Çermik'i kuşatan mermer ocaklarının yarattığı tahribat ağır
09:14
Cahide Harputlu/JİNHA
JINHA
AMED - Çermik'te sayıları her geçen gün artan ve uzun yıllardır işletilen mermer ocakları büyük ekolojik tahribata neden olurken, burada yaşayanları da işsizliğin kıskacından yakalayıp bu katliama ortak olmaya zorluyor. Mermer ocaklarında çalışan gençler, tahribatın bilincinde oldukları ancak başka seçeneklerinin olmadığını söylüyor.
Diyarbakır'ın Çermik ilçesinde bulunan ve geniş bir alana yayılmış olan mermer ocaklarının yarattığı tahribat gün geçtikçe artıyor. Yanlış tarım politikaları nedeniyle elini topraktan çeken çevre köylerde yaşayanlar ya başka şehirlere göçüp çalışmak zorunda, ya da yıllarca yaşam alanı olarak kullandıkları dağ ve patikaların katledilmesine ortak olmak zorunda bırakılıyor. Uzun yıllar mevsimlik tarım işçiliği yaptıklarını anlatan köylü kadınlar şimdi eşlerinin, çocuklarının bu ocaklarda çalıştığını belirtiyor.
Çermik'te tahribat her geçen gün artıyor
Diyarbakır'ın doğal güzellikleriyle ünlü ilçelerinden Çermik'te tahribat son yıllarda gözle görülür derecede artmış. Çünkü taş ocaklarının bilinen zararları şöyle sıralanıyor: "Bu ocaklarda madenlerin arasından çıkan taş, toprak vb. pasa denilen artıkların mermer ve taş çıkarıldıktan sonra döküldüğü alanların kayması sonucunda kayan toprak, mermer ve taş parçaları bitkilere, meyve ağaçlarının üzerine yığılarak zarar veriyor. Dere yatağındaki taşkın arazilerinde eğer önlem alınmadan depolama yapılıyorsa taşan sular da tarım arazilerini basıyor. Mermer atığı (Mermer Çamuru) Kalsiyum Oksit ve Kalsiyum Karbonattan oluşuyor, bu da dere yatağına bırakıldığında balıkların ölümüne sebep oluyor. Atıkta bulunan karbonik asit de asit yağmuru etkisi yapıyor. Mermer ocaklarının neden olduğu ormansızlaştırma sonucunda alan tek bir parçaya dönüşüyor. Doğal arazi dokusunun parçalanması sonucunda ormandaki canlıların yaşam alanı da ortadan kalkıyor ve biyolojik çeşitliliğin azalmasına sebep oluyor."
Dinamit patlatılması ve zemin kaymaları büyük tehlike
Mermer ocaklarının bir diğer tehlikesi ise dinamit patlatılması ve deprem etkisi. Ocaklarda patlatmalar 3,4 şiddetindeki bir depreme eşdeğer. Ayrıca gürültü kirliliği oluşuyor ve rüzgâra bağlı olarak havaya karışan tozlar hava kalitesini de bozuyor.
Kırma ve eleme işlemleri de toz emisyonuna neden oluyor. Çünkü aslında bu işlemlerde sıvı kullanılması gerekirken, su tüketimi yüksek olacağı için bundan kaçınılıyor. Taşıma da çevreye toz emisyonuna neden oluyor. Yerleşim alanı içerisinden geçirilen kamyonlar taşıma esnasında yerleşim alanını da toz içinde bırakıyor. Akiferde çatlaklar oluşuyor, yeraltı su tabakası kirlenebiliyor ve yüzeysel su kaynakları kuruyabiliyor. Bitkileri de toz kapladığı için bitkilerin fotosentez yapması ve büyümesi engelleniyor. Toz kirliliğinin asfaltta görünmeyecek kadar ince bir kaplama alanı oluşturması yağmur yağdığında zeminin kayganlaşmasından dolayı kazalara da yol açabiliyor.
'Doğanın tüm güzelliği yok oluyor'
İşsizlikten kaynaklı mermer ocaklarında çalıştığını belirten Ahmet Dağtekin, "Burada iş bulamasaydım, batıya gidecektim. Daha önce gittim, toprağımdan uzaklaşmak istemiyorum başka çarem yok" diyor. Bir diğer işçi Halil Akdan, mermer işçiliğinin dünyanın en zor işlerinden biri olduğunu ve şimdiye kadar da sayısız yaralanmalara ölümlere neden olduğunu söyledi. Günün 11 saati çalıştıklarını belirten Halil, "Mermer blokların çıkarılma işlemlerinde çoğu zaman kimyasal madde veya dinamit kullanıldığı için doğanın tahrip edilmesinin yanı sıra çalışanların da hayatı tehlikeye atılıyor. Doğanını tüm güzelliği yok oluyor, ölüyor. Çünkü mermer çıkartılan tüm alanlarda bulunan ağaç, ot vb tüm bitkiler kuruyor. Kullanılan kimyasal madde de toprağa ve yeşil alana zarar veriyor ki o nedenle hayvanların bu alanda otlatılması yasaktır. Başka seçeneğimiz olmadığı için bu katliama ortak oluyoruz" diye anlatıyor.
(fk)