Kaymakçı köyü mıcır ocağına karşı direnişe geçiyor

09:02

Ceren Karlıdağ/ JINHA

İZMİR - Halkın fikri alınmadan yapılması amaçlanan mıcır ocağına Ödemiş'e bağlı Kaymakçı köyü sakinleri tepki gösteriyor. "7'den 70'e direneceğiz" diyen halk "ÇED gerekli değildir" kararına karşı mahkeme sürecine gidecek.

İzmir'in Ödemiş ilçesine bağlı Kaymakçı köyü bamya, incir, erik gibi tarım ürünleri denince akla ilk gelen yerlerden biri. Yaklaşık on yıldır, Kaymakçı bölgesinin de içinde bulunduğu "Beydağ Barajı Sulama Alanı"nın barajını yapan devlet, iş bölgenin sulanmasına gelince yerini ticari kurumlara devrediyor. Bu noktada devreye giren Aydeniz İnşaat Turizm Madencilik Ticaret A.Ş isimli firma ise Beydağ Barajı'nın sulama kanallarını yapabilmek amacıyla köye mıcır ocağı açmak istiyor. Şirketin başvurusuna göre yılda 395000 bin ton madde üretimi olacak. Bu da günlük olarak 75-80 kamyon ve tırın köy içinden geçmesi demek. Köyde 75-80 kamyonun geçeceği bir altyapı ve geniş bir cadde ise yok.

Dava açılacak

Köye açılacak mıcır ocağı ile daha az maliyetle taşıma masraflarından kurtulmayı amaçlayan firma kendi mıcırını çıkartmak amacıyla köyün verimli topraklarını gözden çıkarmış durumda. Toprakların patlatılmasını, kazılmasını, yer altı ve yer üstü su havzasını değiştirerek bölgenin zehirlenmesini göz önünde bulundurmayan bir diğer kurum ise İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü. "Çevre Etki Değerlendirmesi ( ÇED) raporu gerekli değildir" diyen valiliğin kararına karşı Küçükmenderes Havzası Tarih ve Doğa Katliamına Hayır Platformu (Havza Plat) ve yurttaşlar dava sürecine gidecek.

'Ticari bir kaygı ile topraklarımızı patlatıp satacaklar'

Havza Plat Dönem Sözcüsü Avukat Erdem Boyacı "Mıcır madenini on yıl işleteceklerini söylüyorlar. Sulama kanallarının yapılması için mıcırın gerekli olduğunu ifade ediyorlar. Fakat mıcır ocağı açtıktan sonra on yıl daha sulama kanallarının yapılmaması kendi içinde bir çelişki. Ticari bir kaygı ile topraklarımızı işleyip, patlatıp satmayı düşünüyorlar ve bunu orada yaşayan, oranın asıl sahibi insanlara sormadan yapmak istiyorlar. Orada ki toz bitki örtüsünü değiştirecek, suları zehirleyecek. Bizler bölgemizde çevre mücadelesine sahip çıkıyoruz. ÇED gerekli değildir kararının iptali için hukuki mücadelemizi yürüteceğiz. Küçükmendres Havzası'nı birileri ticari anlamda keşfetti ve tüm topraklarımızı peşkeş çekmek istiyorlar. Buna karşı destek olabilecek herkesi bizimle mücadele etmeye çağırıyoruz" diye konuştu.

'O incir yetişmezse ben nasıl para kazanacağım?'

Kaymakçı köyünde yaşayan Sabriye Ercan mıcır ocağına neden karşı durduğunu şu sözlerle açıklıyor " Ağaçlarımıza, evlerimize zarar verecek. Neden isteyeyim ki? Hepimiz ayaktayız. Toz olacak, kum olacak, sürekli kamyonlar gelip gidecek buna ne gerek var?" 70 yaşında ki Sabriye "Ben başkalarının tarlalarında incir topluyorum. O incir yetişmezse ben nasıl para kazanacağım?" diye soruyor.

'Akciğer hastalıkları başlayacak'

Astım hastası Hatice Ülker ise "Benim sağlığımı çok etkileyecek. Hep birlikte direneceğiz. Bizim fikrimizi kimse sormadı haksızlık ettiler" diyor. Yaşar Ülker ise "Organik meyvemiz, sebzemiz var. Zeytin, domates, patates, üzüm hepsini kendimiz yetiştiriyoruz. Bize danışmaları lazımdı. Biz istemiyoruz. Akciğer hastalıkları başlayacak. Çocuklarımız zarar görecek, temiz havamız gidecek. Yaşlılar bile ayaklanacak eğer ocağı yaparlarsa" diye belirtti.

(ck/fk)