkli olduğunu da ilave eden Nesibe konuşmasına şöyle devam etti: "Bu sanatı herkes öğrenmeli ve halı dokuma kültürü yaşatılmalı. Günümüzde bile gereken değeri görmüyor ama biz bu sanatı tekrar canlandırarak sektöre kazandıracağız."

'Oğlumun portresini bir halıya dokuyacağım'

Cezaevinde siyasi tutsak olan oğluna bakabilmek için halı dokuma kursuna gelen Vesile Tunç, "Daha önce de halı dokuyabiliyordum, burada dokuduğum halılar ile para kazanıp oğluma bakıyorum. Yanlış anlamayın yaptığım işi seviyorum amacım yalnızca para kazanmak değil. Ben bu işi yapıyorum ve elimden başka türlüsü gelmiyor" dedi. Kadın emeğinin ve estetiğinin en güzel gerçekleştirildiği alanlardan birinin halı dokuma sanatı olduğunu anlatan Vesile, "İlk fırsatta oğlumun bir resmini portre halinde bir halıya dokuyarak ona hediye edeceğim. Eminim çok sevinecektir" dedi.

(ht/mg)