DOSYA HABER Yazdır Kaydet

25 Kasım: İran rejimi gölgesinde kadın mücadelesi (9)

Dosya Haber
Kasım 15 / 2015


 
Gelawej Awrin / JINHA 
 
HABER MERKEZİ - Şeriat yasalarıyla yönetilen İran, kadına yönelik şiddetin her yıl artarak devam ettiği bir ülke. Türkiye'de olduğu gibi kadınları eve hapseden, çocuk doğurmaya teşvik eden İran politikalarına karşı kadınlar yıllardır tüm baskılara karşı mücadele yürütüyor. 
 
Doğu Kürdistan ve İran toplumu birçok devrime şahitlik etti. Devrimleriyle bilinen İran aynı zamanda kadınların da devrim mekânıdır. Yüzyıldan fazla bir geçmişi olan İranlı kadınların mücadelesi bu güne kadar devam etse de kadınlar, devrimden sonra toplumda yeterince yer alamadı. İran'da kadına karşı uygulan şiddete göz attığımızda, kadınların ölümle burun burana olduğunu görüyoruz. İran'da yaşamın her saniyesi kadınlar için ölüm demek maalesef. İran'da kürtaj yasası var. Kanunlara göre çocuk kız olursa alınması normal, cezası yok fakat alınan çocuğun erkek olması ise yasayı değiştirebiliyor.  Ayrımcılık daha anne karnındayken yapılıyor. Daha dünyaya gelmeden erkek kanunları nasıl yaşamamız gerektiğini gösteriyor.  İran rejimi şeriat adı altında kadına karşı şiddeti meşrulaştırarak topluma ve kadınlara kabul ettirmek istedi. İran'ın kadınlara karşı uyguladığı politikaları başarılı olmadı. İranlı kadınlar fazlasıyla acı çekti, fakat yapılanlara karşı hiçbir zaman sessiz kalmadı. Kendisini erkeğin yarısı olarak tanımlayan erkek sistemine karşı mücadele içerisinde oldu. 
 
İran rejimin kadınlar üzerinde yürüttüğü şiddet politikaları topluma kanıksanarak yürütülmek isteniyor. Dolayısıyla erkek rejimin kadınların yaşamlarına müdahale etmesi, kadınlar üzerinde iktidarını sürdürmesi en büyük şiddet kaynağıdır. Rejim kadınlara, nasıl yürümeli, ne giymeli, nasıl düşünmeli, nasıl konuşmalı yasalarını zorla dayatarak kadın varlığına karşı şiddet uyguluyor. İranlı kadınlar rejimin şiddetini zehirli haplar gibi yutmak zorunda kalıyor. 
 
İran'da yasalar kadına karşı
 
İran'da kanunlar İslam dinine göre yazıldı. Kanunlarına karşı suç işleyen idam edilir. Böylesi bir ortamda yasalar zaten kadınlar için en büyük şiddet aracı oluyor.  Miras paylaşımında ya da şahit olma durumunda kadınların iki kişi olması, rejimin aslında erkek olduğunu gözler önüne seriyor. Baba, abi, koca kadınlar üzerinden mutlak iktidarını sürdürebiliyor. Kendi yasalarında olmayan bazı kanunları bile mollalar, kadınlar için cinsel şiddet de diyebileceğimiz sixe (dönemsel evliliği)  erkeğin cinsel arzularını doyurmak için evlenmeden önce bir kadına tecavüzde diyebileceğimiz yöntemle kendi kölesi yapması meşrudur.  İran'ın büyük şehirlerinde bulunan anasız ve babasız 20 bin çocuğun bu yöntemle dünyaya getirildiği söyleniyor.  Erkeğin tecavüzü de diyebileceğimiz sixe yasalarla korunuyor, fakat şuana kadar dünyaya getirilen çocuklar için herhangi bir kanun çıkarılmadı. 
 
Hergün sixe yöntemiyle onlarca kadına tecavüz ediliyor
 
Molla rejiminin yasal fuhuşu olarak da adlandırabileceğimiz sixeye kadınlar tepki gösteriyor. Her gün sixe yöntemiyle onlarca kadına tecavüz eden erkek yasalarla korunurken, zina yaptığı gerekçesiyle de kadınlar idam ediliyor. İran'ın meşhed şehrinde sixe yol kenarında yasal çerçevede yapılıyor. Mollalar kutsal yerlere gidip, pankart açıp erkeklere gelin kadınları sixe edin diyor.  Molla açık biçimde kadınları satıyor. Bu caddede kadınlar açıktan mollalar tarafından satılırken, bir kadın veya erkeğin el ele tutuşması ya da bir kadının belirlenen çerçeve dışında makyaj yapması sözde ahlak bekçileri olan İmam Zehra ve Zeynep, polisler tarafından gözaltına alınıyor ya da uyarılıyor. 
 
