'Esnek çalışma teşvikinin esas amacı doğurganlığı arttırmak'

12:37

JINHA

İSTANBUL - KEİG tarafından torba yasa ve kadın istihdamındaki gelişmelere ilişkin düzenlenen panelde konuşan, Prof. Dr. Gülay Toksöz, esnek çalışma teşvikinin esas amacının doğurganlığı arttırmak olduğunu kaydederek, "Çocuk doğuran kadın çalışanlara tanınan yarı zamanlı çalışmanın hem memur hem işçi kadınların istihdamını olumsuz etkileyecek" dedi.

KEİG Platformu, Mimar Sinan Üniversitesi Bomonti Kampüsü'nde Torba yasa ve kadın istihdamındaki gelişmeler üzerine bir panel düzenledi. Kadın istihdamı politikaları, sosyal güvelik ve bakım emeği konularının masaya yatırıldığı panelde, kadın dayanışması ve örgütlenme üzerine de tartışma yürütüldü. Panele Prof. Dr. Gülay Toksöz, Sosyal Güvenlik Uzmanı Fatma Şenden Zırhlı ve Yrd. Doç. Dr. Çağla Ünlütürk Ulutaş katıldı.

' AKP döneminde işsiz kadın sayısı arttı'

Panelde ilk olarak söz alan Gülay Toksöz, kadın istihdamı politikalarını yakın tarihte yaşanan politik ve ekonomik gelişmeler bağlamında değerlendirdi. Patriarkal mekanizmaların kadın emeğini her zaman denetim altında tutmaya çalıştığını belirten Gülay, "80'lerden itibaren yaşanan neo-liberal dönüşümün yarattığı ucuz işgücü ihtiyacının kadın işgücüne talebi arttırdığını; ancak bunun daha çok genç ve bekar kadınlar için söz konusu oluyor" dedi. Gülay, 2002 yılından itibaren iktidarda olan AKP hükümetinin 2007'ye kadar olan ilk dönemde AB'ye uyum sürecinin etkisiyle "kadın istihdamını arttırma" hedefini metinlerde birey temelinde kurduğunu, ancak 2007 sonrasındaki tüm kamu metinlerinde vurgunun kadından aileye kaydığını ifade etti. AKP döneminde işsiz kadın sayısının erkek işsiz sayısından çok daha fazla bir artış gösterdiğini vurgulayan Gülay, "Bunun arkasında inşaat sektörünün olduğunu, yani esas olarak kadın değil erkek istihdamını artıracak işler yaratılıyor" şeklinde konuştu.

Esnek çalışma teşvikinin esas amacının doğurganlığı arttırmak olduğunu belirten Gülay," Çocuk doğuran kadın çalışanlara tanınan yarı zamanlı çalışmanın hem memur hem işçi kadınların istihdamını olumsuz etkileyecek" dedi. Gülay ayrıca, Meclis'te bekleyen yasanın kabulü halinde özel istihdam bürolarında çalışan kadınlar için iş güvencesi ve sosyal güvencenin söz konusu olmayacağını da belirtti.

'Kayıt dışı çalıştırmanın önü açılacak'

Gülay'ın konuşmasının ardından "Geçici iş ilişkisinin sosyal güvenlik açısından kadınlara etkileri" konusunda söz konuşan Fatma Şenden Zırhlı, bu durumun kiralık işçilik anlamına geldiğini ve 2003'ten beri yasal olan ancak yalnızca aracılık yapabilen büroların son yasal değişiklikle işçi kiralama yetkisine kavuşacaklarını ifade etti. Yasanın işvereni kıdem ve ihbar tazminatı, sigorta primi ve diğer sosyal haklarla ilgili yükümlülüklerinden kurtaracağını vurgulayan Fatma, denetim kriterleri muğlak olacağı için kayıt dışı işçi çalıştırılmasının yolunun açılacağını belirtti. Fatma, geçici iş ilişkisinin kadın emeği üzerinden meşrulaştırıldığını vurgularken, yarı zamanlı çalışmadan boş kalan yerde genç ve göçmen kadınların çalıştırılacağını ve çocuk işçiliğinin de kullanılacağını ifade etti.

'Kadınların hakları ortadan kalkabilir'

Almanya'da kiralık işçi olarak çalışan bir kadının, "Yaşamıyorum, ancak varlığımı sürdürüyorum" şeklindeki sözlerine dikkat çeken Fatma, her an anlaşmanın feshedilmesi tehlikesinin var olduğunu, üniversite mezunlarının vasıfsız işlerde çalıştırıldığını söyledi. "Çalışma sürekli kesintili olacağı için sosyal güvenlik ve emeklilik hakları açısından sigorta primlerini doldurmanın mümkün olmayacak" diyen Fatma, kadınlar açısından emzirme, ücretli ve yıllık izin, işverenin kreş açma yükümlülüğü gibi hakların da ortadan kalkacağını belirtti.

"Yasa doğurganlığı arttırmayı hedefliyor"

Son yasal değişiklikler çerçevesinde bakım politikalarına değinen Çağla Ünlütürk Ulutaş ise yaşlı, engelli ve çocuk bakımı kapsamında Türkiye'de var olan hak ve hizmetleri aktarırken, son yasalar ile öngörülen değişikliklere değindi. Çağla, evde bakım kapsamında ödenen ücretler karşılığında bakımı üstlenen kadınların istihdam kapsamında gösterildiğini, ancak sigortalı olmadıklarını belirtti. Aile yasasının doğurganlığı arttırmayı hedeflediğini ifade eden Çağla," Dolayısıyla düzenlemeler kadınlara yönelik, torba yasa ile süt izninin de ortadan kalkacağı ortada" dedi. Ebeveyn izni konusunda bir ilerleme kaydedilemediğini söyleyen Çağla, babaların da işin içine girmesini sağlayacak bir düzenleme olmadığı sürece bakım meselesinin hep kadınların üzerinde kalmaya devam edeceğini vurguladı.

Panelin tartışma bölümünde farklı sektörlerde çalışana kadınlar işyerinde yaşadıkları deneyimlere dair paylaşımda bulunuldu.

(dek/ödk/dk)