Çevreci kadınlardan doğa tahribatına karşı örgütlenme çağrısı

09:01

 


Vildan Atmaca / JINHA


WAN - Bölgede HES, baraj ve kalekollar adıyla her geçen gün artarak devam eden doğa talanına karşı seferberlik ruhu ile bilinçlendirme çalışmaları ve girişimleri gerçekleştiriliyor. Van'ın da birçok ilçesinde yapılmak istene barajlara karşı örgütlenilmesi gerektiğini savunanlardan ÇEHAV avukatlarından Deniz Gedik, "Bölgede çevre tahribatı kritik boyutta" dedi.


Bölgede yaklaşık 40 yıldır süren savaş ve çatışma süreci, toplumu olduğu kadar ekolojiyi de tahrip etti, etmeye devam ediyor. Orman ve Su İşleri Bakanlığı 2013 yılı verilerine göre Türkiye'de 478 hidroelektrik santraller (HES) işler haldeyken, 534 HES ile yüzlerce baraj da plan-proje aşamasında. HES, baraj ve kalekol yapımı uğruna son iki yılda gerçekleştirilen ekolojik talan, savaş sıcaklığında kendisini hissettiriyor. Özellikle çözüm ve müzakere sürecinin başlamasından bu yana devlet eliyle yapılan baraj, HES ve kalekollarla tahrip edilen bölgede, halkı doğa kıyımına karşı bilinçlendirme seferberliği gerçekleştiriliyor. Van'da da birçok ilçede yapılmak istenen HES, baraj ve kalekollar ile yapılmak istenen doğa kıyımına karşı toplumsal seferberliği yaratmak amacıyla DTK Ekoloji Komisyonu öncülüğünde birçok bileşenin desteği ile bilinçlendirme çalışmaları yapılmakta. Bölgede yaşanan doğa tahribatları ve buna karşı verilecek mücadeleye ilişkin olarak Çevre ve Ekoloji Hareketi Avukatları'ndan (ÇEHAV) Deniz Gedik ve DTK Ekoloji Komisyonu Üyesi Berivan Nefise Hakan konuştu.


'Çevre tahribatları kritik boyutta'


2009 yılında çevre tahribatlarına karşı bir araya gelen avukatların oluşturduğu 'Çevre ve Ekoloji Hareketi Avukatları'ndan (ÇEHAV) Deniz Gedik, "Kimlikleri ile var olma mücadelesi verilen topraklarda yapılan çevre tahribatları, kritik yerlerde ve zamanlarda yapılmaktadır" dedi. Yıllar önce yapılan 'Güneydoğu Anadolu Projesi' (GAP) ile köylerin boşaltılarak, tarihin yok edildiği ve sadece müzelere hapsedilmeye çalışıldığını dile getiren Deniz, tarım sulama alanları için yapılan projenin, aslında bölgenin sosyolojik ve demografik yapısını bozan bir proje olduğuna işaret etti.


'Ekoloji mücadelesi toplumsal hareketle kazanılır'


Deniz, Dersim'de "güvenlik" barajları, Lice'de kalekolların yapımı ve Roboskî ile Yüksekova'da katırların itlafının hem doğaya hem de insanlığa saldırı olduğuna değinerek, "Örgütlü ve birlikte kültürümüze, yaşamımıza ve doğamıza sahip çıktığımızda başarıya ulaşılabiliriz. Bu duruş hukukun çözüm bulamadığı birçok noktada çözüm olabiliyor. Deneyimlerimiz sonucu ekoloji mücadelesi de toplumsal hareketler sonucu kazanılıyor" şeklinde konuştu. Doğa tahribatına karşı örgütlü bir duruş olmadığı sürece İdare hukukunun yasaların izin verdiği her şeyi yapabileceğini kaydeden Deniz, "İdare karşısında yaptırmayacağız diyen bir halk olduğunda idarenin de duruma yaklaşımı farklı oluyor" dedi.


