'Derelerimizi rahat bırakmıyorlarsa elimize taş almak hakkımız'
09:03
Ceren Karlıdağ / JINHA
İSTANBUL - Devletin talan politikalarına karşı yaşam alanlarını koruyan ve derelerin özgür akması için mücadele eden Hemşinli Gülizar Ustabaş, "Eğer biz orada HES istemediğimiz halde gelmeye devam ediyorlarsa, toprağımızı, deremizi rahat bırakmıyorlarsa elimize taş almak bizim hakkımızdır" diyerek Hemşinli kadınların öz savunmayı içselleştirdiğini belirtti.
Kadınlar, sadece bedenleri ve kimlikleri üzerinden yürütülen talan ve baskıcı politikalara karşı değil doğaya, emeğe, sağlığa kısacası yaşamın bütün benliklerine dönük yürütülen politikalara karşı mücadele veriyor. Kimi zaman bir fabrika direnişinde, kimi zaman bir yol yapımında, kimi zamansa bir hastane koridorlarında atılan yumruklara karşı direnen kadınlar tam da bu noktada öz savunmanın gerekliliğini gözler önüne seriyor. Karadeniz'in asi kadınları, devletin rant ve talan uğruna HES, "Yeşil Yol", santral projelerine karşı soruyor: Devlet kim?
Dozerlere karşı taşları kuşanan kadınlar...
Dozerlere karşı taşları kuşanan kadınlar, yaşam alanlarını, öz savunma yaparak koruyan ve devlete kafa tutan kadınlar, Türkiye'de her geçen gün ekoloji mücadelesinin en önemli öznesi haline geliyor. Artvin Hopalı Gülizar Ustabaş'ta memleketinde HES, yol, santral yapılmasına, doğanın talan edilmesine karşı olan Hemşinli kadınlardan yalnızca biri. İstanbul'da yaşamını sürdüren ve Hemşin Kültürünü Araştırma ve Yaşatma Derneği'nin (HADİG) emekçisi olan Gülizar'la Hemşinli kadınların kimlik ve ekoloji mücadelesi üzerine konuştuk.
'Devrimciler bize öncü oldu'
"Biz kadınlar birlik olalım" diyerek sözlerine başlayan Gülizar, 80'lerden önce genç kadınların başlık parası ile evlendirildiğini, okula gidemediklerini, Hemşinli kadınların yalnızca tarım alanında işçi olarak çalıştığını ifade etti. "Biz okula gitmek isterdik, 'gerek yok' derlerdi" diyen Gülizar, Türkiye'de devrimci mücadelenin yükselmesi ile Hemşinli kadınların hayatlarının da farklılaşmaya başladığını söyledi. "80'lerde devrimci gençler bizim oralarda çok güçlüydü" diyen Gülizar, devrimciler sayesinde kadınların bilinçlendiğini belirtti. Gülizar, o zaman ki süreci şu şekilde anlattı: "Önce okula gönderilmeyen kız çocuklarının aileleri ile konuşup ikna ettiler. Sonra başlık parasını kaldırıp kadınların eşya gibi alınıp satılmasını önlediler. Devrimci gençler sayesinde Hemşinli kadınlar yalnızca tarlalarda çalışan işçi olmaktan çıktı. Ne olduysa onlar sayesinde oldu. Onlar en ön safta bize öncü oldular. O devrimci gençlerin hepsi katledildi. Ama Allah onlardan razı olsun."
Kürt kadınlarının mücadelesiyle Hemşinli kadınların mücadelesinin benzediğini söyleyen Gülizar "Onların direndiğini görünce mutlu oluyorum" dedi.
'Elimize taş almak hakkımız'
Devletin Karadeniz'e yönelik talan projelerine karşı kadınların başlatmış olduğu öz savunmanın çok önemli olduğunu söyleyen Gülizar, "Bana sormadan nasıl HES yaparlar? O yağmur yağdığında, sel felaketleri yaşandığında kimin canı yanıyor?" diye sordu. Kadınların kendi yaşam alanları için mücadele ettiğini söyleyen Gülizar, "Eğer biz orada HES istemediğimiz halde gelmeye devam ediyorlarsa, toprağımızı, deremizi rahat bırakmıyorlarsa elimize taş almak bizim hakkımızdır" diye konuştu.
'Devlet istediği gibi müdahale edemez'
"Metin Lokumcu niye öldü?" diye soran Gülizar, derelerine sahip çıkan halkın devlet tarafından katledildiğini, buna karşı kadınların kendi savunmalarını almak zorunda olduğunu belirtti. "Ürettiğimiz çaya, derelerimize, ormanlarımıza devlet istediği gibi müdahale edemez" diyen Gülizar, " Bizim çayımızdan, toprağımızdan başka bir şeyimiz yok. Onu korumak zorundayız" dedi.
'Karşılarında bizi bulurlar'
Son olarak Hemşinli kadınlar başta olmak üzere tüm kadınlara çağrıda bulunan Gülizar, "Mücadele etmeye devam edeceğiz. Biz şiddetten yana değiliz. Ama onlar dozerlerle, kepçelerle gelip bizim yeşilimizi öldüremezler. Biz git dedikçe gelirlerse karşılarında bizi bulurlar" diye belirtti.
(zd/dk)