DOSYA HABER Yazdır Kaydet

25 Kasım: Dövüş sanatından silahlı direnişe dünden bugüne 'öz savunma' (10)

Dosya Haber
Kasım 16 / 2015


 
JINHA 
 
HABER MERKEZİ - Öz savunmanın tarihçesinden yola çıkarak bugünlere uzanan sürece bakıldığında kadınların kendilerini savunma adına birçok teknik geliştirdiği görülmekte. Kadınlar erkeklere karşı öz savunmalarını yaparken bugün sadece şiddete değil, bir erkek anlayışına, kadın katliamlarına ve doğa talanına karşı da öz savunma gerçekleştirmekte. 
 
Kadınların öz savunma oluşturmasının gerekliliğini kadına yönelik şiddet, taciz ve tecavüzlerde görürken kadın katliamları bu gerekliliği daha da gerçekçi kılmakta. Erkek egemen sistemin en vahşi örgütlenmelerinden olan DAİŞ çetelerinin Ortadoğu'ya yönelik saldırılarında kadınların öz savunmalarını birlikler haline dönüştürmesi ise bir kez daha doğrulanmış oldu. Rojava Devrimi, Kobanê ve Şengal ile değişen tarih, beraberinde "kadınlar neden silahlanmalı" sorusuna bir cevap niteliği taşıyor. Öz savunmanın tarihçesinden yola çıkarak bugünlere uzanan öz savunmaya bakıldığında kadınların kendilerini savunma adına birçok teknik geliştirdiğini görüyoruz. Doğadaki diğer canlıların kendilerini koruma şekillerinden esinlenen kadınlar, erkeklere karşı öz savunmalarını gerçekleştirmeye başlarken bugün sadece şiddete değil bir erkek anlayışına, kadın katliamlarına ve doğa talanına karşı da kadınlar öz savunma gerçekleştiriyor. 
 
Kadınların kendilerine karşı herhangi bir tehlikede bulunulmasına karşı gösterdiği tepki olarak adlandırılan "öz savunma", ilk olarak 6. Yüzyıl'da yine kadınlar tarafından kullanılarak karşımıza çıkıyor. Mitolojiye göre Endonezya'da kadınlar tarafından icat edilen dövüş sanatı olarak ve "Pencak Silat" denilen bu öz savunma, silahsız veya bıçakla kullanılan bir savunma biçimidir. Kelime anlamları olarak "pençak" dışa yansıtılan fiziksel yöntemleri kastediyorken, "silat" kuşaklardan aktarılan öz savunma ilkelerini ifade ediyor. Pençak Silat, 6. Yüzyıl'da Sumatra Adası'nın Riau ilinde ortaya çıkan kadın öz savunması olarak anlatılıyor.. Pencak Silat'ın kökenleri hakkında birçok yerde çeşitli hikayeler anlatılsa da hepsinin ortak noktası "kadın öz savunma sanatı" olarak ortaya çıkması.
 
Kadının ilk öz savunması
 
Anlatımların Bawean adasındaki versiyonunda ise, Pencak Silat, kendisini eşine karşı savunan bir kadın tarafından icat edildi. Rama Sukana adlı kadın çamaşır yıkamak için nehre gittiğinde maymunların birbirlerinin saldırılarından çabucak kaçtığını izledi. Maymunları dikkatle izleyen Rama Sukana, çamaşırlarını yıkamayı bitirmedi ve o gün evine geç döndü. Eve gittiğinde öfkeli olan eşi, Rama'yı dövmeye çalıştı ve Rama eşinin darbelerinden maymunların hareketleriyle kaçtı. Kadının ilk öz savunması bu şekilde gelişirken Pencak Silat, 19'uncu yüzyılda önce Portekiz, sonra Hollandalı ve İngiliz sömürgeciler Endonezya adaları kontrolün altına almaya çalıştığında Pencak Silat, yine sömürgecilere karşı kırsal gerilla direnişinde önemli rol oynadı. Pencak Silat'ın felsefesi, mümkün olduğunca çatışmadan kaçınmak, ama çatışma başladıktan sonra hızlıca ve agresif bir şekilde bitirmeye çalışmayı öğretiyor.
 
