Leyla Qasım'dan Viyan Soran'a Güney'de kadın direnişi (1)
Dosya Haber
Newroz Dijwar / JINHA
Savaşın gölgesinde direnen Güneyli kadınlar
HEWLER - Kürdistan topraklarında bitmek bilmeyen savaşlar kadınlarda derin yaralar açsa da, kadınların özgürlük mücadelesi tarihten günümüze kadar hep sürdü. Lozan Antlaşmasıyla birlikte Kürdistan toprakları dört parçaya bölünse de Kürt kadınlarının yüreği hep bir attı. Bu parçalardan biri de Güney Kürdistan. Direniş geleneğini Hafsa Xan Nakip'ten, Margaret George Shello'dan, Leyla Qasım'dan alan ve Viyan Soranla sürdüren Güneyli kadınlar, her ne kadar sistemin baskılarıyla karşı karşıya kalsa da tarihten aldığı direniş geleneğini hep sürdürdü.
Güney Kürdistan, kadınlar için acıların ve katliamların bitmek bilmeyen, savaşların oldukça yoğun yaşandığı Kürdistan parçasıdır. Güney Kürdistan'lı kadınlar, 19.yüzyıla kadar gelişen mücadelelerde aktif olarak katılır. Edebiyat ve sanat alanında varlığını hissettir. Savaş ve göçlerin gölgesinde yaşamak zorunda kalan Güneyli kadınlar, 20. yüzyılın başlarında Baas rejimine karşı uzun soluklu bir mücadele verip, Güney Kürdistan'ın Kürt Ulusal Mücadelesi'nde de yerini almıştır. Güney Kürdistan'da yaşanan savaş ve katliamlara rağmen kadınlar direniş mücadelesinden vazgeçmeyip, Kürt kadınları açısından önemli bir deneyim olan Kürdistan Kadınlar Birliği örgütünü kurmuştur. Hafsa Xan Nakip ve Fatma Muhyeddin gibi tanınmış kadınlar dışında binlerce kadın Güney Kürdistan kadın tarihinde direnişe öncülük etmiştir. Güney Kürdistan'da dünyaya gelen Margaret George Shello, 1960 yılında 20 yaşındayken peşmergeye katılıp, Irak ordusuna karşı cephe aldı. Margaret George Shello, Kürt tarihinde kadın peşmerge ünvanını alan ilk kadındır. Kürt kadınlarının tarihine adını altın harflerle yazdıran Leyla Kasım ve Viyan Caf ise bu direnişçi kadınların ardılları.
Fafsa Xan kadınların çarşaf giymesine karşı çıktı
1920'lerde Güney Kürdistan'ın Süleymaniye kentinde yaşayan Hafsa Xan Nakip, kadınların çarşaf giyimine karşı çıkarak, kadınların çarşafsız dolaşmasında etkili bir rol oynamış. Hafsa Xan için daha önce bir gazeteye konuşan Hero İbrahim Ahmed, Hafsa Xan için şunları söylemişti. "Süleymaniye'de 1920'lerin sonlarında bir kadın yaşardı. Adı Hafsa Xan Nakip'ti. Çok güçlü bir kadındı. Kocası da etkili bir adamdı. O zamanlar biliyorsunuz kadınlar çarşaf giyiyor. Hafsa Xan Nakip bir gün çevresine bir grup kadını toplayıp çarşıya gitmiş. Önce o atmış çarşafı üzerinden. Sonra etrafındaki kadınlar. Birer birer, çarşının ortasında. Bu kadarla da kalmıyor. Kendi evini, 'kızlar okusun' diye okula çevirmiş. O zaman kızlar okutulması akıllara sığdırılamıyor tabi. Herkes ayağa kalkmış. Ama Hafsa Xan'ın umurunda değil."
Kadınlar edebiyatta ve siyasette gelişti
Kürt kadınları açısından siyasi bir kadın kimliği olan Hafsa Xan, Kürdistan Kadınlar Birliği örgütünün başkanlığını yaptı. Aynı zamanda şiir ve edebiyatla da uğraşan Hafsa Xan, Kürt kadınları açısından önemli bir deneyim olan kadın mücadelesinin önünü açtı. Kürt kadınları bu dönemde, genelde ailelerinden dolayı öne çıkmakta, yeteneklerini açığa çıkarma, kültür düzeylerini geliştirme imkânlarına sahip olmakla birlikte Kürt kadınında direnişçi öz ve isyancı karakter ön plana çıkar. Aşiret önderi olan kadınlar, aşiret savaşlarını yönetirler. İslamiyet'in etkisiyle kadınların etkinlik alanı sınırlansa da Kürt kadınının yurtsever özü bu sınırları aşar.
