JINHA

AMED - Amed Ekoloji Meclisi'nin hazırladığı rapora göre, yapımı devam eden barajlar nedeniyle Batman'da 19 köy, Diyarbakır Silvan'da ise 10 ayrı medeniyete ev sahipliği yapan bölge, sular altında kalacak. Meclis, barajların yanı sıra bölgede çıkartılmaya başlanan Kayaç Gazı'nın da bölge tarımını yok olma noktasına getireceği uyarısında bulundu.

Amed Ekoloji Meclisi ile DBP ve HDP Diyarbakır il örgütleri, Batman ve Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde yapımı davam eden barajların doğada yaratacağı tahribata ilişkin basın toplantısı düzenledi. Yapılan toplantıda, Amed Ekoloji Meclisi tarafından bölgede yapımları süren baraj ve çıkarılmaya başlanan kayaç gazının yaratacağı doğa tahribatına ilişkin hazırlanan rapor paylaşıldı.

Yapımı süren Batman sulama barajı projesinin, bir güvenlik barajı olduğunun vurgulandığı raporda; Kıbrıs, Bulaklıdere, Karacalar, Pamuk Çay, Ambar Çayı, Başlar, Kuru Çay gibi yedi alt barajdan meydana gelen Batman güvenlik barajı ve Silvan barajının yapımının tamamlanması halinde Diyarbakır'ın Kulp ilçesine bağlı 19 köy ile Silvan ilçesinde 10'dan fazla medeniyete ev sahipliği yapmış bölgenin tamamının sular altında kalacağı ifade edildi.

Kalekollara 180 korucu alındı

Raporda, Batman barajı ile Silvan barajı Babakaya Su Tüneli'nin güvenliğini sağlamak amacıyla Silvan'a bağlı Boşat, Sedekne ve Cicika köyleri arasında, Lice, Hani ve Kulp'ta olduğu gibi kalekollar inşa edildiğine de dikkat çekildi.
Babakaya su tünelinin olduğu bölgede inşa edilen kalekollara ise yakın zamanda 180 köy korucusunun konuşlandırıldığı kaydedildi.

Raporda bir diğer dikkat çeken nokta ise, söz konusu güvenlik barajlarının Kulp, Lice, Hani, Silvan ve Batman bölgelerine tarımsal alanların sulanacağı ve enerji üretiminden bahis edildiği ancak yetkililer tarafından bölgede kayaç gazı bulunduğundan söz edilmediği.

Raporda, fosil enerji kaynaklarının başında gelen ve petrole alternatif gösterilen bölgedeki Kayaç Gazı rezervlerine de işaret edildi.

Türkiye'de en büyük Kayaç Gazı rezervinin Lice, Hani, Kulp, Batman, Silvan bölgesinden Gümüşhane'ye kadar uzanan bölgede olduğu belirtilen rapora göre, Kayaç Gazı'nın çıkartılmasının yöntemleri bakımından bölgenin tarımsal faaliyetlerini kökünden kurutacağı gibi toplu hayvan ölümlerine yol açacağı, yeraltı ve yer üstü kaynaklarını zehirleyeceği uyarısında bulunuldu.

Sarıbuğday köyünde iki kuyu açıldı

Hazırlanan rapora göre, söz konusu bölgede Kayaç Gazı arama çalışmalarına başlandığı, yüksek güvenlik önlemleriyle sondaj kuyularının korunduğu ancak gazın varlığı hakkında bir bilginin verilemediği, Diyarbakır'ın Silvan karayolu üzerinde Sarıbuğday kırsalında açılan iki kuyudan ise birinin sonuçlandırıldığı, diğerinin ise faaliyetlerine devam ettiği belirtildi. Sonuçlanan kuyu çalışmasıyla köyün 1 yıl önce gürül gürül akan suyunun tükenmeye başladığı ve köylülerin sondaj kuyularıyla su elde ettiği belirtildi.

Enerji Bakanlığı tarafından yapılan duyurularda, bölgede 3 binin üzerinde Kayaç Gazı sondaj kuyusunun açılacağının altınının çizildiği rapora göre, bu kuyulardan Kayaç Gazı elde edilmesi sırasında baraj göletlerinin suyunun kullanılacağı, yine gazın çıkarılması sırasında kullanılan zehirli maddelerin de toprağa bırakılacağı ifade edildi.

Doğaya karışacak bu zehirli karışımın ise temas ettiği tüm canlılarda, slikoziz hastalığı başta olmak üzere birçok hastalığa neden olduğu uyarısında bulunuldu.

'Bölge halkı göçe zorlanacak'

Bölgede yapılan kuyu çalışmalarının aynı zamanda deprem bölgesi olan alanda yapıldığının hatırlatıldığı raporda, bölgede kuyuların etkisiyle yaşanabilecek deprem ve bölgeyi cansızlaştırma ile halkın göçe zorlanacağı kaydedildi. Raporda, kalekol yapımına karşı duran halkın görüşlerine de yer verilerek, halkın korucuların geçmişte döktükleri kan ve bu topraklarda var olan güvenlikçi zihniyeti bu topraklarda istemedikleri belirtildi.

(gc)