Öz savunma tarihçesinde ikinci adım: Wing Chun
 
"Bahar şarkısı" ya da "sonsuz bahar" anlamına gelen Wing Chun, Çin'de kadın tarafından icat edilen bir dövüş sanatı. Qing devlet ordusuna karşı direnişte yer alan bir Shaolin rahibenin genç kadına öz savunma olarak öğrettiği Wing Chun'da yakın mesafeli dövüşe önem veriliyor. "Kuvvet yerine teknik" sloganıyla öğrenilen Wing Chun, bundan dolayı daha küçük yapılı kadınlar tarafından tercih ediliyor. "El tuzakları" ile saldırgan kesin ve hızlı bir şekilde durdurulabilir.
 
Ng Mui turna ve yılan arasındaki kavgadan esinleniyor
 
Wing Chun'un popüler olan Yip Man okulunda anlattığı hikayesine göre, Wing Chun 17. Yüzyıl'da rahibe Ng Mui tarafından icat edildi. Dövüş sanatının geliştirdiği Shaolin Manastır'ında başrahibe olan Ng Mui, devlet ordusunun manastıra karşı saldırılardan sağ kaldı ve Daliang dağlarında kendini sakladı. Orada Ng Mui, bir yılan ile bir turna arasında bir kavgayı izledi. Turnanın direk, sade, enerjiyi koruyan, kuvvete dayanmayan hareketlerinden ilham alan Ng Mui, bu ilkeleri Shaolin Manastırı'nda öğrendiği hareketlerle birleştirdi. Ng Mui'nin kaldığı kasabasında genç kadın Yim Wing Chun, bir savaş beyiyle zorla evlenmeye çalışmasına maruz kaldı. Ng Mui, genç kadına dövüş sanatı öğretti ve böylece Yim Wing Chun savaş beyini püskürttü. Sonra sevdiği bir erkekle evlenen Yim Wing Chun, eşiyle beraber yeni dövüş sanatı öğrencilere öğretti.
 
Wen-Do ve R.A.D.: Kadının yolu
 
20. yüzyılda birçok ülkede kadınlara yönelik şiddet için yeni öz savunma sistemleri geliştirildi. 1964'de genç kadın Kitty Genovese'nin ABD'de katledilmesi tarafından etkilenen evli çift Ned ve Ann Paige, dövüş sanatlarında öğrendiği hareketlerden ilham alarak Wen-Do kadın savunma sistemini icat etti. İsmi "kadının yolu" anlamına gelen Wen-Do sistemine zamanla kadınlar kendi kullandıkları etkili hareketler ekledi. Wen-Do'daki hareketler, acıyı vermeye amaçlayan "yumuşak hareketler"in yanı sıra saldırganı tamamen etkisiz kılan "sert hareketler" bulunuyor.
 
R.A.D.: Tecavüz Saldırganlık Savunması
 
Modern zamanlarda icat edilen başka bir kadın öz savunma sistemi biri de, R.A.D. (Rape Aggression Defense - Tecavüz Saldırganlık Savunması) isimli kadın için tasarlanan bir yöntem. R.A.D., sade ve etkili hareketleri kadınların kas hafızasına yerleştirmeye hedefleyen hızla öğrenilebilen bir öz savunma yöntemi. 1980'li yıllarda R.A.D. sistemi tasarlayan Amerikalı Lawrence N. Nadeau, dövüş sanatları öğrenmek için gerektirilen uzun zamanı göz önünde bulunarak daha sade ve stresli durumlarda kolayca hatırlanabilen hareketleri icat etti. R.A.D. sisteminde kurslar, normalde 9-12 saat içinde tamamlanabilir. Model Mugging ve AWARE, benzer fikirlerle tasarlanan kadınlara yönelik başka öz savunma sistemleridir.
 
