Bir direniş bahçeciliğinin örneği: Roma Bostanı
09:03
JINHA
İSTANBUL - Roma Bostanı endüstriyel gıdalara karşı direnirken, bostanın aktivistlerinden Sevil Baştürk, "Burası herkesin bahçesi bu yüzden etraftan bitkilerle ilgili bilgisi olanlar gelip bize yardım ediyor. İsteyen gelip istediğini toplayabilir. Tabi ki bostana zarar vermeden. Bizi en çok sevindiren de ürünleri herkesle paylaşıyor olmamız" dedi.
Genellikle terk edilmiş ve gözden çıkarılmış alanlar üzerinde yapılan 'gerilla bahçeciliği' dünyanın birçok yerinde etkisini sürdürüyor. Bu bahçelere gece yarısı, bütün alan temizlenip bir bahçe formatına dönüştürüldüğü için 'gerilla bahçeciliği' deniliyor. Şehirleşme ile gelen betonlaşmanın insanın toprağa değmesini oldukça zorlaştırdığı modern zamanlarda, kentine ve doğaya sahip çıkarmanın önemini Cihangirde bulunan Roma Bostanı aktivistlerinden Sevil Baştürk ile konuştuk.
'Topraktan ve birbirimizden çok şey öğrendik'
"Şehir hayatının içinde sıkışmış insanlar olarak nefes alacağımız alanlar açmak zorundayız" diyen Sevil, "Roma Bostanı İstanbul'un en güzel noktalarından biri. Çünkü deniz ayaklarınızın altında. Bostan yaptığımız yer tamamen çöplüktü. Bizler şehir hayatının içinde sıkışmış insanlar olarak 'nasıl bir hayat yaratabiliriz' sorusu ile yola çıkarak başladık. Çöplükten kendimize yeni bir yaşam alanı yarattık. Bir çağrı yaptık 'hadi gelin toprağa değelim' dedik. 'Bahçem yok doğaya dönmek istiyorum' diyenlerin ayaklarına doğayı getirdik. Topraktan ve birbirimizden çok şey öğrendik. Birlikte çalışıp birlikte üretelim, bilenler bilmeyenlere anlatsın istedik" ifadesinde bulundu. Bostan'ın bulunduğu yerin işlerini zorlaştırmasına rağmen yılmadıklarını belirten Sevil, "Bostanın bulunduğu yer çok eğimli ama biz perma kültür ilkeleri ile çalışmalarımızı sürdürdük" dedi. Sevil, geçen yaz ilk ürünlerini aldıklarını ve kışlık fidelerini diktiklerinin de bilgisini paylaştı.
'Burası herkesin bahçesi'
Bundan sonraki hedeflerinin gıda ormanı yaratmak olduğunu dile getiren Sevil, "Ormanda, ekosistemi taklit ederek yapılan bir sistem var ve başta bizim bakımımıza ihtiyaç duysa da daha sonraları kendi kendine yetebilecek bir sistem olacak. Roma Bostan'ında hedefimiz dört mevsim ürün alabilmek ve sürdürülebilir bahçecilik yaratmak" şeklinde ifade etti. Sevil, bostanın etrafını çitlerle sarmalamadıklarını çünkü yoldan geçen herkesin bir katkı sağlayabilmelerini önlemek istemediklerini söyledi. "Burası herkesin bahçesi bu yüzden etraftan bitkilerle ilgili bilgisi olanlar gelip bize yardım ediyor" diyen Sevil, "İsteyen gelip istediğini toplayabilir. Tabi ki bostana zarar vermeden. Bizi en çok sevindiren de ürünleri herkesle paylaşıyor olmamız" diye konuştu.
'Yaşamımıza sahip çıkıyoruz'
Şehrin birçok yerinde 'kent bahçeciliğinin' yapılmaya çalışıldığını fakat kimisinin devam ettiğini kimisinin edemediğini belirten Sevil, "Biz şanslıyız devam ettirebiliyoruz. Kent bahçeciliğinin yurtdışında da birçok örneği var. Buna en yaygın olarak 'gerilla bahçeciliği' deniliyor. Ben de bizim yaptığımıza 'direniş bahçeciliği' diyebilirim. Bostanda yürüttüğümüz kolektif çalışma şekliyle şunu gördük; aslında biz yaşamımıza sahip çıkıyoruz. Roma Bostanı ile beraber Roma Parkına da sahip çıkıyoruz" diye belirtti.
'Sağlıklı gıda üretmek keyif verici'
Sevil, şehirde yaşayan insanlar olarak sağlıklı gıdaya ulaşmakta zorlandıklarını ve kendi ürünlerini yetiştirebileceklerini göstermek istediklerini ifade etti. İnsanların endüstriyel gıdalara mahkum yaşadıklarını dile getiren Sevil, "Yeşil alanlar yaratmanın ötesinde daha da önemlisi sağlıklı gıdayı bizim üretmemiz ayrı bir keyifti" dedi. Bunu yaparken insanların bahçem, balkonum ya da terasım olsaydı serzenişlerine de bir cevap olmak istediklerini ifade eden Sevil, "Herkesin doğaya kaçmayı erteleme hayali var. Şehir de kendi mahallelerimizi de yeşil alanları oluşturabiliriz. İnsanın toprağa değmesi yaşamla bağını daha güçlü kalıyor" ifadelerinde bulundu.
'Doğaya ve Roma Bostanı'na sahip çıkalım'
Sevil son olarak şunları belirtti: "Anadolu'yu delik deşik ettiler. İstanbul'un her köşesi, her yeşil alanı betonlaştırıldı. Fındıklı Parkı, Narmanlı Han restorasyonu ile bu dönüştürmelerin hayatımıza nasıl müdahale edildiğini gösteriyor. Roma Bostan'ında da planlara göre sosyal tesis projesi var. Biz ise alternatif olarak boş alanları halka nasıl açabilirizden yola çıkarak bir örnek olmasına çalışıyoruz. Herkesi doğaya ve Roma Bostanına sahip çıkmaya aynı zamanda birlikte üretmeyi başarabileceğimizi göstermeye çağırıyorum."
(dek/ck/mg)