Naide'nin ektiği tohumlar Rojava'da kök salacak
13:21
JINHA
KOBANÊ - Naide Zengin, İngiltere'de bir inşaat işçisi olarak çalışırken, Rojava için bir şeyler yapmak amacıyla seracılık projesini hazırladı. Bununla da yetinmeyip, uygulamak için Rojava'ya giden Naide, "Ülkemle buluşup, emek sarfederken yeniden doğdum. Bu yeni doğuşta umut var, yepyeni bir dünya, gelecek var. Ben öleceğim yeri seçtim" diyor.
Baas rejiminin ağaç ekimini dahi yasaklayıp çoraklaştırdığı Rojava'nın verimli toprakları kadının eliyle yeniden yeşiline kavuşuyor. Devrime öncülük eden kadınlar, tarımsal alanda da bunu sürdürmekte kararlı. Bu alandaki en iddialı adımlar arasında Bistanên Rojava (Rojava Bostanları) projesi var. Bistanên Rojava, ölüme terkedilir gibi ağaçtan, yeşilden mahrum bırakılan Rojava toprağına ilk yardım müdahalesi niteliğini taşıyor. Çalışma, yeni olması ve kapsamı itibariyle önemli olsa da özel kılan yönlerden biri projenin sahibi Naide Zengin. Yaşam hikayesi ezberleri bozuyor. Kendi isyanlarıyla ayakta duran, toplumun kalıplarına sığmayan, olmazı başaran bir kadın. Kürt kırımına duyduğu öfkeyle yüzünü Rojava vermiş ve şimdi ağırlıklı olarak kadınların yer aldığı ekibiyle, esmer Kürt çocuklarının uğruna can verdiği bu kızıl deryanın yarasını sarıp, yeniden yeşiline kavuşturmak istiyor.
Öfkesini üretime dönüştürdü
Onbir yıl önce İngiltere'ye göç ettiğinde toplumun değer yargılarına meydan okuyarak, erkeklerin iş alanı olarak bilinen inşaat sektörüne adım atıp usta olarak çalışmış; sıvadan, kazma küreğe, montajdan boyaya her işe el atıp öğrenmiş. İç isyanlarının bir ürünü olan Bistanên Rojava projesini ise Kobanê direniş sürecinde düşünüp uygulamaya karar vermiş. "Beni bu projeyi sunmaya iten, Kürt halkının acısı karşısındaki duyarsızlığa öfkeydi. Bu öfkeyi bir üretime dönüştürme arayışındayım" diyen Naide, bu önerisine kaynaklık eden süreci Yeni Özgür Politika'ya şöyle anlatıyor: ''Şengal ve Kobanê süreçlerinde sürekli eylemlerdeydik. Kürt halkına yönelik vahşet karşısında sokağa çıkıp eylemler yapıyorduk ama eve gelince Rojava'ya yönelik saldırıların sürdüğünü, dünyanın buna kulak tıkadığını görmek acı veriyordu. Sokak eylemlerinden daha fazla şey yapabileceğimize inanıyordum. Bu duygularla Rojava'ya yönelik başka önerilerde de bulundum ama kabul edilmedi. Sonunda Bistanên Rojava (Rojava Bostanları) adlı seracılık projesini önerdim ve kabul edildi. Projeyi üç gün gibi çok kısa bir zamanda hazırladım ve 2015 yılının Mart ayında bunu pratiğe geçirmek için Rojava'ya geldim.''
'Projemiz Rojava'da kök salacak'
Bistanên Rojava'nın halka mal olacağını söyleyen Naide, "Cizîr Kantonu'nda başlattığımız bu çalışmayı diğer kentlere taşıyacak, Rojava kantonlarına da yayacağız. Projemiz, ektiğimiz tohumlar gibi Rojava'nın her yerinde serpilecek, kök salacak" diyor. Naide projenin amacına dair, "Komünal ekonomiyi toplumsal alanda yaygınlaştırıp, Rojava halkının kendi ekonomisini oluşturarak, dışarıya bağımlılığını kırmak'' olduğunu belirtiyor. Bu nedenle Rojava'da ekonomik alanda atılan her adımın çok büyük bir anlamı ve karşılığı olduğunu söyleyen Naide, sözlerine şöyle devam ediyor: "Kendi gerçeğini kaybetmemiş insanlar var bu devrimde ve bu nesil geleceğin temellerini atıyor. Yaptığımız iş ne olursa olsun bu devrimin bir parçası. Kadının emeği üzerinden gelişen ekonomi ve tarım alanında da kadın öncülük edecek ve emeğine sahip çıkacak. Emeğimizle yaratacak, görünür olacak, komünal ekonomiyi oluşturacağız. Bu ciddi emek isteyen uzun vadeli bir süreç olabilir ama kesinlikle hayal değil. İstersek başarabiliriz."
'Size ait olana toprağınıza dönün'
Rojava'da kalıp projesini yaygınlaştırmakta kararlı olan Naide, "Bu güzellikler varken, halen Avrupa'ya gitmek için ölümü göze alarak yollara düşenlere üzülüyorum. Kendi topraklarımızda kazanacağımız çok fazla şey var. Her şeyden önce kendimize olan saygımızı kazanıyoruz. Ülkeyi terk edenlere sesimi duyurabilseydim; gelin size ait olana, toprağınıza dönün derdim. Avrupa'da bulunduğum yıllarda da sürekli emek sarfettim ama halk için, ülkemle buluşup onun için emek sarfederken yeniden doğdum. Özgüvenimi geri getirdi. Bu yeni doğuşta umut var, ciddi bir atılım var, bütün bir toplumla birlikte olmak var. Yepyeni bir dünya var, gelecek var. Hiçbir şey boşuna değil. Ben öleceğim yeri seçtim" diyerek sözlerini noktalıyor.
(mg)