Reyhan Aktar: İş dünyası kadınlara karşı dürüst olmalı

09:04

Helin Yıldırım/JINHA

AMED - Kürdistanlı kadınlara dünyada siyahî kadınlara olduğu gibi görünerek ayrımcılık yaşatıldığını belirten Diyarbakır İş Kadınları Derneği (DİKAD) Başkanı Reyhan Aktar, "Türkiye'de ki iş dünyasının ve diğer örgütlenmelerinin bu coğrafyadaki kadınlara karşı biraz daha eşitlikçi olmaları gerekiyor" dedi.

2004 yılında işveren kadınların bir araya gelmesiyle kurulan DİKAD, iş dünyasındaki kadınların güçlendirilmesine yönelik çalışmalar yürütüyor. DİKAD girişimci kadınların pozitif anlamda desteklenmesi için önemli çalışmalar yapıyor ve sosyal sorumluluk projelerinde yer ve istihdam alanları açılması konusunda girişimlerden bulunuyor. 11'inci yılını geride bırakan derneğin çalışmalarını DİKAD Başkanı Reyhan Aktar'a sorduk. İş dünyasına kadınları katmadan önce sosyalleşmeleri için çalışmalar yaptıklarını belirten Reyhan, açıklanan oranlarla 'erkek dünyası' olarak bilinen iş dünyasını kadın gözüyle anlattı.

'Girişimcilik eğitiminin sonunda sertifika veriyoruz'

Kadınları yetiştirme programları üzerinden genç kadınları büro elemanı olarak yetiştirilmesi ardından iş yerlerine yerleştirilmesinde yardımcı olduklarını belirten Reyhan, "İstihdam sahası yaratabilmenin tek koşulu yeni girişimcilerin yaratılmasıydı bu konuda da kadınlar ve gençlere girişimcilik eğitimleri verdik. Girişimcilik eğitiminin sonunda sertifika veriyoruz. Ve bu kadınlar KOSGEB'e başvuruyor eğer iş binaları uygunsa bu iş binaları üzerinden hibe ve kredi almaya hak kazanıyorlardı. Ama bunun takibi içersinde çeşitli aksaklıkların olduğunu da gördük. Çalışmalarımızın içerisinde kadınlarımızın iş dünyasında yaşamış olduğu bütün engelleri çeşitli kurum ve kuruluşlarla paylaşma içerisine ve raporlamaya gittik" dedi.

'Kadınların sorunları birbiriyle benzeşiyor'

Kadınların hem bölgesel hem birbiriyle benzeşen sorunları olduğunu ama çözüm önerileri konusunda farklılıklar olması gerektiğini çünkü bölgelerin kendine has özellikleri olduğunu anlattı. Reyhan, "Bölge farklılıkları çözümün önerisi ve uygulanmaması konusunda fark yaratıyor. Bununla ilgili hem Türkiye'de hem de uluslar arası düzeyde çeşitli irtibatlara geçtik. Bu çalışmalardan birini Ankara ve İtalya ile gerçekleştiriyoruz. Buradaki amacımız hem ulusal hem uluslar arası düzeyde kadın örgütlenmelerinin birbirleriyle deneyimlerini paylaşmalarıdır. Kendi ülkelerinde ki programlar üzerine istişare kurmaları, sahada, toplumsal yapılanmalarda, kadınlar artık iş dünyasına katılım noktasında ne kadar sıkıntı yaşayabilmekte? Kadını iş dünyası içerisinde sıkıntıya koyan toplumun kendine referans aldığı şeyler neler? Bunlar üzerine bir tartışma yapma içindeyiz" diye konuştu.

Kadın eğitim alınca özgüven sahibi oluyor

Kadınların iş dünyasına kazandırılmasında yaşamış olduğu en büyük handikaplardan birinin eğitim, diğerinin öz sermaye olduğunu söyleyen Reyhan, "Yüksek öğrenim mezunu olan kadınları yüzde 75 düzeyinde iş dünyasına katıldığını gördük. Ama şöyle bir sıkıntı var; yüksek öğrenim mezunu olan kadınlarımızın oranı yüzde 10 düzeyinde olduğu için çok az sayıda kadın bu öğrenimi görüp iş dünyasına katılabiliyor. Eğitim alıyorsa belli bir özgüvene sahip oluyor. Bu da iş dünyasına adım atmasında ilk koşulu sağlamış oluyor" dedi.

'Kadınların gayrimenkulleri ve sermayeleri çok az'

Reyhan, "Bizde Avrupa'daki gibi bir kalkınma bankacılığı ya da kişinin projesine, iş planına yönelik bir yönlendirme olmadığı için kadınlar en büyük handikabı burada yaşıyor. Çünkü kadınların zaten kendi üzerine olan gayrimenkulleri ve öz sermayeleri çok az. Hala miras konusunda ciddi sorunlar yaşıyorlar. Kadınlar adına yapılan bütün programlar ancak onları zor durumdan kurtaran programlar oluyor. Yani çok küçük çaplı girişimci ve sermayedar oluyorlar. Ancak belli bir birikimi var ise kadınlar daha büyük işlerde başarılı olabiliyorlar o da mevcut durumda çok az ve kısıtlı sayıda kalıyor. Tabi bu şu demek değildir. Kadınlarımızın sermayesinin olmaması onun büyük bir sermayedar yapmayacak anlamına gelmiyor" dedi.

'Feminizm Kürt kadınlarına karşı kör kaldı'

Özellikle Kürdistan'daki kadınlara dünyada siyahî kadınlar gibi görünerek ayrımcılık yaşatıldığını ifade eden Reyhan, "Feminizm, Kürt kadınlarına karşı kör kaldı. Burjuva feminizmi işlendi. Türkiye'de ki iş dünyasının ve diğer örgütlenmelerinin bu coğrafyadaki kadınlara karşı biraz daha eşitlikçi olmaları gerekiyor. Her ne kadar kadın erkek eşitlikçi bir model üzerine oturtmuş olsa bile bunu sınıflandırarak yaptıklarını görüyoruz. Bir kere bundan uzaklaşılması gerekiyor. İş dünyası kadınlara karşı dürüst ve içten olmaları gerekiyor. O yüzden de bölgenin kadınlarının dünyanın siyahi kadınlarından olmasından çıkaracak şeyde; bütün kadın örgütlenmelerinin birbirine samimi yaklaşması gerektiğidir" diye aktardı.

(fk)