'Karaburunlu köylüler tazminatla korkutulmaya çalışılıyor'

09:14

Ceren Karlıdağ/ JINHA

İZMİR - Karaburun'un Yaylaköy Mahallesi'nde yaşayan köylüler, verdikleri hukuk mücadelesiyle, Rüzgar Enerjisi Santrali (RES) projesinin 47 türbini için, mahkemeden lisans iptali kararı çıkarttı. RES'i yapan şirket ise köylülere ihtarname göndererek 15 milyon liralık zarara uğradığını, bu zararı ise yine köylülerden çıkaracağını bildirdi.

Karaburun'un yüzde 61'ine tekabül eden bir alanın RES şirketlerine tahsis edilmesinin ardından köylülerin ve çevrecilerin başlattığı hukuk mücadelesi "Üretim lisansını durdurma" şeklinde sonuçlanırken geçtiğimiz günlerde TEİAŞ mahkeme kararına karşı gelerek RES'leri tekrar çalıştırmaya başlamıştı. Çevre ve Ekoloji Hareketi avukatlarından Hande Atay konuyla ilgili suç duyurusu bulunmalarının ardından şimdi de Lodos Elektirik A.Ş'nin köylüleri tazminat tehditleri ile yıldırmaya çalıştığını söyledi.

'Mahkeme lehimize karar verince bu zararı size ödeteceğiz dediler'

TEİAŞ hakkında suç duyurusunda bulunduktan kısa bir süre sonra Lodos Elektirik A.Ş'nin davacılara bir ihtarname gönderdiğini söyleyen Hande, bu ihtarnamede ise dava açan köylülerden, şirketi zarara uğrattıkları gerekçesi ile 15 milyon lira tazminat istendiğini ifade etti. "Mahkemenin lehimize karar vereceğine inancımız sonsuz ve mahkeme lehimize karar verince bu zararı size ödeteceğiz' şeklinde bir ihtar gönderdiler" diyen Hande, bu durum ile daha önce farklı ekoloji davalarında karşılaştıklarını söyledi.

İhtara yönelik karşı ihtarname gönderilecek

Fakat şirketin kendilerinin muhatabı olmadığını dile getiren Hande, çünkü bu davaların şirketlere değil şirketler adına tahsis edilen idari işlemlere karşı açıldığını, o idari işlemlerin altında hangi kurumun hangi bakanlığın imzası varsa onlara karşı yürütüldüğünü söyledi. Bu davanın da Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'na (EPDK) karşı açılmış olduğunu hatırlatan Hande, gelen ihtara yönelik karşı ihtarname göndereceklerini de ifade etti.

'Karaburun halkı ihtarnameye pabuç bırakmadı'

Şirketin Anayasa'nın 36. maddesine göre hak arama özgürlüğü olan yurttaşlara "Hak arama özgürlüğünü kullanıyorsan bunun bir takım maddi semereleri olacak biz de bunu sana yükleteceğiz" demek istediğini söyleyen Hande "Dediğimiz gibi bu bir tehdittir aslında. 'Biz sizi maddiyat üzerinden cezalandıracağız' demenin prosedürsel yoludur. Bu davayı yürütenlerin de Türkiye'de ki tüm çevre ve ekoloji avukatları olduğunu söylemek gerekiyor. Yani oradaki köylülerin avukatlığını gönüllü üstlenerek, onların ekoloji mücadelelerinin hukuksal ayağını yürütmek amacıyla yapıyoruz. Karaburun halkı ihtarnameye pabuç bırakmadı. Hak arama özgürlüğünün ve hukuki yolları kullanmasının Anayasa ile güvencede olduğuna dair gerekli beyanı vererek mücadeleye devam edeceğinin de ipucunu verdi. Biz de şirketin bu tehdidine karşı yasal mecrada gereken haklarımızı zaten saklı tutuyoruz" dedi.

(ck/gc)