Kıta kıta direnişin kadın hali - DOSYA (11)
Dosya Haber
Yemen'de Tawakel ve Amal'ın eşitlik mücadelesi sürüyor
Deniz Fırat/JINHA
HABER MERKEZİ - Arap Baharı'nın 2011'de başladığı dönemde sokaklarda değişim talebiyle başlayan eylemliklerin en renkli geçtiği ülkelerden olan Yemen'de kadınlar sokakları terk etmedi ama müzakere süreçlerinden dışlandı. Aktif katılımları nedeniyle cinsiyetçi söylemlerin hedefi olan kadınlar sokakları terk etmediği ülkede, kadınların gündeminde çocuk yaşta zorla evlilikler, şiddet, işsizlik ve politikadan dışlanma var. Yemen'de kendiside küçük yaşta evlendirilen Amal'ın mücadelesiyle evlilik yaşı 18'e çıkarılırken, sokak eylemlerinin öncüsü olan Nobel Ödüllü Gazeteci Tawakel Karman, "Çevrenizi rahatsız etmeden haklarınızı elde edemezsiniz" diyor.
Yemen'in kuzeyi 1918 yılında Osmanlılardan bağımsızlığını elde etti Kuzey Yemen ise 1967'ye kadar İngiliz sömürgesi olarak kaldı. Kuzey ve güney Yemen uzun süren iç savaşın ardından 1990 yılında birleşti. 70'li ve 80'li yıllar boyunca güney ve kuzey arasındaki olan savaşta binlerce insanın ölümüne neden oldu. 2011'a Arap Baharı'ndan etkilenen ülkede yılında 1978'den bu yana Cumhurbaşkanı olan Abdullah Salih rejimine karşı gösteriler başladı ve gösteriler bir süre sonra silahlı çatışmaya dönüştü. El Kaide'nin hareketliliği, ABD'nin pilotsuz uçaklarla saldırıları ve Şii Huti ve ülkenin güneydeki grupların ayaklanmalarıyla beraber şiddet birçok bölgeye yayıldı. 22 Şubat 2015'te Yemen Cumhurbaşkanı Abd Rabbuh Mansur al-Hadiilerleyen'in başkent Sana'dan ülkenin öbür ana kenti olan Aden'e kaçmasıyla beraber ülke kriz derinleşti. Hutiler ülkenin kuzeyini ele geçirdi ve son dönemlerde bölünme yeniden konuşuluyor.
Kadınlardan barış gösterisi
BM Genel Sekreteri Ban Ki Mun, ülkede yakında insanlık krizi yaşanacağı uyarıda bulundu. BM İnsani Gelişmişlik Endeksi'ne göre Arap ülkelerin en düşük yaşam standartlarına sahip olanlardan biri olarak bilinen Yemen'de nüfusun 3'te biri açlıkla karşı karşıya. Ülkede ekonomik sorunların mağduru yine kadın oluyor. 2013 Dünya Bankası raporuna resmi iktisadi alanda çalışanların sadece yüzde 5'i kadın. Kadınlar ya çalışamıyor yada tarımcılık gibi gayri resmi alanlarda istihdam ediliyor. Nüfusu yaklaşık 24 milyon olan Yemen'in şiddetli tarihi ve erkeklerin geleneksel aile baskısı kadın mücadelesi önünde en büyük engel oldu. Savaşın pençesindeki ülkede barışı en çok dillendiren kadınlar oldu. Yemen'de tehlikeli şartlara rağmen barışçıl çözüm için BM'nin aracılık ettiği müzakerelerin devam ettiği başkent Sana'daki otelin önünde 19 Şubat'ta kadınlar 'barış istiyoruz' başlıklı bir gösteri yaptı.
Güneyli kadınlar aktif mücadelede yer aldı
Aslında Yemen'de kadınların mücadelesi yeni değil. 20. yüzyılın başında Güney Yemen hala İngiliz sömürgesiyken kadınlar özellikle şehirlerde eğitim hakları ve yasal değişiklikleri gibi talepleri devrimci grupların gündemine getirdi. 1963 yılında Güney Yemen'deki başlayan silahlı mücadelede kadınlar yer aldılar ve bazılar yaşamını yitirdi. 1967'de bağımsızlıktan sonra kadınlar çocukların evlendirilmesi, çok eşlik gibi pratikleri yasaklayan yasaları üzerine çalışan kadınlar 1974 yılında kabul edilen Aile Yasası'yla Güney Yemen'i kadın hakları konusunda Arap ülkeler arasında önderlik rolüne getirdi. Kuzey Yemen'de ise aynı dönemde muhafazakar devletin büyük etkisinden dolayı kadın mücadelesi neredeyse yoktu. En büyük kadın sivil toplum örgütleri devlete bağlı olduğu için kadınların bağımsız örgütlenmesi zor oldu. Birleşmiş Yemen'de, güneydeki uzun mücadele tarihine sahip kadın hareketinin yerinde devlete bağlı ve bazen etkisiz olan sivil toplum örgütü sistemi daha çok egemen oldu.