 
Öz savunma örgütlenmeyle güçlendi
 
Öz savunma örnekleri bu şekilde gelişirken kadınlar sadece bu sistemi geliştirmekte kalmadı ve öz savunmalarını örgütlülük üzerinden gerçekleştirdi. Ataerkil sistem kadınların hayatlarını bu denli alt üst ederken, kadınlar çarenin 'erkek devletin vereceği adalet' olmadığının farkına varıyor. Kadına yönelik şiddetin, taciz, tecavüz karşısında kadınlar çeşitli ülkelerde kurdukları öz savunma güçleriyle diğer kadınlara da örnek oluyor. Dünya kadın öz savunma örneklerinden anlaşılacağı üzere kadınlar, kendi savunmalarını içinde bulundukları devlet düzenine bırakmayarak güçleriyle erkekliğe meydan okuyor. Dünya kadın öz savunma örneklerinden bazıları ise şu şekilde:
 
Erkeklere bambu sopa: Gulabi Gang (Pembe Çete)
 
Hindistan'ın kuzeyinde 2006 yılında Sampat Pal Devi tarafından kuruldu. Adını, giydikleri pembe renkli yerel kıyafetten alan çete, kadınlara şiddet uygulayan erkekleri bambu sopalarıyla dövüyor. 10 kadınla yola koyulan Gulabi Çetesi'nin, bugün 270 bin üyesi var. Kadına yönelik suçların yanı sıra elektrik kesintisi, su sorunu, yolsuzlukla da mücadele eden Gulabi Çetesi geceleri sokaklarda devriye geziyor. Bir adalet çetesi olduklarının altını çizen Sampat Pal Devi, "Beni öldürmeye, tutuklamaya, aşağılamaya ve susturmaya çalıştılar ama işler kadınlar için düzelmedikçe pes etmeyeceğim" diyor.
 
Cinsel şiddet ve çocuk istismarına karşı 'Red Birigade (Kızıl Tugay)'
 
Gulabi Çetesi'nden ayrılarak Hindistan'ın Lucknow bölgesinde 2011 yılında Usha Vishwakarma tarafından kuruldu. Siyah şalvar üzerine kırmızı gömlek giyen Red Birigade üyeleri, özellikle cinsel şiddet ve küçük kız çocuklarına yönelik taciz ve tecavüzlere karşı mücadele ediyor. 16-25 yaş arası genç kadınlardan oluşan grubun 200'den fazla üyesi var. Vishwakarma  "Din, kadınları çok güçsüz gösteriyor. Biz kadınların saldırılara karşı mücadele edebileceğimizi bilmemiz, fiziksel ve zihinsel olarak güçlü olmamız lazım" diyor. Hindistan'ın tüm kentlerinde Kızıl Tugay kurmak için çalışmalarına devam ediyor.
 
Kadınların tehlikelerden kurtulmasında öncü 'Warrior Sisters (Savaşçı Kızkardeşler)'
 
Kuzey Amerika'da 2013 baharında Sam Krop tarafından kuruldu. Gulabi Gang deneyiminden ilham alarak oluşturulan Warrior Sisters, çeşitli bölgelerde haftalık eğitim toplantıları yapıyor, ücretsiz olarak sözel ve bedensel eğitimler veriliyor. İsrail savaş sanatı ve iletişim teknikleri kombinasyonuyla kadınların tehlikelerden kurtulmasına yardımcı olunuyor. Kadınlar bu süreç içerisinde kendi sınırlarını çizmeyi, rahatsız oldukları durumları tanımlamayı ve basmakalıp fikirleri aşıp kendilerini korumayı öğreniyorlar. 
 