Cezaevlerinde mahkumlara zorla uyuşturucu veriliyor
 
İran rejimi ayrıca cezaevlerinde gardiyanlar aracıyla mahkumlara zorla uyuşturucu veriyor. İran'ın yüzde 70 bu yöntemle uyuşturucu kullanmış oluyor.  Bu tuzağa düşen de bir daha geri dönüşü olmayan bir yola düşüyor. Bu yöntem en çok da kadınlar üzerinden uygulanıyor. Bazı verilere göre İran'da bir milyon 325 bin kişi uyuşturucu madde bağımlısı. Bu kişilerin yüzde 9.3'ünü kadınlar oluşturuyor. 15-64 yaş arası uyuşturucu kullanan kadınların yüzde 60'ı evli, yüzde 40'ı da bekar.  Genel olarak bu kadınların yüzde 44'ü de 30 yaşın altında. Kadınların uyuşturucuya yönelmesinde aile içerindeki şiddetten kaynağını alıyor. 
 
Kadınların kıyafet mücadelesi
 
1979 İran devriminden sonra kadınların başı zorla kapatıldı. Xumeyni rejiminin iktidara gelmesiyle devrime öncülük edenler tasfiye edildi. Devrimden önce Rizahşah döneminde kadınların başörtüleri zorla başlarından çıkarılırken, Xumeyniyle'de kadınlara zorla siyah çarşaflar giydirildi. 40 yıldır kadınlar zorla başlarını örtmek zorunda kalıyor. İktidara gelen her hükümet kadınlar için kılık kıyafette bazı reformlar yapacağına söz verse de şu ana kadar herhangi yasal bir düzenleme yapılmış değil. İran'da kadınlar halen istedikleri gibi giyinebilmek için mücadele ediyor. Birçok İranlı kadın saçları göründü diye şiddete uğradı. 
 
Firux: En büyük isteğim İranlı kadınların özgürleşmesidir
 
İranlı kadınlar iki senedir sosyal medya üzerinden 'gizli özgürlük' adı altında kampanyalar yürüttü.   kampanyayı ilgiyle karşılayan İranlı kadınlar, sosyal medya üzerinden başı açık foto ve görüntülerini paylaşarak zorla örtünmeye tepki gösterdi.  İran rejimi kadınların sesini kısmak için elinden geleni yapıyor. İran ve Rojhılat toplumu zengin bir kültürel özelliğe sahip. İranlı kadınlar, müzik, tiyatro, sinema alanlarında güçlüler. İranlı şair kadın olan Firûx Ferxuzad'ın şiirleri rejim tarafından sansürlense de Firûx mücadelesinden vazgeçmeyip, şiirlerini yazdı. Firûx ölmeden önce, "en büyük istediğim İranlı kadınların özgürleşmesidir. Ülkemin kadınlarının derdini biliyorum, erkeklerin şiddetine maruz kalıyorlar" diyor. Firûx kadınlar için konserler vermek istedi fakat 'kadınlar tek başına konsere gidemez' gerekçesiyle kadın şairin konserleri rejim tarafından yasaklandı. Rejimin tüm baskı ve şiddetine karşı kadınlar kültürel alanda mücadelesine devam ediyor. 
 
Ferinaz cinsel saldırıdan kurtulmaya çalışırken yaşamını yitirdi
 
Kadınların yaşam alanlarının daraltıldı İran'da kadına yönelik her geçen saldırılar artıyor. Bunlardan biri olan Kürt kadını Ferinaz Xosrowanî, Mahabad'ta çalıştığı Tara Oteli'nde, İran rejimine bağlı istihbarat örgütü İtlaat elemanlarının tecavüzünden kurtulmaya çalışırken yaşamını yitirdi. İran rejiminin, yıllardır cinayet ve idamlarla baskı altına almaya çalıştığı Kürtlere yönelik izlediği politikaların en kirli boyutlarından biri olarak Ferinaz Xosrowanî'ye yönelik 'tecavüz planı' ortaya çıktı. 4 Mayıs'ta Ferinaz'a dönük tecavüz olayı, olayın aydınlığa kavuşturulup, faillerin ortaya çıkarılmaması nedeniyle 3 gün sonra ailesinin ve halkın öfkesine dönüştü. Olayı öğrenen Mahabad halkının Tara Oteli'ni ateşe vermesiyle birlikte fitili iyice ateşlenen öfke, rejim tarafından alınan OHAL kararı ile bastırılmaya çalışılsa da Mahabad halkı ile birlikte dünyanın birçok ülkesinde kadınlar sokağa çıkarak tepkilerini dile getirdi. 
 