Devrimci kadınların direniş sembolü: Leyla Qasım
Leyla Qasım 1952 yılında Kerkük'te dünyaya gözlerini açtı. İlk ve orta öğretimini orada gördü. Bağdat'ta liseyi tamamladıktan sonra daha 20 yaşındayken Kürdistan Yurtsever Öğrenciler Birliği'ne katılarak Baas rejimine karşı mücadele etmeye başladı. Faşist Baas rejimine karşı Kürt kadının direnişi olan Leyla Qasım, Güney Kürdistan'a uygulan baskı ve işgale dikkat çekmek için 1974'te uçak kaçırma eyleminde bulundu. Eylem sırasında Baas rejim güçleri tarafından 29 Nisan 1974'de tutuklanan Leyla Qasım tüm işkence ve baskılara rağmen inandığı değerlerden taviz vermedi. 13 Mayıs 1979 yılında Baas rejim güçleri tarafından idam edildi. Leyla Qasım idam edilmeden önce görüştüğü annesine şunları söyledi: "Güzel annem tasalanma ben bir dava insanıyım artık. Kürt halkı ve kürdistan için savaşıyorum dün Saddam ve beraberinde bir grup buraya geldi. Beni kandıracağını ilkelerimden taviz vereceğim zannediyordu. Hatta mücadelemden vazgeçmem için maddi tekliflerde bulundu. Fakat ben bunları kabul edemeyecek kadar onurlu olduğumu halkımı satmayacağımı söyledim. Kendimi Kürt ve Kürdistan davasına adadığımı bu mücadele uğrunda idamı onurla karşılayacağımı söylemem üzerine çılgınlaşan koca Saddam'ın ne kadar zavallılaştığını gördüm. Anne bizim ölümümüzle binlerce Kürt insanı uyanacak, özgürlük bayrağımız dalgalanacak. Ben öldüğümde üzülmeyin, saç örgülerimden bayrak yapsınlar." Leyla Qasım idamından sonra başta Güney kadınları olmak üzere binlerce Kürt kadını özgürlük mücadelesine katılmış ve dünya devrimci kadınlarının direniş sembolü olmuştur. Leyla Qasım halen de Kürt kadınlarının direniş sembolü olarak Kürt kadın devrimcilerinin ve ezilen halkların ilham kaynağı.
Leyla Qasım'ın ardılı Viyan Caf
2 Şubat 2006 tarihinde Medya Savunma Alanları'na bağlı Haftani'nde gerçekleştirdiği fedai eylem sonucu yaşamını yitiren YJA Star Askeri Meclis üyesi Viyan Caf (Soran) kod adlı Leyla Walî Hüseyin, 1981 yılında Güney Kürdistan'ın Süleymaniye kentinde dünyaya geldi. 1997 yılında Kürt özgürlük hareketine katılan Viyan, uzun yıllar PKK içerisinde birçok çalışma yürüttü. 2006 yılında PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki baskı ve işkenceleri protesto etmek amacıyla bedenini ateşe verdi. Viyan eyleminden önce Güney kadınlarına hitaben yazmış olduğu mektupta eyleminin bir özgürlük eylemi olduğunu belirtmişti. Viyan'ın Güney kadınlarına yazmış olduğu mektubun kısa bir bölümü şöyle: "Kürt kadınının özgürlüğü için çaba ve mücadele veren bir kadınım. Bütün amaç, umut ve çabam dört parçadaki Kürtlerin özgürlüğüdür. Güney Kürdistan'ın demokratizasyonu ve zihniyet özgürlüğü, intiharların, çaresizliğin, kadın köleliğinin, gençlerin kaçışının ve diğer tüm toplumsal sorunların sona erişi olacaktır. Bu temelde eylemimle bu amaca olan bağlılığımı göstermek için kendimi feda ediyor ve siz değerli insanlara bir mesaj vermek istiyorum. Bu eylemim çaresizlikten ve acıdan kaynağını alarak intihar eden kadınlarınki gibi değildir. Ama bu eylem yaşam aşkının, zihniyet gelişimi ve özgürlüğün eylemidir. Aynı zamanda Leyla Kasım, Zilan ve Semaların direniş çizgilerinin bir devamıdır."
