Arzu Çerkezoğlu: Sermayenin kadın politikalarına karşı sendikal strateji lazım

09:06

JINHA

İSTANBUL - Sendikalar kadının en az görünür olduğu alanlardan biri. 47 yıl sonra bir ilk olarak kadın yönetici olarak DİSK'te yer alan Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, kadınların sendikalardaki yerini ve kadının sendikaya girişinin tarihsel boyutunu anlattı. Arzu, "Kadınlar işçi sınıfı içerisinde bütün tarihsel süreçlerde en fazla sömürülen ve kapitalizmin her sürecinde her zaman en kötü koşullarda çalıştırılan kesimdir. Sermayenin kadın işçilere dönük bu köleleştirme politikalarına karşı sendikal stratejinin bir parçası olarak kadın işçilerinin örgütlenmesi, mücadelesi bu programı ve stratejinin oluşması lazım" dedi.

Kadınların sendikal alanlardaki yerine ve kadının sendikaya girişinin tarihsel boyutuna ilişkin DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu değerlendirmelerde bulundu. Arzu, devletin kadınları çocuk doğuran evde oturan ve evde otururken de ucuz iş gücü olarak değerlendiren bir yapıda olduğunu ifade ederek, "Kayıt dışı, yarı zamanlı, güvenliksiz çalıştırabilme biçimlerini hedef haline getiren aynı zamanda sermayenin 20 yıl sonrasının ihtiyaç duyduğu ucuz iş gücü deposunun yedeğini oluşturacakta maddi temel olarak görüyor" dedi. Arzu, kadınların işçi sınıfı içerisinde bütün tarihsel süreçlerde en fazla sömürülen ve kapitalizmin her sürecinde hatta kapitalizm öncesi dönemlerde de her zaman en kötü koşullardan kesim olduğunu belirtti. "Sendikal mücadele ve örgütlenme içerisinde, özellikle bugünlere de bakarak söylemeliyiz ki nerede bir direniş bir mücadele bir fiil müdahale var özellikle o zaman kadınları hep en ön safta gördük" diyen Arzu, kadınların sermayelerin hedefi olmasına rağmen direnişin önünde yer almaya devam edeceklerinin altını çizdi.

'Kadınlar çocukluğundan itibaren ikinci planda'

Kadınların sendikaların kurumsallaşmaya başladığı dönemden itibaren hep var olduğunu fakat yönetim ve temsili mekanizmalarda kadınların her zaman ikinci planda olduğunu vurgulayan Arzu, "Özellikle kamu çalışanlarının sendikal hareketi kadın işçilerini, kadın emekçilerini, kadın kamu çalışanlarının ön saflarda olduğu mücadele süreci yaşandı. İşçi sendikalarında da kuşkusuz kadınlar özellikle direnişlerde, mücadelelerde varlar ama sendikal mekanizmalarda temsiliyet anlamında şuan aslında hiç istenen durumda olduğumuzu söylemem mümkün değil" dedi. Arzu, kadının toplumsal konumunun çocukluğundan itibaren ikinci pozisyon olarak işlendiğine dikkat çekerek, "Kadını daha çok evde ve işte, ev işleriyle çocuk bakmasıyla sorumlu olduğunu dile getiriyorlar. Bu toplumsal algı ve yaklaşımın bir sonucu" diye konuştu. Sendikalarda sendikaların yürüttüğü ve mücadele çizgisinin yetersizliklerine de değinen Arzu, örgütsel mekanizmaların kadınları kapsama açısından var olan yetmezliği de kadının ikinci boyutunu oluşturduğunu belirtti.