Siyasi tutuklu Zeynep Celaliyan tedavi edilmiyor 
 
Cezaevi koşullarının ağır olduğu İran'da siyasi tutuklara yönelik her türlü işkence uygulanarak, çocuğunun hakkında idam kararı veriliyor. İdam kararı verilmeyen yada idam kararı müebbet hapis cezasına çevrilen tutuklulara ise her türlü işkence uygulanıyor. Bunlardan biri de Zeynep Celaliyan. Kürt halkının mücadelesi için siyasi çalışmalar yürütün Zeynep, 2008 yılında İran'ın Kirmanşah kentinde, PJAK üyesi olduğu iddiasıyla tutuklandı. 14 Ocak 2009'da Devrim Mahkemesi'nde avukatı olmadan sadece 7 dakikalık bir duruşma sonucunda Zeynep'e idam cezası verildi. Dosyasının Ceza İnfaz Kurumu'na gönderilmesi üzerine verilen idam cezası, Aralık 2011'de müebbet hapis cezasına çevrildi. 7 yıldır tutuklu bulunduğu Dizel Abad Cezaevi'nde en ağır işkencelerden geçirilen Zeynep, buna karşı defalarca açlık grevine girdi. Gördüğü işkence ve cezaevi koşullarından kaynaklı ağır sağlık sorunları yaşayan Zeynep tedavi edilmiyor. Son olarak Zeynep'in ağzında çıkan beyaz lekeler nedeniyle hastaneye gitmek istediği ancak cezaevi yetkilileri tarafından bu talebinin reddedildi. Ailesi ile görüştürülmeyen Zeynep yaşadığı görme kaybı nedeniyle de kör olma tehlikesi ile karşı karşıya. 
 
KJAR kuruldu
 
İran sınırları içinde kalan Doğu Kürdistan'da ise kadın mücadelesi, rejimin yoğun baskısına karşın ivme kaydetti. Kürt kadınlarının 4 parçada örgütlenme modeline yönelik tartışmaları Doğu Kürdistan'da da yeni bir kadın örgütünün kuruluşuyla sonuçlandı. 2004 yılında kurulan Doğu Kürdistan Kadın Birliği (YJRK), Mayıs 2014 tarihinde gerçekleştirdiği 4. Konferansı'yla kendini feshederek KJAR adıyla yeniden örgütlendi. Komelgeha Jinên Azad a Rojhilatê Kurdistan (Doğu Kürdistan Özgür Kadın Hareketi), kuruluş bildirgesinde, hareketin sadece Doğu Kürdistanlı değil İranlı kadınları da kapsadığını, programının "Demokratik bir İran ve Özerk Kürdistan'ı" hedeflediğini vurguladı. Konfederal sistemle, her alanda komün, meclis gibi yapılarla örgütlenmeyi önüne koyan KJAR, tüm birimlerinde de eşbaşkanlık sistemini uyguluyor.
 
HPJ İran'da bir ilk 
 
Doğu Kürdistanlı kadınların örgütlenmesini daha da büyüterek İranlı tüm kadınlara hitap etme ihtiyacı, kendini savunma alanında da gösterdi. PJAK'ın askeri kanadı olan HRK içinde özgün örgütlenen HJRK, HPJ adını aldı.  KJAR'a bağlı örgütleneceğini duyuran ve kendini "Doğu Kürdistanlı kadınların savunma gücü" olarak tanımlayan HPJ, gerilla mücadelesini yöntem olarak benimsiyor. HPJ yetkilileri, Doğu Kürdistan dağlarında kadın savunma savaşı veren HPJ'nin sadece Doğu'da değil İran'da da kadınlar için bir ilk olduğuna işaret ediyor. 
 
Kadınlar parlamentoda eşit temsiliyet için kampanya başlattı
 
İran'da kadınlar yüzde 3 oranında siyasette yer alabiliyor. Parlamentonun tüm yetkileri Ali Ekber Xamineyi de. 3 Mart 2016'da yapılması beklenen seçimlerde kadınlar, rejim kendi temsilcilerini göstermesin diye 'gelin parlamentonun erkek yüzünü değiştirelim' kampanyası başlattı. İranlı kadınların üç isteği ve amacı var. Kadınlar yüzde 50 kotasıyla parlamentoda yer alıp iktidar olmak ve kadınlara özgürlük tanımayan yasaları değiştirmek istiyor. Kampanyanın diğer bir amacı da kadınların kendi iradeleriyle temsilcilerini seçebilmeleridir. Kadınlar kampanya çerçevesinde seminerler düzenleyip,  kadın haklarına karşı olan erkek parlamenterlere oy vermeme çağırında bulunuyor. Kadınların siyasete girmesiyle ancak İran rejimi demokratikleşir.
 
(mg)