JINHA

AMED- Ekoloji hareketlerinin Kürdistan'da ekolojik tahribat raporu açıklandı. Raporu okuyan Yıldız Tahtacı, "güvenlik" gerekçesiyle ormanların keyfi şekilde yakıldığını, halka köylerini ve mezralarını terk etmeleri yönünde baskı ve tebliğler gönderilmeye başlandığını ve ormanların yakılarak halkın göçe zorladığını söyledi.

DTK Ekoloji Komisyonu, Mezopotamya Ekoloji Hareketi ve Mezopotamya Hukukçular Komisyonunu, 16 Temmuz tarihinden itibaren bölge de başlayan orman yangınları ve tahribatlarına ilişkin ortak hazırladığı zarar ve ekolojik zararın raporunu DTK Konferans Salonu'nda gerçekleştirdiği basın toplantısında kamuoyuyla paylaştı. Raporu okuyan Mezopotamya Ekoloji Hareketi sözcüsü Yıldız Tahtacı, 1990'lı yıllarda hayata geçirilen savaş stratejisinin Kürdistan topraklarını insansızlaştırma üzerinden geliştirildiğini ifade ederek, Kürdistan'ın insansızlaştırılması adına köylerin, mera alanlarının yok edilerek ekonomisinin çökertildiğini söyledi.

'Baskılarla halk göçe zorlanıyor'

7 Haziran seçimlerinin ardından 1990'lı yılları aşan bir savaş ortamının tekrar ortaya çıkarıldığına vurgu yapan Yıldız, Kürdistan halkına köylerini ve mezralarını terk etmeleri yönünde baskı ve tebliğler gönderilmeye başlandığını ve ormanların yakılarak halkı göçe zorladığını söyledi. Eş zamanlı olarak Kürdistan'ın birçok bölgesinde binlerce dönümlük doğal yaşam alanlarının yok edildiğinin altını çizen Yıldız, "Farklı bölgelerdeki orman yangınlarını araştırmak, incelemek ve gözlemler yapmak için Mezopotamya Ekoloji Hareketinin yürütücülüğünde 16 Ağustos tarihinde çağrıya cevap veren sivil toplum kurumları, ekoloji aktivistleri ve HDP'li vekilleriyle birlikte üç grup oluşturarak incelemelerimizi rapor haline getirdik" dedi.

Raporda 2015 yılı, Temmuz - Ağustos içerisinde heyetler tarafından yerinde incelenerek tespit edilen orman yangınlarını ve sonuçlarını sıralayan Yıldız şöyle devam etti: Birinci grubun Dersim ve Bingöl, Yayladere ilçesi orman yangınlarını, ikinci grubun Diyarbakır, Lice, Kulp ve Bitlis orman yangınlarını ve üçüncü grubun ise Şırnak, Mardin, Siirt orman yangınlarını incelediğini ifade etti.

'Ormanlarımız keyfi olarak yakılmakta'

Raporda ortaya çıkan sonuçlara değinen Yıldız, Temmuz ayı itibariyle başlayan orman yangınlarının bulunduğu alanlarda ve yakınlarındaki köylerde büyük zararların oluştuğunu dile getirdi. Köylülerin yaşam haklarına yönelik hak ihlallerinin ortaya çıktığına vurgu yapan Yıldız, "Bu çalışma ile birlikte yapılan incelemeler ve görüşmeler neticesinde orman yangınların hemen hepsinin askeri karakollar, askerler ve korucular tarafından açılan ateşler sonucu meydana geldiği köylüler ve görgü şahitleri tarafından dile getirilmiştir. Bölgede oluşturulan bu savaş ortamında güvenliği sağlamak gerekçe gösterilerek ormanlarımız keyfi olarak yakılmakta ve köylerin boşaltılması yönünde gün gittikçe baskılar arttırılmaktadır. Bu baskılara yönelik her türlü demokratik ve yasal süreçler başlatılacaktır" diye konuştu.

Ardından konuşan Mezopotamya Hukukçular Derneği avukatlarından Semra Balyan ise ortaya konulan anayasal hakların ihlali noktasının farkında olduklarını ve kolluk güçleri tarafından kasıtlı yapılan saldırılara karşı gerekli yasal işlemleri başlatacaklarını belirtti.

(be/gc)