Kadının eli değiyor eril zihniyet yıkılıyor
09:04
JINHA
AMED - Surların arasında tarihi dükkanlarda el emeğini, göz nurunu ürünlerine döken kadınlar, hem çalışma hayatına ve sosyal yaşama katılıyor hem de yerleşik yargıları yıkıyor. Türkiye'de kadının ikinci sınıf olarak görüldüğünü, makine gibi çalıştırılarak emeklerinin sömürüldüğünü belirten kadınlar, kimseye ihtiyaç duymamanın mutluluğunu yaşıyor.
Diyarbakır'ın bazalt taşlarından örülü binlerce yıl öncesine kadar uzanan tarihi surlarının arasında kurulu Suriçi semtinde kadınlar estetik dokulu dükkanlarında el emekleriyle yaptıklarını satıyor. Mardin Kapı'da bulunan dükkanlarda kadınlar çanta, şal, elbise, ayakkabı, kemer, aksesuarlar el emeğiyle, kadınların göz nuruyla ince ince işlenerek son haline kavuşuyor. Emeğiyle yaşamı üreten kadınların evlerinden çıkıp çalışma yaşamına katılması her yerde olduğu gibi burada çalışan kadınları da bir süre zorlasa da kadınlar mücadele ettikçe yerleşik algıları yıkıyor. İlk kez kadınlar olarak kadayıf dükkanı açanlar da bu işin "erkek işi" olmadığını gösteriyor.
'Kendi istediğim işi yapmak beni mutlu ediyor'
9 yıldır çalışan Kader Kır, kadınların çalışabileceğini ve kendi yaşamlarını kurabileceklerini göstermeye çalıştığını söyledi. Takı, elbise, çanta, ayakkabı, kemer, ahşap tespihler yapan Kader, işini de büyük bir zevkle yapıyor. Hiçbirinde makine kullanmayan Kader, Sadece ince dikiş isteyen ya da kumaşı sert olan malzemede dikiş makinası kullanıyor. Her ürünü elleriyle işleyen Kader, "Bazen canım da acıyor ama emeğimin karşılığını alınca mutlu oluyorum. Kadın emeğinin sömürüldüğü bir Türkiye'de yaşıyoruz. Kadının sömürüldüğü ve köle olarak göründüğü ve makine gibi çalıştırıldığı bu ülkede bir kadın olarak kendi istediğim işi yapmak ve kimseye ihtiyacımın olmaması beni mutlu ediyor. Bir kadın ille de ailesi, eşi ya da başka birinin yardımıyla yaşayacak diye bir şey yok. Kadın tek başına istediği her işi yapabilir ve kimseye ihtiyacı yoktur" diye konuştu.
'Kadına yönelik bakış açısını aşmaya çalışıyoruz'
Diyarbakır'da ilk kez kadayıf dükkanı açan kadınlardan Songül Küçük de ablasıyla birlikte dükkân açmaya karar verdiklerinde herkesten tepki aldıklarını ve yapabileceklerine kimsenin inanmadığını söyledi. "Beceremezsiniz", "Bu sizin işiniz değil" gibi alışılagelmiş söylemlerle karşılaştıklarını anlatan Songül, başlarda çok zorluk çektiklerini, hem bu yaklaşımlar hem de bir destekçileri olmadığı için artık yapamayacaklarını düşündüklerini ama sonra mücadele ederek kazanacaklarına inandıklarını söyledi. "İstersek her şeyi yapabiliriz dedik ve dükkânı açtık" diyen Songül de şunları söyledi: "Artık kadının gücü ve emeği görülüyor. Şimdi inanıyorlar ki kadınlar her türlü zorluğun ve işin üstesinden gelir. Diyarbakır'da ilk kadın kadayıf tatlıcısıyız. Ablamla birlikte yeni bir yaşama adım attık. Ablam tatlıları yapıyor ben de dükkâna bakıyorum. En çok emek veren ablam zorluğunu o çekiyor elleri yanıyor ama yine de ayaklarımızın üzerinde durmamız için iş yapmamız gerekiyor. Kadının her alanda verdiği emek görünmüyor ve kadına sadece çocuk ve ev işi yapar o zaman kadındır denir. Biz bunu aşmaya çalışıyoruz" diye konuştu.
(do/gc)