JINHA

AMED - Karadeniz'deki altın madeni ve "yeşil yol" projesine karşı süren mücadeleye destek açıklaması yapan DTK Ekoloji Komisyonu, doğa katliamlarına karşı direnişin öncülüğünü kadınların yaptığını vurguladı. Açıklamada, "Mücadeleniz mücadelemizdir" denildi.

DTK Ekoloji Komisyonu, Karadeniz'deki altın madeni ve "yeşil yol" projesine karşı süren mücadeleye destek açıklaması yaptı. Açıklamada, hükümet ve sermayenin her alanda ve tüm hızıyla doğayı ve halkları katlettiği belirtilerek "Munzur da, Ilısu da, Karadeniz de, Akkuyu da, Sinop da Silvan da, Aliağa da kısaca dört bir yanda enerji, maden, yol vb. bahanelerle tarım topraklarını, mera alanlarını katledip suyu, toprağı metalaştırıp tüm canlıların yaşam alanlarını kar hırsı ile yok ediyor ve bu alanlara el koyuyor. Bugün Karadeniz'de verilen direniş mücadelenin nasıl verilmesi gerektiğini halklara gösteriyor" diye kaydedildi. Karadeniz de yıllardır HES'lere karşı yürütülen mücadelelerin artık madenlere, "yeşil yol" adı verilen maden yollarına doğru genişlediği belirtilen açıklamada, doğaya yönelik bu saldırıların Kürt halkının yaşadığı coğrafyada da aynı boyutta devam ettiği vurgulandı.

'Karanediz'deki direnişle ortaklaşmaya hazırız'

Açıklamada, şunlar kaydedildi: "Şunu çok iyi biliyoruz ki direnişin öncülüğünü Karadeniz'de de Kürdistan'da da kadınlar yapıyor. Yaşam alanlarına yapılan saldırıları düzenleyenler her yerde olduğu gibi sermaye ve onun iktidarı AKP hükümetidir. Barış süreci başlamış olmasına rağmen 2013 yılında Amed'in Lice ilçesinde sermayenin barıştan anladığı şeyin halkın özgürlüklerini kısıtlamak ve baraj inşaatları için kalekollar yapmaktan ibaret olduğu görülmüştür. AKP hükümetince Karadenizde HES mücadelesi içinde yer alan Metin Lokumcu'nun katli gibi benzer bir mücadele de Medeni Yıldırım askerler tarafından katledilmişti. Şuan yaşanan direnişe ve devlet eliyle yürütülen saldırılara hiç yabancı değiliz. Tüm inancımızla Karadeniz'deki direnişle ortaklaşmaya hazırız.

'Karadeniz özgürleşmeden Kürdistan özgürleşemez'

DTK Ekoloji Komisyonu olarak diyoruz ki Karadeniz doğası ve halkları özgürleşmeden Kürdistan doğası da halkları da özgürleşemeyecek. Aynı şekilde Kürdistanın doğası ve hakları özgürleşemeden Karadenizin de doğası ve halkaları özgürleşemeyecek. Çünkü coğrafyalar birbirinden koparılamaz. Dünya, üzerindeki her şeyle birlikte dönüyor. Bizler de ancak ortak mücadele vererek doğanın ve halkların özgürlüğünü var edebiliriz. Karadeniz de mücadele eden kadınları Arinlerin ruhuyla, Gençleri Agitin ruhuyla selamlıyoruz. Mücadeleniz mücadelemizdir."

(gc)