Kürdistan'daki yoksulluğun diğer yüzü: Mevsimlik tarım işçiliği (2)
09:15
Cahide Harputlu/JINHA
AMED - İnsanlık tarihinde ilk tarımın yapıldığı topraklarda yanlış politikalar nedeniyle tutunamayan binlerce kişi bahar aylarıyla birlikte mevsimlik işçilik için göç yollarına düşüyor. Mevsimlik işçilerle ilgili yaptığı araştırmanın sonuçlarını paylaşan Mezopotamya Tarım İşçileri Derneği gönüllüsü Oya Ocak, özellikle kadınların bu göç sırasında yoğun mağduriyet yaşadığını söylüyor. Oya, Hamile kadın sayısı fazla olan tarlalar da vardı ve tarlada doğum ve düşük yapan birçok kadınla karşılaştık. Ayrıca kadınlar 11-12 saat üretim sürecine dahil olduktan sonra 4-5 saat temizlik, bulaşık, çamaşır yıkama, ekmek yapma ve çocuk bakımıyla ilgilendikleri için günlük ortalama 16-17 saat çalışmış oluyor" dedi.
Kürdistan'da yaşanan yoksulluğun en görünür yönlerinden biri mevsimli göçler. Yapılan araştırmalara göre son üç yılda 6 milyon çiftçinin eli tarımdan çektirildi. Buna bağlı olarak sadece Diyarbakır'da yoksulluk sınırının altına düşen insan sayısı yüzde 60-70'leri buluyor. Mevsimlik tarım işçiliği yapan ailelerle görüştükten sonra bu konuda çeşitli araştırmalar yapmış, saha çalışmaları yürütmüş olan Mezopotamya Tarım İşçileri Derneği gönüllüsü Oya Ocak, gözlemlerini ve mevsimlik tarım göçünün boyutlarını, zorluklarını ve alternatif tarım politikalarını anlattı. Emek sömürüsünün en fazla yaşandığı alanlardan biri olan mevsimlik tarım işçiliğinin kadın emeğini de iki kat sömürdüğüne dikkat çeken Oya, bu sorunun geçici projelerle çözülemeyeceğini ve kapitalizm odaklı üretimden demokratik işleyiş biçiminin hakim olduğu, öz yönetimi işçilerin elinde olan, emek odaklı üretim sürecine geçilmesi gerektiğini aktardı.
'Göç son yıllarda arttı'
"Amed de yaşanan mevsimlik göçün boyutları nelerdir? geçmiş yıllara oranla bir farklılık var mı?" şeklinde sorduğumuz soruya Oya, "Amed, mevsimlik tarım işçisi göçü veren aynı zamanda da yakın il ve ilçelerden de göç alan bir il konumunda. Bu konuda net bir rakama ulaşmak mümkün değil çünkü bazı aileler sürekli mevsimlik tarım göçüne dahil olmaktayken, bazı aileler belli dönemlerde mevsimlik tarım göçüne dahil oluyor. Örneğin borcu çok olan aileler, borcunu ödedikten sonra mevsimlik tarım göçüne katılmama kararı alıyor. Önceki yıllara oranla Amed'te mevsimlik tarım işçisi göçü artmış durumda, hatta görüşme yapılan ailelerden bazıları gezici mevsimlik tarım işçisi olduğu için, kazandıklarını yol parasına ve dayıbaşına yedirmemek için tarım işçisi olarak çalıştıkları bölgeye kalıcı olarak göç etme kararı alıyorlar" diye yanıt verdi.
Mevsimlik göçlerin daha çok hangi yolla ve nereye gerçekleştiğine ilişkin görüşlerini paylaşan Oya, "Amed'teki mevsimlik tarım işçileri yoğun olarak Sakarya, Düzce, Bolu ve Afyon'u tercih ediyor. Çalışılan işler ise daha çok hasat, çapa, havalandırma ve sulama işlemleri yapılıyor" dedi.