'Sendikaların mücadele çizgileri kadınları kapsamalı'

Arzu, kadınların siyasete katılımlarının, tüm toplumsal örgütlenmenin biçimlerine tüm toplumsal mücadelelerine katılmalarının genel bir problem olduğunu söyledi. Kadınların örgütlenme süreçlerinde yaşadığı sorunlardan birinin de siyasal alanların erkek egemen bir yapı içermesinden kaynaklı olduğuna dikkat çeken Arzu, sendikaların mücadele çizgisi ve programının kadınları kapsayacak biçimde tüm örgütsel araçlarla donanmış olmamasının da sendikalara katılımlarda problem olduğunu ifade etti. Kapitalizmin her döneminde kadın işçileri özel olarak kendi karını arttıracak ucuz ve güvencesiz iş gücü olarak gördüğünü söyleyen Arzu, "Kapitalizmin neoliberal dönemleri içerisinde tanımladığımız son birkaç yılda art arda çıkartılan yasalarda da görüyoruz ki kadınlar bugün sermayenin ve onun hükümetlerinin doğrudan ucuz ve güvencesiz işçilik politikalarının doğrudan hedefinde. Üst üste bu kadar çok yasa çıkartılması aslında sermayenin yaklaşımını göstermesi açısından son derece önemli" diye konuştu. Arzu, kadınların direniş içerisinde hiçbir zaman geri adım atmayan yapıya sahip olduklarının altını çizerek, "Buna örnek olarak SerapoolDirenişi'ni ve DİSK'in yürüttüğü Devrimci Sağlık İş'in Maltepe Direnişi'ni gösterebiliriz. Direnişlerde kadınlar, barikatın hep en önünde olurlar ve asla geri atmazlar" dedi.

'Erkek egemenliğin aşılması örgütsel ve stratejik yaklaşımla mümkün'

Erkek egemenliğin aşılmasının örgütsel ve stratejik yaklaşımla mümkün olduğunu belirten Arzu, "Sermayenin kadın işçilere dönük bu köleleştirme politikalarına karşı sendikal stratejinin bir parçası olarak kadın işçilerinin örgütlenmesi, mücadelesi bu programı ve stratejinin oluşması lazım. Ancak böyle bütünlüklü bir yaklaşım özellikle işçi sendikaları açısından söylüyorum tarım işçilerinin örgütlenmesini ve aynı zamanda bütün sendikal mekanizmalarda temsilinin sağlanmasının önünü açabilir" dedi. Arzu, yapısal dönüşüme ihtiyaç olduğunu da hatırlatarak, "Yönetimde göstermelik temsiliyet sağlamanın ötesinde kadın işçilerinsendikal stratejinin ana parçası ana ekseni olmalı. 3-5 tane bakanlık bir araya gelip bunun stratejisini kuruyorsa sermaye için o zaman bizimde sendikal alanda sınıf hareketi içersinde kadın işçilerin örgütlenmesi ve mücadelesi için böylesine büyük bir strateji kurmamız lazım" diye belirtti.

'Kadınlar yasal olan haklarınıda kullanamıyor'

DİSK'te 47 yıl sonra ilk kez bir kadın yönetici olduğunu dile getiren Arzu, Şubat ayında genel kurulun kadın işçilerinin örgütlenmesi ve mücadelesi temel eksenlerini belirlemek hemde bunun örgütsel karşılıklı oluşturmak konusunda bir çalışma yürüttüklerini belirtti. Arzu "Özellikle sendikasız, sigortasız çalışmanın olduğu güvencesiz çalışmanın bu kadar yaygınlaştığı bir dönemde bu sermaye politikalarında evet kadınlar var ama aynı zamanda çok kısmi de olsa örgütlü ve toplu iş sözleşmesiyle haklarını güvence altına alabileceğimiz yerlerde de mutlaka kadınlar açısından bir takım sonuçlar olmak zorunda" dedi. Arzu, son olarak şöyle dedi: "Toplu iş sözleşmelerinde kadınlara yönelik maddelerin mutlaka yer alması gerekiyor. Bunlar kurumsal hale gelmeli misal olarak doğum izninin uzatılması ve bunun kullanımının güvence altına alınmasının gerektiğini söyleyerek çoğu zaman kadınlar bütün güvencesiz yerlerde olduğu gibi yasal olan haklarını da kullanamıyor yani doğum izni veriliyor ama kim veriyor bu izni?Hangi patron? Bırakın doğum izni vermeyi hamile olduğu için işten çıkartılan işçiler var."

(mı-en/dk/fk)