Kapitalist yaşama karşı 'Bûka Baranê' ile ekolojik mücadele
09:06
Zeynep Akın/JINHA
ÊLIH - Bûka Baranê Ekolojik Derneği Eşbaşkanı Ayşegül Akyüz, gölgesini satamadığı ağacı kesen kapitalizmin insan ile doğa arasındaki ilişkinin gücünü para kazanmak için kullandığını belirterek, ekolojik bir yaşam için "zincirlerinizden kurtulun" dedi.
Batman'da kurulan Bûka Baranê Ekolojik Derneği'nin çalışmaları devam ediyor. Sanatsal çalışmaların yanı sıra 'ekolojik bir dünyanın tohumu' diye nitelendirdikleri Tov- Ekotopya Üretimi ve Batman Ekoloji Meclisi çalışmalarını da yürüten Bûka Baranê Derneği, aynı zamanda Kobanê'nin DAİŞ çetelerinden kurtulmasının ardından Ekolojik bir Kobanê için 'Bir düşün örülmesi' şiarıyla Kobanê Yeniden İnşa Platformu'nda yer alıyor. Bûka Baranê Ekolojik Derneği Eşbaşkanı Ayşegül Akyüz ile dernek ve kolektif olarak ekolojik yerleşke çalışmaları üzerine konuştuk. Tahakküme dayalı ilişkilerden kurtulmak, üretmek, sağlıklı yaşamak ve sevdiklerinle neşe dolu keyifli bir ilişki biçimini geliştirmek için ekolojik bir yaşamın şart olduğunu söyleyen Ayşegül, Kürdistan'ın çeşitli köylerinde yaşadığından kendi doğasını ve doğayı yeniden keşfettiğini ifade etti.
'Kendi doğamı yeniden keşfettim'
Giderek artan nüfus nedeniyle doğa ile bağını yitirmiş bir kent olan Diyarbakır'da büyüdüğünü söyleyen Ayşegül, "Yıllarca Kürdistan'ın farklı kentlerinde ve kırda yaşayınca çocukluktan beri içimde var olan bir şeyler canlandı. Doğa ile aramdaki bağ güçlendi. Toprağı, suyu, yeniden tanıdım. Bu arada eşimle beraber yaşadığımız kentlerdeki insanlarla ekolojik çalışmalar yürütmeye başladık" ifadelerinde bulundu. Ayşegül, eşi ile birlikte sağlıklı bir ilişki için ve çocuğu için doğanın dönüştürücü gücünün neler yaratabileceğine tanık olduğunu ancak, ölçüm raporlarına göre bölgenin ikinci en kirli havasına sahip olan Batman'da yaşadığı için tam anlamıyla bir ekolojik yaşam sürdüremediğini belirtti.
'Her şey ekolojik yaşamla ilişkili'
Ayşegül, "İçimizi, dışımızı, doğal olan üreten, neşe veren her şeyden bahsediyoruz. Sadece hayvanlardan yada ağaçlardan değil aklına gelebilecek her şey ekolojik yaşamla ilişkilidir" ifadelerinde bulundu. Endüstriyel sektörün yarattığı yıkıma sadece ekolojinin sonsuz olanaklarıyla karşı koyulabileceğini söyleyen Ayşegül, "Gelecek için ekolojiden başka çıkar yolumuz yok, yeniçağın komünizmi ekolojidir. Zaten bu nedenle Avrupa'daki yeşil partilerle yaratılan yeşil politikaların yanı sıra Murray Bookchin gibi filozofların yanı sıra Abdullah Öcalan gibi liderler söylemleriyle bize kapitalizme karşı tek çözümün ekolojik toplumdan geçtiğini söylemekteler" diye konuştu.
'Ekolojik yaşam için zincirlerimizden feragat etmemiz lazım'
Gölgesini satamadığı ağacı kesen kapitalizmin insan doğa arasındaki ilişkinin gücünü para kazanmak için kullandığını belirten Ayşegül, "Ekolojik ürünler satar, eko turizm organize eder ve yeterince zenginsen Türkiye'deki masal eko köyünde olduğu gibi yarım milyon liraya sizlere ekolojik evler satar. Toprağa dokunmak ve doğal beslenmek için bir an önce köylülükten kurtulup şehirlere sıkışmalı ve çok para kazanmamız gerektiğini vurgular. Ekolojik yaşam için tek şeyden feragat etmemiz lazım; zincirlerimizden" ifadelerinde bulundu.
