'Komünal ekonomi kadınların aklıyla örgütlenebilir'
09:10
Bêrîtan Elyakut/JINHA
AMED - Kapitalizmin daha fazla kâra dayalı ekonomi olduğunu ifade eden KJA aktivisti Çiğdem Göksoy, "Kadının örgütlediği ekonomi erkeğinden çok farklıdır. Komünal ekonomi sadece kadınların aklıyla, rengiyle, neşesi ile örgütlenebilir. Ekonomiyi de, özyönetimi de kadınlar inşa edip toplumu özgürleştirebilir. Ekonomide özneleşen kadın, toplumu da özneleştirecektir" diye konuştu.
Özerkliğin 9 boyutundan biri olan Ekonomi, kadınlar cephesinde tartışılmaya devam ediliyor. Kapitalist ekonomiye karşı komünal ekonomiyi geliştiren kadınlar, çalışmalarını hızlandırdı. Kooperatiflerle ve kadın eliyle geliştirilen komünal ekonomi değerlendiren KJA aktivisti Çiğdem Göksoy, kapitalist sistemin insanların en doğal yaşam biçimi olan barınma, beslenme konusunu dahi tekelleştirdiğini belirtti. Çiğdem, "Öz yönetim 'kendi kendini yönetme hakkı' olarak tarif edilir. Kendi kendini yönetme hakkına sahip olmuş bir topluluk nasıl yaşayacağına da kendisi karar veriyor demektir. Bugün dünyada bölgesel ve kültürel olarak pek çok öz yönetim deneyimi mevcuttur. Ve hepside birbirinden farklı içsel mekanizmalara, yapı ve kurumlara sahiptirler. Bu farklılıklara baktığınızda esasında farklı olanın ideoloji ve paradigma farklılığı olduğunu görürsünüz" dedi.
'En büyük hedefimiz komünleri kooperatife dönüştürme'
Komün ekonominin toplumsal bir olgu olduğunu dile getiren Çiğdem, komün yaşamın birliktelik ve insanların temel ihtiyaçlarını ortaklaştırarak kullanması olduğunu söyledi. Toplumu bir arada tutan bağın komün ekonomiden geçtiğine dikkat çeken Çiğdem, komün ekonomiyi en iyi örgütlenme ayağını da kadınların oluşturduğunu belirtti. Komün yaşamın ilk bulgularına ev ekonomisinde rastlanıldığını ifade eden Çiğdem, "Kadının bu süreç içerisinde bulunmasının en büyük nedeni de beslenmenin çocukla olan bağlantısıdır. Bir bağlılık sonucu açığa çıkar. En ihtiyaç olunan da kadının kendi öz örgütlüğü içerisin de her durumu ekonomiye dönüştürmesidir. Kadınlar üzerinden gerçekleştirerek kooperatife dönüştürme hedefleriyle başlayabilir. En büyük hedefimiz bu komünleri kooperatife dönüştürmektir" diye belirtti.
'Kürtlerin hayata geçireceği ekonomi özgürlükçü ekonomidir'
Kapitalist üretim toplumuna karşı ahlaki-politik toplumun, endüstriyalizm toplumuna karşı ekolojik-endüstriyel toplumun ve ulus-devlet yerine demokratik konfederalist toplumun inşasını hedeflediklerine dikkat çeken Çiğdem, özgür yaşam paradigmasının kapitalizme karşı bilinçli ve eylemli yaşam olarak tanımladığını söyledi. Komün ekonomi de en önemli vurgunun "anti-kapitalist" vurgusu olduğuna dikkat çeken Çiğdem, "Anti-kapitalist olmak ya da kapitalizm dışında bir yaşam inşa etmek, başta kapitalist modernitenin dayattığı sömürü düzenini değiştirmekten geçmektedir. İşte Kürt Özgürlük Hareketi bunun komünal ekonomiyi yaşamsallaştırmaktan geçtiğini vurguluyor. Yani Kürtlerin hayata geçireceği özyönetim deneyimlerinin ekonomisi demokratik, ekolojik ve cinsiyet özgürlükçü komünal ekonomidir" dedi.
'Komünal ekonomide ücretli kölelik yoktur'
Öz yönetimlerde komünal ekonomi modelinin nasıl oluşturulacağını anlatan Çiğdem, kapitalist ekonomi çabasının uzun süremeyeceğine vurgu yaptı. Çiğdem, "Ekonomi modelinin nasıl olacağına öz yönetimi ilan eden meclisler karar verir. Halk ihtiyaçlarını, kaynaklarını görerek tartışır ve karar verir. Komünal ekonomide her şey ortaktır. Tüm kaynakların ortaklaştırıldığı ve ortak yönetildiği bir yerde komünal toplumdan bahsedilebilir. Komünal ekonomi kullanım değeri öncelikli bir ekonomidir. Yani üretim değişim değeri için yapılmaz, ihtiyaçları karşılayan kullanım değeri için yapılır. Kapitalizmin hepimiz için asıl meselesi bizi sürekli metalar dünyasına çekmesi ve o metalara sahip olmak için köleleştirmesidir. Komünal ekonomide ücretli kölelik yoktur, gönüllü ve kollektif çalışma vardır" diye belirtti.
'Ekonomide özneleşen kadın, toplumu da özneleştirecektir'
Kadınların komünal ekonominin öncü özneleri olduğunun altını çizen Çiğdem, kapitalizmin kadını ekonomide görmeyen eril bir örgütlenme tarzı olduğunu söyledi. Kadının kapitalizmde karar alma mekanizmalarının dışına itildiğine dikkat çeken Çiğdem, kadını yok sayan yaklaşımın kapitalizmin varlık koşulu olduğuna vurgu yaptı. Kapitalizmin daha fazla kâra dayalı ekonomi olduğunu ifade eden Çiğdem, "Oysa kadınlar kapitalist anlayıştan önce binlerce yıl ekonomiyi temel ihtiyaçlar temelinde geçimlik olarak örgütlemişlerdir. Kadının örgütlediği ekonomi endüstiryalist olmamıştır, sınırsızca üretime dayanmamıştır ve doğayı metalaştırmamıştır. Yani kadının örgütlediği ekonomi erkeğinden çok farklıdır. Komünal ekonomi sadece kadınların aklıyla, rengiyle, neşesi ile örgütlenebilir. Ekonomiyi de, özyönetimi de kadınlar inşa edip toplumu özgürleştirebilir. Ekonomide özneleşen kadın, toplumu da özneleştirecektir" diye konuştu.
'Üretimi eko-jin ismi altında görünür kılmaya çalışıyoruz'
Van, Diyarbakır, Bitlis, Mardin, Batman ve Urfa'da kadın kooperatiflerinin olduğunu dile getiren Çiğdem, "Serhat bölgesinde kadınlar ciddi anlamda bal üretimini gerçekleştiriyorlar. Biz bütün bu illerdeki üretimi eko-jin ismi altında görünür kılmaya çalışıyoruz. Farklı illerde bu üretimi yapan kadınları eko-jin organizasyonuna dahil ederek ürünlerin satışı ve pazarı için kanallar açmaya ve bir ağ kurmaya çalışıyoruz. Diyarbakır'da eko-jin adıyla üretim yapan bir tekstil kooperatifi yine Van'da medya satış kooperatifi bulunuyor. Medya kooperatif market köylülerin, küçük üreticinin ve kooperatiflerin ürettiği ürünlerin tüketiciye ulaştırılması için kurulan bir satış kooperatifidir. Üretim kooperatiflerinden bağımsız bir satış kooperatifidir" dedi.
(mm/mg)