Güneyli kadınlar askeri birlikler kurdu
Kürdistan'ın diğer parçalarında olduğu gibi Güney Kürdistan Bölgesi'nde de Kürt kadınları rejime karşı örgütlenerek direşin ön cephelerinde yer aldı. 1993 yılında Kürt kadınlarının PKK saflarında ordulaşmasıyla birlikte Güney Kürdistan Bölgesi'nde 8 Aralık 1996 yılından sonra peşmerge saflarında örgütlenen Güneyli kadınlar, faşist Baas rejimine karşı silahlandı. Sayıları 500'den fazla olan peşmergeli kadınlar, Güney Kürdistan Bölgesi'nin birçok şehrinde örgütleniyor. Erkek egemen zihniyetten kaynaklı kadın sorunun en çok yaşandığı yerlerden biri olan Güney Kürdistan Bölgesi'nde kadınlar, özgürlük ve eşitlik mücadelesi vermeye devam ediyor.
Kadınlar kaçırıldı, pazarlarda satıldı
DAİŞ çetesinin Şengal'e girmesiyle birlikte binlerce kadın DAİŞ çeteleri tarafından esir alındı. Sayıları net olarak bilinmeyen ancak 7 bin olduğu tahmin edilen Êzidî kadınlar Musul ve Suriye'de pazarlarda köle olarak satılıyor. Bazı Êzidî kadınlar DAİŞ'in elinden kaçmayı başarsa da hala binlercesi çetelerin elinde bulunuyor. Kaçırdıkları Êzidî kadınlara her türlü işkenceyi yaşatan DAİŞ çeteleri kaçırdığı birçok kadına da zorla tecavüz etti. Kaçmayı başaran Êzidî kadınların anlattıkları ise yaşanan vahşetin korkunçluğunu ortaya koymaya yetiyor. Tecavüze uğrayan birçok kadın yaşadıklarına dayanamayıp intihar ediyor. Kaçmayı başaranlar ise büyük bir travma yaşıyor. Kaçmayı başaran kadınların birçoğu tecavüzden dolayı hamile. Ancak hamile kadınlara dair yapılan araştırmaların basına yansıtılması Güney Kürdistan Hükümeti Enformasyon Bakanlığınca yasaklanıyor. Irak şeriat anayasası kadınların kürtaj olmasını yasakladığı için DAİŞ çetesinin tecavüzü sonucu hamile kalan kadınlara da kürtaj yapılmıyor. Bu kadınların kürtaj olması için yasalar yok dese de, kadınlar bu kürtajların kadınların en doğal hakkı olduğu görüşünde. Bir grup kadın parlamenter, istisnai durumlar için Güney Kürdistan Parlamentosu'na Êzidî kadınlara kürtaj hakkı tanıyacak yasa tasarısını parlamentonun gündemine koydu. Fakat bu yasa halen onaylanmış değil.
Bir yılda 302 kadının kendisini yaktığı iddiası
Kadın intiharlarının özellikle de bedenini ateşe vererek yaşamına son veren kadınların ülkesidir Federal Kürdistan Bölgesi. DAİŞ çetelerinin varlığı Güney Kürdistan Bölgesi'nde yaşayan kadınlar için tehlikeli bir bölge haline geliyor. Güney Kürdistan Doktorlar Birliği, geçen yıl 3 bin 255 kadının çeşitli nedenlerle yaşamını yitirdiğini iddia etmişti. Katledilen kadınlar için genelde intihar süsü verilen bir coğrafyada yaşıyoruz. Güney Kürdistan'da da açıklanan verilere göre 302 kadının bedenini ateşe vererek yaşamına verdiği iddia ediliyor. Kadınların kendisini yaktığı iddia edildiği şehirlerin başında Hewler yer alıyor. Hükümetin resmi verilerine göre bir yılda Hewler'de 137 kadın, Süleymaniye'de 92 kadın ve Duhok'ta da 73 kadının bedenini ataşe vererek yaşamını sonlandırıldığı iddia ediliyor.
