'Geçici hükümetin TİS'i meşru değil'
09:04
Nurcan Yalçın / JINHA
AMED - AKP ve Memur-Sen'in kendi aralarında hazırladığı Toplu İş Sözleşmesi'nin hukuki olmadığını söyleyen Tümbel-Sen Diyarbakır Şube Eş Başkanı Gülay Tekin Kuzu, "Maalesef ülkede olağanüstü bir durum söz konusu. Hem emekçilerin hem de halkın demokratik haklarının askıya alındığı savaş ortamına sürüklendiği bir süreçte kaynakların eşit paylaşılamayacağı ve bunlar üzerinde geçici bir hükümetin tasarrufta bulunamayacağı bir gerçektir. Bu anlamda böylesi bir sonucu kabul edemeyiz" dedi.
Türkiye'de 3 milyon dolayındaki kamu emekçisi ile 2 milyon emeklinin ücret ve sosyal haklarının belirleyecek olan Toplu İş Sözleşmesi'nin, KESK dâhil edilmeden sadece Memur-Sen ile yapılmasına tepkiler büyüyor. KESK Şubeler Platformu Diyarbakır Sözcüsü Selma Atabey, 2013 yılında gerçekleştirilen toplu iş sözleşmesinde kamu çalışanları üzerinden bir satış sözleşmesinin gerçekleştirildiğini ifade ederek, "2 yılda bir gerçekleşen toplu iş sözleşmesi emekçilerin 2 yıllık kaderini belirleyen bir toplantı ve bu nedenle tüm konfederasyonların önemsediği bir toplantı. Fakat yandaş sendikaların oluşturulması ile KESK zayıflatıldı ve TİS'de oturulmaması için büyük bir gayret gösterildi" diye kaydetti.
'Gülistan arkadaşımızın dışlanması cinsiyetçi bir yaklaşım'
KESK'in bütün bileşenlerinde eş başkanlık sisteminin oturtulduğunu hatırlatan Selma, "Bunun yanı sıra kadın sekreterliği, kadın meclisleri ve kadına dair oluşturulabilecek her türlü taban ve güç var. Doğal olarak biz KESK'li kadınlar olarak, taleplerimizi dile getirirken sadece kadından doğru talepleri oluşturup ortaya çıkardık. TİS masasına on binlerce kadının kararıyla Gülistan Atasoy arkadaşımızın temsiliyeti ile toplantıya gönderdik fakat TİS'in ikici toplantısında KESK Eş Genel Başkanı Lami Özgen genel talepleri bildirdikten sonra o masada kadın temsiliyeti yoktu ve sadece eril zihniyetin olduğu bir masaydı. Gülistan'ın bizim taleplerimizi dillendirmesi gerekti. Fakat Gülistan arkadaşımız o toplantıdan dışladın bu dışlanma tamamıyla cinsiyetçi bir yaklaşım sergiledi. Kadınlar olarak bu ret ediyoruz" şeklinde konuştu.
'Cinsiyetçi yapılara kadınlar tepki göstermeli'
Kadınlar olarak yaşamın her alanında olduğu gibi TİS'te de söyleyecek sözleri olduğunun altını çizen Selma, "Bir kadın tarafından bunun dillendirilmesi çok normal, herkesin bunu normal görmesi gerekiyor. AKP ve Memur-Sen gibi cinsiyetçi yaklaşan yapılara o oluşumun içerisindeki kadınların tepki göstermesi gerekiyor. Çünkü benim tepkim zaten bunu dillendiren bir kesimin içerisinde. Oradaki kadınların bir cins bilinciyle hareket etmesi ve bu anlayışı öncelikle onların reddetmesi gerekiyor. Hepimizin birlikte mücadele etmesi gerekiyor" ifadelerinde bulundu.