Müzekara sürecinde kadınlar dışlandı
Diğer Arap ülkelerdeki gösterilere göre kadınların çok yüksek rakamda katıldığı 2011'de başlayan Yemen devriminde meydanda kadınların oranı yüzde 30'u aştı. Erkek baskısına aldırmadan gösterilerde kurulan çadırlarda kalan kadınlar, Cumhurbaşkanı Salih'in cinsiyetçi "kadınlar ve erkekler meydanda karışıyorlar" söylemi ile karşılaştı. Rejim tehlikeye girdiği andan itibaren kadınlara yönelik söylemlerle kendini meşrulaştırmaya çalıştı ancak kadınlar buna aldırmadan meydanları terk etmedi. Ancak bu defa eril iç baskıyla karşılaşan eylemci kadınlar için "ayırma duvarı" inşa edildi. Cumhurbaşkanı Salih'in düşmesinin ardından da kadınlar devrimden dışlanmaya başladı. Devrim, meydanlardan Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi'nin yürüttüğü rejimle müzakerelerine taşınırken, kadınlar bu süreçten dışlandı. Devrime öncülük eden kadınların 2012 yılında düzenlediği konferansta aldığı "Yeni hükümette yüzde 30 kadın kotası olsun" talebi müzakere sürecinde erkek ağırlıklı grup tarafından dikkate dahi alınmadı.
Tawakel direnişi ile sembol oldu ve Nobel Barış Ödülü aldı
Yemenli Tawakel Karman Arap Baharı'na öncülük eden kadınlardandı. Mücadelesi ile 2011'de Nobel Barış Ödülünü Ellen Johnson Sirleaf ve Leymah Gbowee ile birlikte aldı. Gazeteci ve İnsan Hakları Savunucusu Tawakel Karman, 7 Şubat 1979'da doğdu. Arap Baharı'nın bir parçası olan 2011 Yemen ayaklanmasının uluslararası kamuoyuna dönük yüzü oldu. Yemen halkı tarafından kendisine "Demir Kadın" adı verildi. Tawakel Nobel Ödülünü alan ilk Yemenli, ilk Arap kadın ünvanının yanı sıra, bu ödülü alan ikinci Müslüman ve en genç kadın oldu. 2005 yılında kurulan "Zincirleri Olmayan Kadın Gazeteciler" grubunun kurucularından olan Tawakel, aynı zamanda aktif politika içinde yer alıyor. Geçtiğimiz yıl Avrupa'da gerçekleşen bir 8 Mart etkinliğinde konuşan Tawakel, Arap Baharının yaşandığı ülkelerde devrim sürecinin devam ettiğini belirterek başarıya ulaşmış her devrimin ardında kadınların olduğunu söyledi. Tawakel şöyle demişti: "Ama tüm bu zor koşullardan sonra durum normalleştiğinde erkekler kadınları bir kenara iterek tekrar inisiyatifi ele geçiriyorlar. Ben 8 Mart'ta tüm kadınlara, çevrelerini rahatsız etmeden haklarını alamayacakları ve rahata kavuşamayacakları mesajını iletmek istiyorum. Bunu yapmadıkları sürece dışlanmanın ortadan kaldırıldığı özgür bir gelecek sağlanamaz."
8 yaşındaki çocuğun ölümü zorla evlilikleri gündeme getirdi
Ülkede kadınların gündeminde çocuk yaşta evliliklerin yasaklanması önemli bir yer tutuyor. Ülkede en korkunç çocuk yaşta zorlan evlendirilme vakası ise 2013'te yaşanmıştı. 8 yaşında bir kız çocuğu 40 yaşında bir adama eş olarak satılmış ve ismi açıklanmayan çocuk, aynı gece yoğun kanama nedeniyle yaşamını yitirmişti.
Amal'ın mücadelesi
Kendisi 15 yaşındayken evlendirilen Amal El Caradi'ın bir grup kadınla Çocuk Evliliğiyle Mücadelesi için Milli İnisiyatifi'ni kurdu. Son bir yıldır sürdürülen kampanyayı anlatan Amal, yaptıkları araştırmalara göre Yemen'in büyük bir bölümünde kadınların yüzde 50'den fazlasının 18 yaşına gelmeden evlendirildiğini söyledi. Amal'ın verdiği bilgiye göre kız çocuklarının yüzde 15'i ise henüz 15 yaşına gelmeden evlendiriliyor. Kendi evliliğini devamlı bir tecavüz olarak anlatan Amal, "Çocuk evliliği meşrulaştırılmış tecavüzden başka bir şey değil" diyor. Amal, "Dört ay önce başkentinde iki kızın durumunu öğrendim. Biri sekiz, biri on yaşında olan iki kız kardeşi, babası vefat ettiğinde abileri masraflarını karşılamak için kızları para karşılığında evlendireceklerdi" diye korkunç hikayelerinden sadece birini anlatıyor.
Amal'ın kurduğu inisiyatif, çocuk yaşta evliliklerin yoksul ailelerde yoğun yaşanmasından kaynaklı, "Kız çocuklarına fon verilmesi" ile ilgili yasa teklifi hazırlayıp hükümete sundu. İnisiyatifin yoğun çalışmaları sonucu 2014'te 14 olan resmi evlilik yaşı 18'e çıkarıldı.
(fk)