Kars'ta kadınlar Hanımeli ile yaşamını örgütlüyor

09:18

Şêrin Hiso/JINHA

KARS - Kadın istihdamının neredeyse hiç olmadığı Kars'ta 12 kadın bir araya gelerek Hanımeli Yemek Evi'ni açtı. İşletmecilerden Dilek Adıgüzel, "Kadınlarla kolektif bir iş yapıyoruz. Ama hepsi yanımda değil. Buranın ataerkil bir yapısı var evinden çıkmasına izin verilmeyen kadınlar var, eşini kaybetmiş, eşinden ayrılmış, eşi ile geçinemeyen kadınlarla çalışıyorum. Birçok kamdın bu işi gizli yapıyor. Eşi evden gittikten sonra gizliden yemek yapıp beni arayan kadınlar var. Ben de hemen gidip alıyorum. Böylece onlarla beraber bir şekilde yaşama dahil oluyoruz. Böylesi küçük bir yerde kadınlarla çok önemli işler başardık" dedi.

Terekeme, Azeri, Kürt ve Türk halkların ortak bir yaşam sürdürdüğü Kars'ta kadınlar için istihdam alanı yok gibi. En çok göç veren kentlerden olan Kars'ta kadınların sosyal yaşamını sürdürmeleri için ise neredeyse hiç alan yok. Zor olanı başarmak için yola çıkan 12 kadının bir araya gelerek oluşturduğu açtığı Hanımeli yemek mutfağında kadınlar göç etmek yerine kalmayı ve kendi kültürlerine ait yemekleri yapmayı tercih etmiş. Hanımeli işletmecisi Dilek Adıgüzel, mutfağı açtıktan sonra Kars'ta birçok kadının da mutfak işletmeciliğine girdiğini belirterek, "Kars'ta şuan 17 kadın ev yemeleri işletmesine girdi" dedi.

'Tüm kadınların üretimlerini satabileceği alan yarattık'

Sınır ticareti bile olmayan bir kentte kadınların sosyal ve ekonomik yaşama katılması adına herhangi bir adımın yerel yönetimler tarafından da atılmadığını söyleyen Dilek, "Emekli olduktan sonra kadınların hiçbir yaşam aktivitesinin olmadığının daha çok farkına vardım. Bunun üzerine yeni arayışlar içine girdim, kadınlarla ortak çalışabilecek bir yemek mutfağı açma fikri sıcak geldi. Ben hayatım boyunca üretimden kopmak istemedim her kadınında yeteneği olduğuna inandım. Kendime 2008 yılından beri ev yemekleri yapıyorum işletmemde 12 kadın var bu kadınlarla bu işi ortak yapıyoruz. Kimi kadınlar toplumsal kadın profillerinden hala çıkmış değil. Onlar evlerinden dışarı çıkamadığı için evlerinde üretimlerini yapıp getiriyor, biz buraya gelen konuklara sunumunu yapıyoruz. Tandır ekmeği yapan bir annemiz var. O evinde tandır ekmeğini yaptıktan sonra bize haber veriyor, evden dışarı çıkamadığı için gidip kapıdan ekmekleri alıp buradan satıyoruz. Kazandığımız geliri aramızda paylaşıyoruz" diye konuştu.

'İhtiyacı olan kadınla çalışmayı tercih ettim'

Dilek, "Çocuğuna çorap alamayan, okula gönderemeyen, ayakkabı alamayan özelikle ihtiyacı olan kadınlar ile çalışmayı tercih ettim. Özelikle eşinden ayrılmış, eşi ölmüş yada eşinden şiddet görüp ekonomik sorunları olan kadınlarla çalışıyorum. Biz burada 12 kadın olarak bir aile olduk. Güven ilişkilerine dayalı ortak bir dayanışma içerisindeyiz. Ben işletmeyi bazen 15 gün bu kadınlara teslim ediyorum, kendim dışarı çıkıyorum. Kendi işyerleri gibi bakıyorlar çünkü burası bizim ortak bir alanımız" şeklinde belirtti.

'Eve hapsolmuş kadınlar var'

Çalıştığı kadınların çoğunun toplumun cinsiyetçi yaklaşımlarından dolayı profilizelendirilmiş rollerinden çıkamadıkları için kapının dışına dahi çıkamadığını kaydeden Dilek, amacının zaten erkek anlayış tarafından üretimden uzaklaştırılan kadınları üretime dahil etmek olduğunu söyledi. Dilek," Kadınlarla kolektif bir iş yapıyoruz. Ama hepsi yanımda değil. Buranın ataerkil bir yapısı var evinden çıkmasına izin verilmeyen kadınlar var, eşini kaybetmiş, eşinden ayrılmış, eşi ile geçinemeyen kadınlarla çalışıyorum. Birçok kamdın bu işi gizli yapıyor. Eşi evden gittikten sonra gizliden yemek yapıp beni arayan kadınlar var. Ben de hemen gidip alıyorum. Böylece onlarla beraber bir şekilde yaşama dahil oluyoruz. Böylesi küçük bir yerde kadınlarla çok önemli işler başardık. Yemeklerimizi yemeye gelenler bu hikayeleri bilmese de yemekleri çok lezzetli buluyor, teşekkür ederek, 'tek rakibimiz anneniz' sloganımızın önünde resim çektiriyorlar. Bu kadınlarla altıncı yılımızda ikinci işletmemizi açtık" diye belirtti.

'Benden sonra bu tür işletmeler arttı'

"Küçük yerlerde herkes kendi tanıdığına bir şeyler yapar. Kadın girişimci olarak başvurduğum yerlerden destek alamadım. Kendi göbeğimi kendim kestim" diyen Dilek, gittiği her yerden olumsuz cevap alınca, kendi imkanlarıyla işe koyulduğunu söyledi. Dilek, "Gittim kredi çektim, evimdeki bulaşık makinesini dükkana getirdim. Şuan burada iki işletmem var ve 17 kadın daha benim gibi işletme açtı kadınların çalıştığı 17 işletme şuan var. Umarım bu sayı 22, 212 olur ve kazanan kadınlar olur. Kadınlara örnek olup bunu teşvik etmek bile benim için çok önemli. Kars'ta ev yemekleri ve kadınların üretimleri artık bir sektöre dönüştü. Japonya, Amerika, Belçika gibi ülkelerden konuklar ağırlıyoruz. Biz Türkiye'nin en ucunda olan bir il olarak Dünya coğrafyasında ki ülkelerin damak adına hitap edebilmişsek bu kadınların başarısı sayesindedir" dedi. Dilek son olarak, "Burası etnik grupların olduğu bir yer. Karsta Terekeme, Azeri, Kürt, Türk bütün halklar beraber yaşarlar ancak kadınların yaşadığı sorunlar ortak sorunlar. Kadınların ekonomik ve sosyal yaşama katılabilecekleri alanlar yok. Kadınların yaşama katılabileceği bir yaşam istiyorum" diye kaydetti.

(zd/fk)