Serapool'da direnişe kadınlar öncülük ediyor
09:11
JINHA
İSTANBUL - Pendik'te Serapool Havuz Malzemeleri İmalat Fabrikası'ndaki ağır çalışma koşullarına karşı başlatılan sendikal örgütlenme sürecinde bir işçinin işten atılmasıyla başlayan direnişte yer alan kadınlar mücadeleye devam edeceklerini söyledi. Direnişçi kadınlar, "Fabrikaya sendikalı olarak gireceğiz" dedi.
İstanbul'un Pendik ilçesinde bulunan Serapool Havuz Malzemeleri İmalat Fabrikası'ndaki ağır çalışma koşulları nedeniyle DİSK'e bağlı Cam Seramik- İş Sendikası ile örgütlenme çalışması başlatan çoğu kadın 100'den fazla işçi, bir işçinin sendikaya üye olduğu gerekçesiyle işten çıkarılması üzerine iş bırakma eylemine başladı. İşçiler direnişin 28'inci gününde fabrika önündeki bekleyişlerini sürdürürken Serapool işçisi direnişçi kadınlar, mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini ve sendikalı olarak fabrikaya gireceklerini söylediler.
'Fabrika içerisinde baskı uygulanıyor'
Fabrikada fileleme bölümünde çalışan direnişçi kadınlardan Satı Urbaş, 50 derece sıcaklıkta çalıştıklarını söyleyerek ne kadar ağır şartlarda üretim yaptıklarını şöyle anlattı: "40 kilogramlık kasaları kaldırıyoruz. Yarım saat molamız var. Her şeyi yarım saat içinde yapmak zorundayız. Fabrika içerisinde çalışırken kimsenin sohbet etmeye dahi vakti yok." Satı, fabrika içerisinde büyük bir baskının varlığından söz ederek, işe gitmedikleri, hatta rapor aldıkları günlerde bile ücretlerinde kesinti yapıldığını ifade etti. İşverenle bire bir görüşme imkanlarının olmadığını vurgulayan Satı, "Patron yüzümüze bakmıyor. Birebir görüşmek isteyenler de işten atılıyor" diye konuştu.
'Ağır çalışma koşullarına karşı sendikaya üye olduk'
"Fabrikadaki ağır çalışma koşullarına karşı ne yapabiliriz" diye düşünerek sendikaya katılma kararı aldıklarını belirten Satı, sendikal örgütlenme sürecinde yaşadıkları tereddütleri de şöyle anlattı: "Tazminatımızı vermeden bizi işten atarlarsa diye düşünüyorlardı. Başta bize karşı çıktılar. Fakat bir arkadaşımız işten atılınca 60 kişiden 140 kişiye çıktık. Herkes destek vermeye başladı." Fabrika içerisinde işçiler ile işveren arasında gelişen olayı anlatan Satı, "Patron geldi. Sendikalılar bir tarafa, sendikasızlar bir tarafa dedi. Patron böyle deyince sendika üyesi olmayan arkadaşlarımız da 'Biz de sendika üyesiyiz' diyerek yanımıza geldi. Durum böyle olunca patron tek başına kaldı. Tek başına kalınca üretim de tamamen durdu. Bu şekilde 140 kişi dışarı çıktık ve direnmeye başladık" dedi.
'Kişi başına 10 polis düşüyordu'
Direnişin ilk günlerinde işverenin "gelin, çalışın" diye haber yolladığını söyleyen Satı, işçilerin işverenin çalışma talebini kabul etmemesi üzerine herkesi işten çıkardığını, ardından polislerin fabrikaya gelerek kendilerini zorla fabrika dışına çıkarttığını ifade etti. "Kişi başına 10 polis düşüyordu" diyen Satı, işçilerin polis müdahalesi karşısında özellikle AKP hükümetine tepki gösterdiğini sözlerine ekledi.
'Biz kazanacağız'
Sendikal örgütlenme sürecinde kadınların sendikaya bakış açılarından bahseden Satı, "Fabrikada çalışan işçilerin çoğu kadındır. Bu kadınlarında çoğu dini inançlarına bağlıdır. Ancak, sendika için 'sendika haramdır, girmeyin' dediler. Bu yüzden kadınların sendikaya ön yargılı yaklaşımlarını kırmak için onlarla birebir konuştuk. Ayrıca sendikanın bize getirilerinden söz ettik. Sonuçta biz karlı çıkacağız dedik. Bu konuşmaların ardından bir de baktık ki erkeklerle bile konuşmayan kadınlar slogan atmaya başlamış" dedi.
'Sendika ile fabrikaya girip çalışacağız'
Satı, 7 Haziran seçimleri sonrası oluşan meclisten öncelikli olarak asgari ücretin artırılması ve taşeron sisteminin bitirilmesini talep ettiklerini belirterek, meclisin işverenden yana tutum sergilememesi gerektiğini kaydetti. Satı, direnişleri boyunca HDP ve CHP'li vekillerin kendilerine destek olduğunu kaydederek, "Buradaki insanlardan oy almış olmasına rağmen AKP neden gelmedi?" sorusuna yanıt istedi. Son olarak mücadeleye devam edeceklerini söyleyen Satı, sendikalı olarak fabrikaya girip çalışacaklarının altını çizdi.
'Raporum olmasına rağmen sigortam ve maaşım kesildi'
Direnişteki Serapool işçilerinden Gülsüm de fabrika içerisinde yaşadıkları sorunlara dikkat çekerek, fabrikada yaşadığı iş kazasını anlattı. Gülsüm, çalıştıkları makinelerin çok hızlı olduğunu ve bu hızdan dolayı 11 Şubat günü çalışırken elini makineye kaptırdığını söyledi. Eline 11 dikiş atıldığını ve kendisine 40 gün rapor almasına rağmen sigortasının ve maaşının kesildiğini söyleyen Gülsüm, "Beni fabrikadan hiç kimse aramadı. Bana sahip çıkan hiç kimse olmadı" dedi.
'Fabrikada hiçbir değerimiz yok'
Direnişteki işçilerinden Büşra ise, çamurla çalıştıklarını ve iş koşullarının çok ağır olduğunu kaydetti. Çalıştıkları alanın sıcak olmasına rağmen havalandırmanın olmadığının altını çizen Büşra, "Çamur kuruyor diye camı bile açtırmıyorlardı" diye belirtti. Sendikal örgütlenmenin ilk olarak kadınlardan başladığını söyleyen Büşra, ayrıca sendikaya üye olduklarını öğrenen işçilerin kendilerini vazgeçirmeye çalıştıklarını dile getirdi
(en/dc/gc/fk)