Türkiye kömüre bağımlılıkta dünya üçüncüsü’
15:52
JINHA
İSTANBUL- G-20 öncesi yapılan İklim Forumu’nda konuşan Suzan Shaw, Türkiye’nin kömüre bağımlı olan ülkeler arasında 3. Sırada olduğunu dile getirerek, kırk seneden fazladır çevreye ve insan sağlığına çok büyük zararların oluştuğunu söyledi.
Küresel İklim Forumu panellerle devam ediyor. Garanti Kültür Merkezi’nde Seminer-1 Salonu’nda Yeryüzü Derneği ve Türkiye Barolar Birliği tarafından ‘Türkiye’deki Kömür Yatırımların İnsan Hakları Açısından Bakış’ adlı seminer düzenlendi. ClienEarth Aktivisti Suzan Shaw, Türkiye ve diğer ülkelerin kömür konusunda karşı karşıya kaldıkları zorluklardan bahsetti.
‘Türkiye içerisinde ucuz kömür teşviki verilmektedir’
İnsan hakları ve çevre hukuku çerçevesinde sözlerine devam eden Suzan Türkiye’nin kömüre bağımlılığının arttığını dile getirdi. Türkiye’nin bu bağımlılığının dünyada üçüncü sırada olduğunu söyleyen Suzan, “40 seneden fazladır çevreye zarar söz konusu. Özellikle kalp ve akciğer sorunları buna bağlı olarak baş göstermekte. Türkiye’nin uluslararası işçi hakları noktasında en kötü sırada. Uluslararası açıdan kömür sektörünün inşa edilmesinde ve ihracatında bazı kurallara uyulması gerekiyor. Türkiye içerisinde ucuz kömür teşviki verilmektedir. Türkiye’de ki kömür çıkarımda ki realiteden hepimiz haberdarız” dedi.
‘Küresel dayanışma…’
Sağlıklı bir çevrenin oluşturulması için sunulan uluslararası deklarasyonlar ile ilgili bilgi veren Suzan, “Gezi parkında yapılan protestolar Türkiye’nin çok acil bir şekilde bu anlaşmayı onaylaması gerektiğini gösteriyor. Çevrenin korunması insan haklarının temelini oluşturuyor” diye konuştu. Deklarasyonların maddelerinden de bahseden Suzan, “ Bu tür adımların devlet tarafından bazı yasal çerçevelerle gözetilmesi gerekiyor” dedi. Uluslararası bazı davalardan da bahseden Suzan, “ Sözleşme içerisinde emlağın huzurlu bir şekilde kullanılması var. Bu konunun yine çevrenin huzurlu kullanılması ille ilişkili olduğunu görüyoruz. Bazı toplumların doğru bir gelişme görebilmesi için alınan bazı kararlar var. Yine Yırca’da kömür madeni davası söz konusuydu. Buranın boşaltıldığı görüldü ve yasal çerçeve içerisinde adımlar atıldı” diye belirtti. Çevresel ve insan hakları hukukunun bağımsız olduğu söyleyen Suzan, “İnsan hakları çevresel korumanın gerçekleştirilmesinde temel teşkil eder. Bunlar küresel dayanışmayı gerektirir” dedi.
‘Size istihdam sağlayacağız ama…’
Yeryüzü Derneği Üyesi Dr. Akif Pamuk ise Türkiye’de ki termik santrallerini tartışmaya açarken Türkiye’de ki neoliberal politikalardan bağımsız hareket edilemeyeceğini söyledi. Seyitömer Termik santrali bölgesinde yaptıkları çalışmadan bahseden Akif, 11 kadın ve 21 erkek ile yaptıkları mülakatı anlattı. Akif, “ Orada ki insanlar termik santralle var olmaya çalıştılar ve bir dönüşüm yaşandı. Bu dönüşümde insan hakkı ihlalleri oldu. Bir bölgede kömür yatırımı varsa size ‘istihdam olanağı sağlayacağız’ derler ama günün sonunda insanların oturacak evleri dahi kalmaz” dedi. İnsanlara istihdam eden yapının aslında kömürü insanların yaşamından ve hak mülkiyetinden daha önemli gördüğünü söyleyen Akif, “İnsanların toprak kaybı var. Orada konuştuğumuz insanlar topraklarının gerçek karşılığını alamadıklarını söylüyorlar. İnsanlar iş makinalarının sesinden uyuyamadıklarını, dinamit atıldığından dolayı evlerinin çatladıklarını dile getiriyorlar. İnsanlar kendi tarlalarına dahi giremiyor. Bunun yanı sıra santralin bacasından çıkan dumalar ve küller çok ciddi sağlık sorunlarına sebep oluyor” dedi.
(ck-öç/zd/fk)