'Kadın emeği iki kez sömürülüyor'
Özellikle kadın tarım işçilerinin iki kat daha fazla mağdur olduğuna dikkat çeken Oya, "Mevsimlik tarım işçiliği zaten başlı başına bir güvencesizlik sahası, benim çalışmalarımda kadınlarda erkekler gibi ağır iş yükü altında çalışıyordu. Örneğin Suruç' ta fıstık tarlasında çalışan kadınlar ağaçlara çıkıyor, ağır çuvallar taşıyordu. Hamile kadın sayısı fazla olan tarlalar da vardı ve tarlada doğum ve düşük yapan bir çok kadınla karşılaştık. Ayrıca kadınlar 11-12 saat üretim sürecine dâhil olduktan sonra 4-5 saat temizlik, bulaşık, çamaşır yıkama, ekmek yapma ve çocuk bakımıyla ilgilendikleri için günlük ortalama 16-17 saat çalışmış oluyor. Ki ne yazık ki yoğun çalıştıkları halde emeklerinin karşılığını alamıyorlar" şeklinde konuştu.
'Kapitalist üretimden emek odaklı üretime geçilmeli'
Binbir çile ile yola düşen mevsimlik işçilerin kölelik koşullarına mahkum edildiğini ancak buna karşın dönüş yoluna borçlu çıktıklarını anlatan Oya, "Mevsimlik tarım işçiliği bir ailenin yıllık geçim ücretini karşılamıyor, bazı kesimler tarafından ailece çalışmaya katıldıkları için çok para kazanıyorlar sanılıyor ama aslında öyle bir durum yok, çünkü kazandıklarının yarısı dayıbaşı, yol parası, yemek parası, elektik ve su parasına gidiyor. Ki zaten çoğu mevsimlik tarım işçisi ve tarım sezonu dışında geçinebilmek için genellikle dayıbaşına borçlanıyor. Amed'te geçici mevsimlik tarım işine giden işçilerle de görüşme yapma imkânım oldu, onlar da günlük 10 saat çalışarak düşük 22,5 TL alıyor ve şanslılarsa çavuş olmadan işe giderek 25 TL alabiliyordu. Aynı şekilde tarlada çalışan çocuk işçi sayısı da bir hayli fazlaydı" diye konuştu.
'Mevsimlik tarım işçileri Türkiye'nin en yoksul kesimidir.
Mevsimlik göç oranlarının son yıllarda çok fazla artmasının temel nedeninin Kuzey Kürdistan'daki yanlış tarım politikaları olduğuna dikkat çeken Oya şunları söyledi: "Mevsimlik tarım işçiliği gibi kronikleşmiş bir soruna siz geçici pansumanlarla çözüm bulamazsınız, kalıcı çözüm yöntemleri ile sorunu tamamen ortadan kaldırma odaklı yaklaşılmalı. Bunun tek çözümü de; toprak reformu, tarımsal kooperatifler ve kent tarımıdır. Geçici projelerle mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarına çözüm bulunmamakla beraber var olan sorunları ortadan kaldırmak yerine mevsimlik tarım işçileri için değil, yeni projeciler için geçim sahası oluşturulmaktadır. Oysaki yapılması gereken; kapitalizm odaklı değil demokratik işleyiş biçiminin hâkim olduğu, özyönetimi işçilerin ele geçirdiği, emek odaklı olan fabrikalarda işçilerin üretim sürecine dahil olmalarıdır. Benim yaptığım görüşmelerde mevsimlik tarım sezonu dışında, bazı kadınlar evlere temizliğe gidiyor, bazıları fabrikada çalışıyor bazıları ise mezarlıkta su satıyordu. Tabi tarım sezonu dışında iş bulamayan kadınlar da vardı. Erkekler ise genelde geçici inşaat işlerinde çalışıyordu. Kadınların tarım sezonu dışında çalıştıkları diğer alanlarda da yine aynı şekilde düşük ücret, fazla çalışma saati ve güvencesiz iş koşullar altındaydı. Ve kadın eve döndüğü zaman da yine ücretsiz ev işçisiydi."
Kalıcı çözüm
Son olarak "Sofralarımıza gelen bütün ürünlerde mevsimlik tarım işçilerinin emeği varken, Türkiye'nin en yoksul kesimini mevsimlik tarım işçilerinin oluşturması ve bu konuya toplumun duyarsız kalmasının endişe verici bir durum olduğunu belirtmek istiyorum" diyen Oya, Yani mevsimlik tarım işçilerinin içinde bulunduğu bu yokluk ve yoksullukla beraber mevsimlik tarım işçisi çocukların eğitimden geri kalarak yaşam haklarının elinden alınmasında hepimizin payı var. Artık çözüm yöntemleri için ciddi ve kalıcı adımlar atılmalı" şeklinde konuştu. BİTTİ
(fk)