'Ekolojiyi mutlaka özyönetim ile birlikte değerlendirmeliyiz'
09:03
Bêrîtan Elyakut-Duygu Erol/JINHA
AMED - "Bir yerde bir ekolojik uyumun olması gerekiyorsa orada muhakkak özyönetimin olması gerektiğine inanıyorum" diyen ekolojist Çilem Akkaya, bireylerin kendi yaşamları hakkında kararlar vermesinin özyönetimin en temel koşulu olduğunu kaydetti.
Demokratik Özerkliğin alt başlıklarından olan özyönetime devlet tarafından en yoğun şekilde saldırılmaya devam ediliyor. Kürdistan'da ilan edilen özyönetim alanların AKP hükümeti ve Saray tarafından verilen emirle en yoğun şekilde saldıran kolluk kuvvetleri, halkın iradesine yenik düştü. Özyönetimlerle beraber diğer başlıklardan olan ekoloji için de kollar sıvandı. Amed Ekoloji Hareketi hemen hemen her ekolojik tahribata karşı alanlarda oldu. Özyönetim ve ekolojiyi JINHA'ya değerlendiren Amed Ekoloji Hareketi üyesi ve Jingeh Ekoloji Kolektifi Üyesi Çilem Akkaya, özyönetim ve ekolojinin eşdeğer olduğuna dikkat çekerek, ekolojinin doğasında da kendi kendine yönetmenin olmasından kaynaklı öz yönetimden ayrı düşünülemeyeceğini kaydetti.
'Doğanın akışı bile özyönetimini ilan etmiştir'
Doğanın akışına dahi bakıldığında kendi özyönetimini ilan ettiğini belirten Çilem, insanların doğaya hükmetmesine karşı doğanın kendi öz savunmasını gerçekleştirdiğini ifade etti. Çilem, "Doğaya müdahale eden insanlara karşı doğa hemen öz savunmasını gerçekleştiriyor. Doğa olayları dahi aslında insanların doğanın düzenini bozmasına karşı bir cevaptır. Kürt halkı doğadan örnek aldığı özyönetimi hayata geçiriyor şuan ancak halk ekolojiyle bağ kurarsa özyönetim amacına ulaşacaktır" dedi. Her şeyin bireyden başladığının altını çizen Çilem, ekolojinin hayatın her alanında olduğunu ve bireyin hayatın her alanında kendini gerçekleştirmesi gerektiğini aktardı.
'Ekolojiyi mutlaka özyönetim ile birlikte değerlendirmeliyiz'
Ekolojik yıkımların şuan gerçekleştirilen saldırılardan önce de yapıldığını dile getiren Çilem, şuanda Cizre'de, Sur'da gerçekleşen katliamların ekolojik katliamlarından farklı olmadığını söyledi. "Bir yerde bir ekolojik uyumun olması gerekiyorsa orada muhakkak özyönetimin olması gerektiğine inanıyorum" diyen Çilem, bireylerin kendi yaşamları hakkında kararlar vermesinin özyönetimin en temel koşulu olduğunu kaydetti. Çilem, "Aynı zamanda bu bireylerin kendi içinde bulundukları çevre ile veya doğadaki diğer varlıklarla kurduğu ilişki için de önemlidir. Dolayısıyla bunu gerçekleştirebilecek en somut şey özyönetim deneyimleridir. Çünkü yerelden bahsedemesek ekolojiden bahsedemeyiz. Ekolojiyi mutlaka özyönetim ile birlikte değerlendirmek ve dillendirmek gerekiyor" diye konuştu.
'Özyönetim için savunulanları doğadaki bütün özneler için savunmalıyız'
Ekoloji kavramının biraz daha açılması gerektiğini ifade eden Çilem, ekolojiyi sadece insanın insan dışı diğer varlıklarla ilişkisi olarak nitelendirilmemesi gerektiğini söyledi. Ekoloji kavramıyla yaşamın içindeki tüm varlıkların birbirleriyle olan ilişkisi olarak nitelendirilmesi gerektiğine vurgu yapan Çilem, tüm ilişkilere ekoloji kavramı ile yaklaşılması gerektiğinin altını çizdi. Çilem, "Özyönetim için savunulan ilkeleri doğadaki diğer bütün özneler için de savunmalıyız. Özyönetimde ve karar alma süreçlerinde bireylerin özgür iradelerini yansıtabilmesi veya bireyin yadsınmaması elbette çok önemli. Dolayısıyla özyönetimi herhangi bir bireyin hangi sıfatla hangi pozisyonda olursa olsun onun özlük haklarına saygı duyan, özlük haklarını çiğnemeyen bir karar alma yöntemi olarak düşünmek gerekiyor" diye belirtti.
'Devlet yaşamın katilidir'
Devletin yaşamın katili olduğuna dikkat çeken Çilem, devletin olduğu yerde yaşamın kendi mecrasında akmasının mümkün olmadığını belirtti. Devletin olduğu yerde ekoloji kavramının ya da ürettiği yaşam biçiminin mümkün olmadığını gördüklerini aktaran Çilem, Kürt halkının devlete karşı özyönetime ayrı bir değer biçtiğini ifade etti. Çilem, bulundukları her alanda özyönetimi inşa etmeye çalışacaklarına dikkat çekerek, "1936'da İspanya'da böyle oldu. Anarşistler kendi bulundukları alanlarda, fabrikalarda devlete karşı olarak özyönetimlerini, kendi yaşam biçimlerini, kendi algılayışlarını yine bu devleti yıkarak yaratmaya çalıştılar. Bugün günümüzde de benzer deneyimleri Kürdistan'da görüyoruz. Halklar özgürlük için kendi yaşamlarını biçimlendirmek için özyönetimlerini ilan ediyor" şeklinde konuştu.
(mg)