Kadın sünnetleri yasaklandı ama…
Şeriatla yönetilen ülkelerin çoğunda kadınlar, kadınlar tarafından sünnet ediliyor. Kadın örgütlerinin direnişi sayesinde Güney Kürdistan Parlamentosu'nda kadın sünnetinin yapılması yasaklandı. Güney Kürdistan'da da on yıllık bir mücadele sürecinden sonra kadınların sünnet edilmesi parlamentoda resmen yasaklanmış olsa da kadın sünnetlerin halen yapılması bunun için önlemlerin alınmaması tekrardan kadınların ölümlerine neden oluyor. Ayrıca Irak şeriat anayasası kadınların kürtaj olmasını da yasaklıyor.
Kadınların pasaport alabilmesi erkeklere bağlı
Güneyli kadınlar erkek yasalarına karşı mücadele etmeye devam ediyor. Bir kadının pasaport alabilmesi için yanında bir erkeğin olmasını şart kılan yasa kadınların tepkilerine yol açıyor. Ayrıca kadınların tek başına seyahat etme hakkının olmadığı Güney Kürdistan'da, kadınlar bu yasaların bir an önce değişmesi için mücadelede ediyor. Kadınları ikinci cins muamelesi gören diğer bir yasa da her hangi bir davada iki kadının şahit kabul edilmesidir. Yasalar her hangi bir dava da bir kadının şahitliğini kabul etmeyip, iki kadın şahitli şartını koyuyor. Boşanma davalarında mirasın büyük kısmının erkeğe verildiği Güney Kürdistan'da kadınlar, yasanın erkek yasası olduğunu belirtiyor.
Irak Anayasası'nı değiştirdiler
Güney Kürdistanlı kadınların gündeminde kürtaj, eşit temsiliyette yönetim, kadın katliamlarını önleyecek yasaların çıkarılmasıdır. Güney Kürdistanlı kadınlar Irak anayasasını kendi bölgesel parlamentolarında kısmi de olsa değiştirdi. Irak anayasasına göre "namus" adı altında kadınların öldürülmesi yasak değil. Güneyli kadınlar bu yasayı Güney parlamentosunda değiştirerek, "cinayet cinayettir, hangi gerekçeyle işlenirse işlensin aynı cezayı alır" anlayışı parlamentoca onaylandı. Şeriatla yönetilen ırak anayasasına göre erkeklerin 4 eşle evlenmesi resmi olsa da, Güney Kürdistan bölgesinde kadınlar çok eşlilik yasasını reddetti. İstisnai durumlar dışında erkekler ancak bir tek kadınla evlenebilecek. Bunun yanı sıra Federal Kürdistan Bölgesel parlamentoda kadınlar için uygulanan dörtte bir kadın kotasının kaldırılması için Cizre Kantonu'nun kadınlar için uyguladığı eşit temsiliyet kanunun çıkarılması için mücadele ediyor. Kadınlar, Güney Kürdistan Bölgesel parlamentosunda üç kadın bakanın hükümette yer aldığı 28 kadının da milletvekilli olmasını eşitlikçi görmüyor.
'Kadın katliamlarını araştıran bir komisyon kurulmalı'
Her yıl yüzlerce kadının şiddetle karşı karşıya kaldığı Güney Kürdistan Bölgesi'nde kadın katliamlarına karşı basın organlarının sessiz kalması da dikkat çekici. Şiddetle mücadele eden kadın örgütlerinin kayıtlarına geçen ölüm vakaları binleri aşıyor. En son Güney Kürdistan'ın Kaladize kasabasında Kostan Mahmud Caf adlı kadının hunharca katledilip, yola atılmasının üzerinden birkaç ay geçti. Kostan'ı katleden kişi ya da kişiler halen yakalanmış değil. Parlamento çatısı altında kadın katliamlarını araştıran bir komisyonun kurulmasını isteyen Güneyli kadınlar, güney basının kadın katliamları karşısında sessiz kalmaması gerektiğini söylüyor.
Yarın: YNK Kadın Basın Sözcüsü Seyvan Rüstem, Goran Hareketi Kadın Meclisi Üyesi Gülistan Sait, Kadın Meclisi üyeleri Encümeni Xanima ile Emel Celal Muhammed, Güneyli kadınları ve 8 Mart'ı değerlendirdi.
(mg)