MEH: Ninova, Palmira, baraj, kalekol hepsi aynı zihniyetin saldırısı
09:14
Bêritan Elyakut/JINHA
AMED - Çetecilerin Ninova ve Palmira'da tarihe yönelik saldırısının bir benzerinin Kürdistan'da baraj ve kalekollarla doğaya yapıldığını kaydeden Mezopotamya Ekoloji Hareketi aktivisti Nesime Atlı, sistemli şiddet, ve güvenlik politikalarıyla Ortadoğu'da insanlığın ortak mirası doğa ve tarihin yok edilmek istendiğine dikkat çekerek, "Bunun karşısında demokratik eylemlerle çözüme gidilecek her türlü yöntemi deneyeceğiz" dedi.
İnsanlığın doğuş mekanı olarak bilinen Ortadoğu'da insan katliamlarının yanı sıra tarihe, kültüre ve doğaya yönelik saldırılarda hız kesmeden sürüyor. DAİŞ'nin tarihi Ninova, Palmira kentlerine yönelik saldırıları ve binlerce yıllık insanlık mirası yıkması hafızalarda yerini taze koruyor. Öte yandan ise Kürdistan'da Hasankeyf'e yapılan baraj "güvenlik barajları" kalekol-karakol inşatları, HES'ler, kum ocakları, taş ocakları ve kaya gazı kuyuları ile doğa ve tarih adeta talan ediliyor. Doğa ve tarih talanına karşı ekolojistler harekete geçme kararı aldı. Mezopotamya Ekoloji Hareketi aktivisti Nesime Atlı, katliamın çeşitlendiğine dikkat çekti.
'Yeni bir göç dayatılıyor'
Nesime, "Tahribatların en fazla kendini gösterdiği alanlar Hidroelektrik santralleri, barajlar, köy yakma, boşaltma ve bunlarla birlikte gelen göç dalgasıdır. Bugün Doğu'da özellikle Hidroelektrik santralleri ve barajların yapımı mevcut olan iktidarın rant sağlama projelerinden başka bir şey değildir" dedi. "Bugün üretimin her çeşidinde ve aşamasında kullanılan su katliam projeleriyle kontrol altına alınmaktadır" diye konuşan Nesime, çiftçinin dereden sulama için getirdiği suya öncesinde bir bedel ödemezken şuan ki koşullarda bedel ödemek zorunda bırakıldığını ifade etti. Kürt halkının üzerinde geçmişten günümüze gelen bir imha ve yıkım projesi bulunduğuna dikkat çeken Nesime, "Bu yıkım ve imha politikaları devam etmekle birlikte sadece şekil değiştirmiştir. Değişmiş hali ise kültürel ve tarihi miraslar üzerine koca koca barajlar inşa edilerek insanları topraklarından göç etmekle yüz yüze bırakılıyor" diye konuştu.
'Barajlarla insanlar metropole göç ettirilecek'
Barajlar ve kollekolların yapımıyla birlikte insanların kapitalist modernitenin yemi olduğuna dikkat çeken Nesime, katliam projeleriyle birlikte iktidarların kendi sistemine uygun şekilde insanları zayıf halkalar haline dönüştürdüğüne vurgu yaptı. Hasankeyf'in UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne aday gösterilecek en büyük miraslar arasında olduğunu dile getiren Nesime, "Böylesi büyük bir miras olan Hasankeyf, Ilısu barajı ile birlikte sular altında bırakılacak aynı şekilde Silvan barajının yapımı Godernê gibi tarihi bir alanı sular altına gömecekler. Bir kültürü ve toplumu yok etmek isteyenler kültürlerinin üzerine kocaman barajlar inşa ederek insanları metropol kentlere göç ettirecekler" şeklinde konuştu.
'Yıkımlar aynı zihniyetler üzerinden hayata geçiriliyor'
DAİŞ çetelerinin Ninova'da, Nemrut'ta ve Pamira Antik kentte yaptığı yıkımlarının aynı zihniyetler tarafından hayata geçirildiğine dikkat çeken Nesime, çetecilerin zihniyetinin Hasankeyf'te ve Godernê'de yaşama geçirildiğinin belirtti. Doğa katliamlarının baraj adı altında meşrulaştırılmaya çalışıldığının altını çizen Nesime, halkın artık değişip dönüştüğünü artık kandırılamayacağını ifade etti. Nesime, "Bunun farkına varanlar olmalı ki artık her barajın ve Hidroelektrik santralinin başına bir kalekol inşasına gittiler. Bu kalekollar ve barajlar ise yörenin kaymakamları tarafından kendi web sitelerine verdikleri korucu ilanlarıyla korunmaktadır" diye konuştu.
'Kürdistan coğrafyasında insanlık imha edilmektedir'
Barajların korunması ve nakliye işleri adı altında korucuların konumlandırıldığına değinen Nesime, "Kürt halkı üzerindeki kanlı yıkım olaylarında devletle el ele yürüyen bu paramiliter güçleri tekrar Kürt halkının karşısına çıkarmak onur kırıcı bir durumdur. Bugün yaşanan sindirme, şiddet, güvenlik politikalarıyla doğa ve Kürdistan coğrafyasında insanlık imha edilmektedir. Bunun karşısında demokratik eylemlerle çözüme gidilecek her türlü yöntemi deneyeceğiz" ifadelerini kullandı.
'Yerelden bir direnişe ihtiyaç duyuyoruz'
Silvan'da yapılacak olan barajın daha çok sulama ve enerji yapımı için kullanılacağının ifade edildiğini söyleyen Nesime, bir yandan bu söylenirken diğer yandan hidrolik çatlatma ile çıkarılan kaya gazının suya ve toprağa ciddi zarar verdiğinin bilindiğini vurguladı. Kaya gazının kanserojen maddeler içerdiğini dile getiren Nesime, "Amerika'da gerçekleşen bir olayda hayvanların ölümü sızıntı nedeniyle oldu ve orada araştırma bile yapılmasına izin verilmedi. Silvan'da çıkarılan kaya gazı ile bir yandan toprak sulanıp bir yandan zehirlenecek ve bu büyük bir çelişkidir" dedi. Halka imlak bedeli verilerek sindirilmeye çalışıldığına dikkat çeken Nesime, yerelden bir direnişe ihtiyaç duyduklarını ve halkın yanında kendilerinin de yer alacağını söyledi.
(fk)