'Kapitalizm ekolojik devrimden ürküyor'
Kapitalizmin doğayı tekeline almak istediğini ve bu yüzden kapitalizmin ekolojik bir devrimden ürktüğünü söyleyen Ayşegül, "Kapitalizm sadece insanlara değil yanından geçtiği canlı cansız tüm varlığın bir parçası olan nehirleri barajlara tıkmak, ardından şişeleyip satmak istiyor. Çiftçiye içeriği hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığımız GDO'lu kısır tohumlar satmak, böylece üreticiyi denetim altında tutmak istiyor" dedi. Kapitalizmin insanlığı kentlere sıkıştırıp alışveriş merkezleri, ev ve paket tatil turlarıyla yeni bir tüketici haline getirmeye çalıştığını söyleyen Ayşegül, "Tüm bunları düşündüğümüzde hiçbir kapitalist karşısında suyuna, toprağına ve yaşamına sahip çıkan üretici insanları istemediği için özellikle Hollywood tüketim endüstrisi ve türevleri vasıtasıyla ekolojik hayatın kendisi tarafından satılmadığı taktirde, korkunç bir yaşam dayatmaya çalışıyor diyorum" dedi.
'Ekolojik yaşama ilkel deyip ekolojik ürünleri satıyorlar'
İnsanlara ekolojik bir yaşamın basit, sıradan, ilkel ve kirli bir yaşam olduğunu düşünmelerini sağladılar" diyen Ayşegül, "Kürdistan'daki neredeyse her bireyin dedesi köyde yaşıyordu oysa otuz yılda kedi, köpek görünce korkan bir Kürt nesil yarattılar. Onlar kurguladılar ve bize bu şekilde düşünüyormuşuz gibi hissetmemizi istediler" ifadelerini kullandı. Ekolojik yaşama ilkel bir yaşamdır diyen, dikte edenler kendilerine yüz binlerce dolara dağ evi, doğa evi, göl evi satın aldığını belirten Ayşegül, "Benimde dahil olduğum ve demokratik özerkliğin temeli diyebileceğimiz toplumsal ekolojistler teknolojiyi ret etmezler. İlkel doğa birinci doğamızdır. insanlığın bilim ve kültür vasıtasıyla kurdukları günümüz dünyası ikinci doğamızdır ve ikinci doğamız göz ardı edilerek ekolojik bir devrim yapılamaz. İkinci doğa birincil doğayı destekleyerek gelişmelidir" sözlerini ifade etti.
'Kobanêlilere özerk ekolojik ev modellerini önerdik'
Ayşegül, bu günkü tüketim çılgınlığıyla sürekli büyüyen enerji açığını kapatmak için Doğu Akdeniz havzasını yok edebilecek Akkuyu Nükleer Santrali gibi santrallerle ve Hasankeyf gibi insanlık mirasını yok eden, ülkedeki tüm nehirleri kurumanın eşiğine getiren yüzlerce HES inşa edilse dahi çözülemeyeceğini belirtti. Kobanê'nin yeniden inşası için kolektif olarak Kobanêlilere de özerk ekolojik ev modellerini önerdiklerini söyleyen Ayşegül, "Artı 45 derece ile eksi 30 derecede dahi sobaya veya klimaya ihtiyaç duymayan, elektriğini, suyunu ve kendi yiyeceğini üreten evler son derece teknik ve modern evlerdir aslında. Bu yönüyle de geleneksel köy mimarisiyle yapılan evleri doğru buluyoruz" diye konuştu.
Son olarak doğal ürün tüketiminin ekolojik bir yaşam için çok önemli olduğunu söyleyen Ayşegül, "Bana göre ekolojik yaşam, insanın doğadaki en küçük canlıya tahakküm kurmayacağı bir arada dayanışarak yaşayacağı bir yaşamdır" dedi.
(zd/mg)