'Doğa insanlığa sunulmuş bir köle gibi kullanılıyor'


"İnsanlar doğayı bir canlı olarak değil, kendilerine sunulan bir nimet olarak düşünüyor" diyen Deniz, insan ve doğa tarihi dikkatli okunduğunda insanların, hayvanlarla doğasını ayırmadığı bir dönem olduğuna vurgu yaptı. İnsan yaşamının devamında ihtiyaç duyulan yiyeceklerin nerden geldiğinin bilinmemesinin dahi, insan-doğa arasındaki kopukluğu açığa çıkardığını sözlerine ekleyen Deniz, "İnsanla doğa birbirlerinden kopuş yaşadığında bu defa bir tahakküm ortaya çıkıyor. İnsan yalnızca kendi ihtiyacını değil, bundan bir kar elde etmek için kullanıyor. Bu defa ortaya doğanın insan için olduğunu düşünüyor ve doğanın eski zamanda kullanılan bir köle gibi kullanılarak ekolojik yıkıma neden oluyor" ifadelerine dikkat çekti.


'Yapılan HES'ler kalekollar tamamen politiktir'


Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Ekoloji Komisyonu Üyesi Berivan Nefise Hakan ise, devletin bölgedeki politikalarına işaret etti. Bölgede yapılan "güvenlik" barajları ve kalekollar ile amaçlananın PKK'nin hareket alanını daraltmak olduğuna işaret eden Berivan, HES'lerin ise doğayı yok edip insanları şehir hayatı ile asimile etmek amacıyla yapıldığını söyledi. Berivan, "AKP tarafından yapılan HES'ler, 'güvenlik' barajları ve kalekollar tamamen politik ve siyasaldır" ifadelerine yer verirken, DTK olarak insanları ekoloji konusunda bilinçlendirip topraklarına, sularına, enerjilerine ve zenginliklerine sahip çıkmaları için çalışmalar yaptıklarına değindi. Yaptıkları çalışmalara ilişkin de bilgi veren Berivan, bölgedeki çalışmaları kapsamında köylerde organik tarıma geçilmesini amaçladıklarını kaydetti.


'Van ekolojik bir kent örneği olmalı'


Van'ın Kürdistan tarihi açısından önemli bir kent olduğunu belirten Berivan, bölgede 40 yıldır devam eden savaş nedeniyle ekolojik olarak büyük kayıplar verildiğini söyledi. Ocak ayında gerçekleşen Kadın Konferansı'nda Van'ın ekolojik pilot il seçilmesini hatırlatan Berivan, amaçlarının ekolojik bir kent yaratmak ve 'betonlaşmaya dur' demek olduğuna işaret etti.


'Doğanın yok olmasına izin vermeyeceğiz'


Berivan, Çatak, Bahçesaray ve Muradiye yapılmak istenen HES ve barajlara atıfta bulunurken, dünyanın en yumuşak sularından biri olan Bahçesaray nehrinde yapılmak istenen HES ile suyun kuruyacağının bilinen bir gerçeklik olduğunun altını çizdi. Son olarak Çatak'ta Xumar bölgesine yapılmak istenen baraj yapımı ile doğanın yok olacağını vurgulayan Berivan, "Bölgemizde doğanın yok edilmesine izin vermeyeceğiz" dedi.


'Okullarda ekoloji dersleri verilmeli'


Kentin turizm ve kültür açısından geliştirilmesi gerekirken, HES'ler ile doğa tahribatı yaratıldığını söyleyen Berivan, okullarda ekoloji dersleri verilmesi gerektiğine değindi. "DTK Ekoloji Komisyonu olarak Van ve ilçelerinde eylemsellikler gerçekleştirip, bildiriler dağıtarak, yerelde belediyelerle çalışmalar yürüterek, okullarda da ekoloji dersleri vermeleri için girişimler gerçekleştiriyoruz" ifadelerinde bulundu. Berivan, demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü paradigma yolunda ilerlemeye devam edeceklerini belirtti.


(gk/fk)