'Sendikalarda ki erillik mücadeleyle değişir'

16:59

JINHA

İSTANBUL - KADAV'ın düzenlediği, 'Sendikalarda Kadınlar: Kadın örgütlenmesi, sorunlar ve modeller' isimli toplantıda kadınların sendikalaşamaması ve sendikalaşma noktasında neler yapılaması gerektiğine dikkat çekildi. Deneyimlerini paylaşan kadın sendikacılar, eril sendikacılığın mücadele ile değişeceğine dikkat çekti.


Kadınlarla Dayanışma Vakfı (KADAV) tarafından organize edilen ve Friedrich Ebert Stiftung Derneği'nin destekçisi olduğu , 'Sendikalarda Kadınlar: Kadın örgütlenmesi, sorunlar ve modeller' adlı toplantı, Şişli Kent Kültür Merkezi'nde gerçekleştirildi. Toplantıda, kadınların sendikalaşamaması, sendika yönetimlerinde karar mekanizmalarında yer almaması ve bu konuda neler yapılabileceği konuları üzerine konuşmalar yapıldı. İndustriALL Küresel Sendika'nın Kadın İşlerinden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Monika Kemperle, Viyana Üniversitesi'nden akademisyen ve sendikalar-toplumsal cinsiyet çalışmaları uzmanı olan Sabina Blaschke'in konuşmacı olarak yer aldığı toplantıda ilk olarak Kocaeli Üniversitesi öğretim görevlisi Doç. Dr. Betül Urhan, sendikalarda kadınların yer almayışı ve var olan sendikaların kadınlara bakış açısına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

'Anne ve eş olarak yaklaşım çözüm olmaz'

Betül, kadının kadın olarak görülmesinin ve sorunları ayırmanın kadınlara karşı yapılan bir kötülük olduğuna dikkat çekerek, "Kadınlara verilen geleneksel roller kadının yaşamında geri kalmasına sebep oluyor. Aileden, evden sorumlu olarak görülen kadınlar, sendika içlerinde de erkeklerin bacı, anne, eş yaklaşımıyla birlikte herhangi bir sorumluluk alamadığı gibi kendileri de bu noktada çekimser kalıyor. Kadının anne ve eş olarak tanımlanması çözüm yolu değildir" dedi. Sendikalarda kadınların eşitliğinin 'dinsel ve geleneksel' bir eşitlenme anlayışı ile savunulmakta olduğunu söyleyen Betül, bu eşitsizliğin kökeninin tarihsel, sosyolojik, siyasal ve yapısal nedenler gibi özensiz süreçlerle açıklandığını ifade etti.

'Sendikalar işçilere gitmiyor'

Sendikaların kadınları dışarıda bıraktığını dile getiren Betül, "Tekstil sektörünün neredeyse yarısından fazlası çalışma alanlarını merdiven altına kaydırmış durumda. Tekstilde çalışan kadınların sendikalaşmaması böyle oluşuyor. Sendikalar işçilere gitmiyor. Kadınlar konusunda bilgi sahibi değiller ve bunun için çaba sarf etmiyorlar. Erkeklere nasıl gidiyorlarsa kadınlara da öyle gidiyorlar. Kadınların örgütlenme alanları da erkek alanları olarak karşımıza çıkıyor. Kadın örgütçü oluşturmuyorlar ve böyle bir ihtiyaç görmüyorlar" diye kaydetti. Monika Kemperle'de, kendi deneyimlerinden yola çıkarak, erkek egemen sendikalarda kadın katılımının artırılması konusunda nasıl politikalar oluşturulması gerektiğine dair konuşarak şöyle dedi: "Sendikamız farklı kültür ve hedefi olan üç ayrı sendikanın yan yana gelmesiyle oluştu. Maden, tekstil ve kimya çalışmaları yürüten üç ayrı konfederasyon ve üçünün de kadınlara yönelik bakış açısı çok geriydi. Kadınlara ilişkin boyutuyla eşitliği sağlayabilmek için ortak dili oluşturmak için çok çaba sarf ettik."