'Emekçilerin hakları gasp edilecek iradesi yok sayılacak'
Tüm-Bel-Sen Diyarbakır Şube Eş Başkanı Gülay Tekin Kuzu, 2016-2017 yılı TİS sözleşmelerinin görüşmelerinin yapıldığına dikkat çekerek, "Bizler yapılan sözleşmeleri meşru görmüyoruz çünkü daha önce yapılan TİS sözleşmelerinin Eylül Ekim aylarında yapılması öngörülmüştü. Bu yıl diğer yıllara göre erken yapıldı. Bundan kaynaklı 7 Hazirandan bu yana geçici bir hükümet söz konusu ve geçici hükümetin TİS sözleşmesi yapması meşru değil" şeklinde konuştu. Sözleşmenin yapılmasına karşı olduklarının altını çizen Gülay, "Alel acele emekçilerin haklarını gasp edecek iradesini yok sayacak şekilde geçici AKP hükümetinin bu süreçte bu sözleşme görüşmelerini yapmasını kabul etmiyoruz ve ertelenmesi yönüne bir talebimiz var" dedi.
'Geçici AKP hükümeti ile Memur-Sen satış sözleşmesinin imzasını atmakta'
İçinde bulunduğumuz süreçte sözleşmenin aceleye getirilmesinin altında farklı nedenlerin olduğuna işaret eden Gülay, "Maalesef ülkede olağanüstü bir durum söz konusu. Hem emekçilerin hem de halkın demokratik haklarının askıya alındığı savaş ortamına sürüklendiği bir süreçte kaynakların eşit paylaşılamayacağı ve bunlar üzerinde geçici bir hükümetin tasarrufta bulunamayacağı bir gerçektir" şeklinde ifadelerde bulundu. Toplu iş sözleşmelerinin yetkili sendikalarla yürütülmesi gerektiğini ifade eden Gülay sözlerinin devamında, "Memur-Sen'in diğer sendikaların meşrutiyeti yoktur masada yer almasına gerek yoktur yönünde yapmış olduğu açıklamanın tartışılması gereken bir konudur. Geçici AKP hükümeti ile Memur-Sen adeta bir satış sözleşmesinin imzasını atmaktadır" ifadelerine yer verdi.
'Özlük haklarımızın yanında sosyal siyasal birçok haklarımız var'
2014-2015 yılı için hazırlanan sözleşmelerde emekçiler açısından yüzde 25 hak kaybının yaşandığını belirten Gülay, "Dolayısıyla bunların dikkate alınması gerekiyor. Bizler sadece zamlarla gündeme gelen bir duruşa karşıyız. Özlük haklarımızın yanında sosyal siyasal birçok haklarımız vardır. Fakat yapılan sözleşmelerde bunların hiçbiri gündeme gelmemektedir. Buda emekçilerin tamamen diğer alanlardan tecrit edilmesi anlamına geliyor. Örneğin yandaş sendika siyasal her türlü faaliyette bulunabilir fakat diğer konfederasyonların yaptığı demokratik talepler maalesef sürgünlerle anti demokratik uygulamalarla bastırılmaya çalışılıyor. Bu nedenle memurların siyaset yapma haklarının tanınması ve hizmetin ana dilde yapılması yönündeki talebimizin kabul etmesi gerekiyor" dedi.
'Sözleşmede ülkenin kaynaklarını savaşa yatırma amacı güdülüyor'
Gerçekleştirilen sözleşmede ülkenin kaynaklarını savaşa yatırma amacı güdüldüğünü ifade eden Gülay, "Ülkenin kaynaklarının emekçinin hakları ve ihtiyaçları doğrultusunda dağıtılmasının daha uygun olacağını düşünüyoruz. Bu nedenle bu sözleşme görüşmelerini sağlıklı görmüyoruz ve bunu karşısında sesimizi yükselteceğimizi emekçiler olarak demokratik bir yaşam ortamının barış ortamının yaratılması yönünde her türlü çabamızı göstereceğiz" vurgusunu yaptı.
(zd)