Ambarlı kadınlar artık kendi topraklarını ekip biçecek
09:04
Beritan Canözer / JINHA
AMED - Yıllarca batı illerine giderek mevsimlik işlerde zor koşullar altında çalışan Ambarlı kadınlar, DTK Ekonomi Komitesi ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Ekonom Geliştirme Daire Başkanlığı'nın ortak tarım projesi ile artık çok mutlu. "Kendimizi cennetteymiş gibi hissediyoruz" sözleriyle yaşadıkları mutluluğu dile getiren kadınlar, belediyenin sağladığı imkandan çok memnun.
DTK Ekonomi Komitesi ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Ekonom Geliştirme Daire Başkanlığı'nın ortak tarım projesi, Bismil ilçesine bağlı Ambar köyünde kendilerine devredilen hazine tarım arazilerine, yoksul ve dar gelirli ailelerin geçimlerini sağlamaları amacıyla sebze fideleri ekti. Diyarbakır'ın tüm ilçe köylerinde buna benzer çalışmalar yapılacak ve bu şekilde mevsimlik işçilerin çalışmak için farklı şehirlere gidilmesi önlenecek. Büyükşehir Belediyesi'ne ait 229 dönümlük tarım arazisinin 107 dönümüne kuru olduğu için mercimek, 87 dönüm iki parça araziye karpuz ve geri kalan 35 dönümlük alana da salatalık, domates, biber, patlıcan ekimi yapıldı.
'Bu yıl rahat bir nefes alacağız'
Bismil'in Ambar köyünde yaşayan köy sakinleri yıllarca geçimlerini sağlayabilmek amacıyla Türkiye'nin batı illerine giderek mevsimlik işlerde çalıştı. Bu yıl mevsimlik işlerde çalışmak için batı illerine gitmeyeceklerini ve rahat bir nefes alacaklarını belirten Ambar köyü sakinlerinden Hamdiye Ayaz, mevsimlik işlerde yaşadıkları sıkıntıları şu şekilde aktardı: "Sabahın erken saatlerinden akşam geç saatlere kadar çalışıyorduk. Hasta oluyorduk, gidecek doktor bulamıyorduk. Bir gelirimiz olsa o rezaleti çeker miydik? Mecburduk. Çocuklarımızı doyurabilmek, onların ihtiyacını karşılayabilmek için çalışmak zorundaydık. Toprağımız yok, bir gelirimiz yok, işimiz yok, gitmesek ne yapacaktık. Başka insanların işini yaparak para kazanıyorduk. Orada zulüm görüyorduk. Kendi topraklarında istediğin kadar çalışsan da bu sana zor gelmiyor hatta keyifli geliyor."
'Bu proje ile çok mutluyuz'
Proje ile çok mutlu olduklarını ifade eden Hamdiye, kendi topraklarında çalışmanın verdiği heyecanın çok farklı olduğunu dile getirdi. Hamdiye, "Gelip bize bu toprağı verdiler. Burada sebzelerimizi ekiyoruz, çok severek yapıyoruz. Hiç zorlanmıyoruz. Evimiz burada, çocuklarımıza daha rahat bakıyoruz. Hem kendimiz kazanacağız hem insanlara kazandıracağız. Burada 5 aileyiz, beraber yiyoruz, beraber oturuyoruz, beraber çalışıyoruz. 4 kadın çalışıyoruz burada. İnsanın kendi toprağı, ülkesi hiçbir şeye benzemiyor. Yabancı değilsin, kendi toprağında çalışmak daha güzel oluyor. Gittiğimiz yerde bir şey olsa hemen biz suçlanırdık. Burası biliyoruz ki bizim malımızdır, bizim emeğimizdir. Yesek, döksek, satsak kimseye hesap vermeyeceğiz. Sabah geliyoruz akşama kadar buradayız. Gidiyoruz bir de evde temizlik, yemek yapıyoruz ama keyifli oluyor. Daha büyük bir aşkla çalışıyoruz" diye konuştu.
'Köyümü ve doğamı seviyorum'
Hamdiye'nin kızı 13 yaşındaki Nilüfer Ayaz da 6 yıldır ailesi ile beraber mevsimlik işlerde çalışıyor. Türkiye'nin eğitim sisteminden rahatsız olduğunu söyleyen Nilüfer, bu nedenle eğitimini yarıda bıraktığını kaydetti. Doğayla iç içe olmaktan, tarım işiyle uğraşmaktan dolayı çok mutlu olduğunu dile getiren Nilüfer, "Başka illere gitmektense burada çalışmak çok daha iyi. Batı illerinde bize iyi davranmıyorlardı, annem çok yoruluyordu. Sürekli çalışıyorduk, nefes bile almaya vakit olmuyordu. Elimizden geldiğince burada çalışacağız ve ekimimizi, çapamızı beraber yapacağız. Patlıcanlarımızı ve domateslerimizi ektik şimdi de biber ve salatalıklarımızı ekiyoruz. Şehir hayatını hiç sevmiyorum köyde olmaktan çok mutluyum, doğayı seviyorum. Köyden başka yere gitmeyi hiç istemiyorum" ifadelerinde bulundu.
'O zulümden kurtulduk'
Bu proje ile toprak sahibi olan 7 çocuk annesi Ümran Çakmak ta yaşadığı mutluluğu tarif etmekte zorlandığını belirtti. Ümran şunları belirtti: "Allah belediyemizden razı olsun, bize böyle bir imkan sağladı. Halimizden çok memnunuz. Çocuklarımızı peşimize takıp iki kuruş para için batı illerinde artık çalışmayacağız ve kendi toprağımızda kendi gelirimizi kendimiz sağlayacağız. Sabah geliyoruz, akşama kadar buradayız. Güneşin altında çalışıyoruz ama hiç gözümüze gelmiyor. Kendimi cennetteymiş gibi hissediyorum. Başkasının toprağında çalışmak çok zor. Bağırıyorlar, kızıyorlar, küfür ediyorlar. Biliyorlar mecbursun yapacak başka bir şeyin yok, ağızlarına geleni sayıyorlar. Kurtulduk artık o zulümden. Hem biz doyacağız, hem başkaları doyacak bu topraklarda."
(mg)