'Köyümde kendim üretip kendim kazanıyorum'

11:00

JINHA

DERSİM - Baskı ve ekonomik nedenlerden dolayı köylerini terk etmez zorunda kalan kadınlar, yıllarca kentlerin dayattığı yaşama karşı direndi. Artık köylerine dönmeye başlayan kadınlar burada hem eski günlerini yeniden yaşıyor hem de kendi üretimini yapıyor.

Yüksek dağları ve orman yeşilini bağrında taşıyan Munzur'uyla, geyik, dağ keçisi, bin bir çiçeğiyle Dersim'de köy yaşantısının başka bir güzelliği var. 1938'den başlayarak bugüne kadar baskının eksik olmadığı Dersim'de köylerden kentlere doğru yoğun göçler yaşandı. Göç ettikleri Avrupa, Türkiye metropolleri ve kent merkezinde, kendi köylerinin özlemiyle yaşamak zorunda kalan halk, modernitenin dayattığı yaşama karşı köylerine geri dönüyor. Halk köylerinde kendi üretimini yaparak, tüm ihtiyaçlarını karşılıyor.

Nazimiye ilçesine bağlı Kocakoç köyünde yaşayan Melek Tugay, kapitalist sistemin dayattığı yaşamı kabullenmiyor. 22 yıl boyunca kentte yaşamak zorunda kaldığını ifade eden Melek, "O yaşama ayak uyduramadım. Tekrar köyüme geri dönerek kendi sebzemi ekerek doğal yaşıyorum. Aynı zamanda evimin önüne kurduğum tezgahla sebze satıyorum ve bu şekilde ekonomik ihtiyaçlarımı karşılıyorum" dedi.

'Şehirde nefes alamıyordum'

Ekonomik nedenlerden kaynaklı köyden Dersim'e yerleştiğini ve bir süre orada çalıştığını anlatan Melek, "Fakat orada yaşam çok zor olduğu için ayak uyduramadım. Çocuklarım büyüdükten sonra köye dönerek evimin tadilatını yaptım. 6 yıla yakındır tekrar köyüme döndüm. 22 sene boyunca şehirde kaldım. Hiçbir tat alamdım şehirde her nefes aldığımda çocukluğumun geçtiği köyü özlüyordum" diye anlattı.

'Her şeyin doğalını üretiyorum'

Köye yerleştikten sonra evinin tadilatını yaparak, bahçesine sebze eken Melek "Köy yaşamı doğaldır. Bu doğallığı şehirlerde bulamıyoruz. Evimin önünde bulunan arsada sebze ekiyorum. Ayrıca meyve ağaçlarım, tavuklarım ve arılarım var. Her şeyin doğalını burada yiyorum. Onun için sağlıklı da yaşıyorum. Çok mutluyum, huzurluyum. Üretici olarak burada yaşamımı sürdürüyorum. Kenti çökeleğimi yapıyorum, meyvelerden kendi reçelimi yapıyorum. Böylelikle GDO'lu yiyeceklerden uzak duruyorum. Şehir yaşantısı canımı sıkıyor. Köydeyken sanki yeniden doğmuş gibiyim. Burada hem kendi işçiliğimi hem de ustalığımı yapıyorum" diye belirtti.

(aı-dk/gc)