'Kadınların ihtiyaçları sendikalar tarafından dikkate alınmalı'

Sendikalarda ki hiyerarşik yapılanmalarla kadınların sözlerinin geçerli olmadığını ve temsiliyetlerinin de düşük olduğunu ifade eden Monika, "Alınan kararlar ve sendikalar normal bir görünümde kalıyor. Sendikanın içinde sektörel dağılım var. Kadınların ihtiyaçlarının sendika tarafından dikkate alınması gerekiyor. Sektörleri dünya nüfusuna orantıladığımızda dünya sektörünün yüzde 80'nde güvence bulunmamakta emeklilik bulunmamakta. Dünya nüfusunun toplamına bakıldığında yüzde 7'lik bir grup kadın erkek bağımsız bir sendika temsilcilik grubuna ait. Bu yüzde yükseltilemediği taktirde tüm bu ataerkil yapılara rağmen koşullarda hiçbir şey değişmeyecektir" açıklamalarında bulundu.


Monika, sendika içerisinde kullanılan dilin çok önemli olduğunun altını çizerek, "Benim sendikam erkek egemen bir sendikaydı, belli bir anlayışın oluşması gerekti. Bir seminerde sadece kadın dilini kullandık ve 10 dk sonra erkekler ayağa kalktı ve bizi unuttunuz mu biz nerede kaldık dediler. Biz her zaman erkek dili duyuyoruz ve görünmez hale geliyoruz. Dili kullanmak buradan önemli" diye kaydetti. Monika, "Önümüzde ki sene içerisinde yapacağımız kurulda kadın kotasını yüzde 40'a yükseltmeyi hedefliyoruz. Zaten şuan yüzde 30'luk bir kotamız bulunmakta. Sendikayı kadınlar için nasıl çekici hale getirebiliriz diye her bireyin düşünmesi gerekiyor" dedi.

'Kadınların kendine güvensizliği temsil eksikliğinde etkili oluyor'

Sabina Blaschke, ise sendikalarda kadınların karar verme mekanizmalarında katılımında söz sahibi olması üzerine bir sunum gerçekleştirdi. Sabina, sunumunda Avusturya ve Almanya'da ki sendikalar üzerinden örnekler vererek şöyle dedi: "Kadınlar karar alma mercilerinde tercih edilmiyorlardı ama şimdi ki süreçte sendikaların yarısında karar alma mercilerinde kadınlar temsil ediliyor. kadınların sendika içinde ki onlarca yıl süren çabaları sonrasında temsiliyetleri arttı. Süre sadece fonksiyonun yerine getirilmesi değil. Aileyle çocuklarla o kadar meşgul ki kadınlar sendikal faaliyet içerisinde çok yer alamıyorlar. Üst düzey görevleri kabul etmiyorlar. Vakit harcamak istemiyorlar. En çok karşılaştığımız sorunlardan birisi. Sendika içinde kadınların temsilinin eksikliğinin bir sebebi bu durum."

'Erkekler kadınların önemli noktalarda yer almasını istemiyor'

Kadınlar bu tür görevden kendilerine güvenmedikleri için çekildiğini dile getiren Sabina, "Önemli fonksiyonlarda yer almakta çekimser davranıyorlar. Kadınları motive etmek aktif olarak konuşmak gerekiyor. Erkekler kadınların önemli görevlerde yer almasını istemiyor. Kadınların adaylıkları kabul edilmiyor. Kadınlar erkekler tarafından dolaylı olarak ya da bir şekilde engelleniyor. Kadınlara yeterli destek de sağlanmıyor önemli pozisyonlara gelmeleri noktasında" şeklinde konuştu. Sabina, kadınların en alt seviyelerde temsil edilmedikleri için yönetim seviyelerinde de temsiliyetlerinin düşük olduğuna dikkat çekerek, "Bu durum son zamanlarda değişiklik göstermiş durumda. Üyeliklerde artma söz konusu. Kadınlara doğrudan hitap etmek gerek. Kadınlar kadınlarla görüşüyor ve sendika içerisinde yer alıp almak istemedikleri soruluyor. 'Hayır' dediklerinde ikinci bir kez sormaya gidildiğinde bu süreç içerisinde kadınlar motive ediliyor. Kadınların becerileri arttırılıyor. Kadınlar bir mentorla olan çalışma ile destekleniyor" diye kaydetti.

(dk-ed/fk)