Kadınlara cesaret ve bilgi veren Arming Sisters (Silahlı Kızkardeşler)
 
Amerika ve Kanada'da yaşayan yerli kadınların tecavüze ve cinsel saldırıya uğrama oranının yüksekliği karşısında onlara ücretsiz eğitimler veren bir dernek. Patricia Stein, Mısır'da Tahrir Meydanı'nı koruyan kadın savunma gruplarından etkilenerek böyle bir dernek kurmaya karar vermiş. Kadınları cesaret ve bilgi ile donatarak saldırılara karşı öz savunmalarını güçlendirmek temel amacı. 
 
MSA Sisters' Self-Defanse (Müslüman Kızkardeşler Öz Savunma)
 
Müslüman kadınlar için Fatima Garsi tarafından başlatılmış bir çalışma. Ücretsiz olarak boks/Muay Thai, sopa ile mücadele, atletizm ve dövüş sanatları dersleri veriliyor. Bu eğitimlerle kadınların fiziksel ve zihinsel olarak güçlendirilmesi hedefleniyor.
 
Primer Comunicado de la Célula Armada de Putas Histéricas-CAPH (Silahlı Çılgın Kevaşeler Kolektifi)
 
Gerçek bir çağrı mı yoksa sembolik bir hareket mi olduğu bilinmeyen videoda kolektif, feminist mücadelenin radikalleşmesi çağrısında bulunuyor. "Korku mu? Asla! Her zaman bizim üzerimizde baskı kurdunuz. Artık bizi korkutamazsınız. Bizi kışkırttınız! Şimdi mücadele zamanı! Artık silahlarımız ve medya araçlarımız var. Maçoları kendi silahlarıyla vuracağız!" denilen videoda İspanya'nın Sevilla kentinde gerçekleşen bir dizi protesto eylemi de kolektif tarafından üstleniliyor.
 
Dersim'in direngen kadınlarından 'Kızıl Sopalılar'
 
Cins kırımına karşı kadın öz savunmasını sağlamak üzere kuruldu. Dêrsim'de şiddete uğrayan bir kadının kendilerine başvurması üzerine şiddet uygulayan erkek, kendi evinde dövülerek cezalandırıldı. Antep'de de benzer şekilde cezalandırma eylemi gerçekleştiren kadınlar "Tacizciler ve tecavüzcüler kızıl sopalarımızın şerrinden kurtulamayacaklar. Bütün genç kadınları taciz ve tecavüze karşı saflarımızda örgütlenmeye ve mücadele etmeye çağırıyoruz" diyorlar.
 
Arîn Mîrxan Kadın Savunma Timleri
 
Özgecan'ın vahşice katledilmesi sonrası ülke genelinde yapılan protesto gösterileri sırasında Rojava Devrimi'nden etkilenen genç kadınlar tarafından Diyarbakır'da kuruldu. Şiddet uygulayan erkekleri uyaran kadınlar, "Başınıza geleceklerden biz sorumlu değiliz!" diyor.
 
Yekîneyên Parastina Jinê-YPJ (Kadın Savunma Birlikleri)
 
Rojava'da yaratılan kadın kazanımlarını korumak ve Rojava'da oluşturulmak istenen öz yönetim deneyimine yönelik saldırılara karşı bir savunma gücü ihtiyacından doğdu. Yaşları 19-25 arasında değişen kadın savaşçılar, Kobanê'de DAİŞ'e karşı ön saflarda verdikleri mücadele ile erkek zihniyetine karşı ahlaki ve politik olarak toplumu koruyorlar. Gördükleri askeri eğitim sonrası YPJ saflarına katılan 5 binin üzerinde kadın savaşçı olduğu sanılıyor. YPJ komutanlarından Narîn Efrîn, "Bir kadın komutan olarak birincil sorumluluğum, kadınların kendi iradeleri olduğunu gösterebilmeleri. Tüm eğitimlerimizi başarıyla tamamlayan kadınlar, 'kadınlar savaşamaz' söyleminin bir yalan olduğunu kanıtlıyorlar" diyerek, YPJ'nin rolü üzerine değerlendirmelerde bulunuyor. 
 
(dk)