Kıta kıta direnişin kadın hali DOSYA (5)
Dosya Haber
Gabriela'nın mirası ve Filipinler'de kadın olmak
Deniz Fırat/JINHA
HABER MERKEZİ - Uzak Asya'da bir takım ada devleti olan Filipinler'de kadın mücadelesi ve neoliberal eril politikaların kıyasıya mücadelesi söz konusu. Binlerce Maoist kadın gerillanın eşitlik mücadelesi yürüttüğü ülkede, 200 bine yakın aktif üyesi ile Gabriela Kadın Partisi, cinsiyet eşitliği ve kadınları özgürlüğü için önemli bir mücadele pratiği sergiliyor. Gabriela isim mirasını ülkenin bağımsızlık savaşını yürüten ilk kadın General Gabriela Silang'dan alıyor. Her 26 saniyede bir kadının şiddete maruz kaldığı ülkede, yoksulluk nedeniyle başka ülkelere göç eden kadınların sayısı 4 milyondan fazla. Batılı zenginler için kurulan 'Çocuk seks işçileri pazarı'nın uzak doğudaki önemli merkezlerinden biri haline getirilmeye çalışılan ülkede fuhuş en büyük sorun.
Filipinler bir takım adalar devleti. Nüfusu 100 milyonu bulan Filipinler'in nüfusunun yüzde 90'ı Malay kökenli, yüzde 5'i ise yine de koloni dönemi ve coğrafi yakınlık nedeniyle ataları İspanyol, Çin ve Amerikalı kökenlilerden oluşuyor. Afetler ülkesi olarak bilinen Filipinler'in siyasi tarihi sıkı yönetim ve çalkantılarla geçti. Uzun yıllara dayanan bağımsızlık savaşının en önemli kahraman figürü ise bir kadın. Maria Josefa Ca Gabriela Silang 1731 yılında İspanya göçmeni bir baba ve Filipinler yerlisi bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi.
Gabriela Silang'ın bıraktığı miras
Genç yaşta evlenen Gabriela'nın eşi İspanyollara karşı yürütülen bağımsızlık savaşında yaşamını yitirdi. Ardından bağımsızlık savaşına kendisi katılan Gabriela gösterdiği üstün başarılar nedeniyle kısa sürede 'General' olarak anılmaya başladı. Gabriela 10 Eylül 1763 tarihinde, Vigan kuşatmasına katıldı ve İspanyollara esir düşen Gabriela, 20 Eylül 1763 tarihinde, idam edildi. Gabriela'nın kahramanlıkları o günden sonra bağımsızlık savaşında en ön saflarda anlatıldı. Ve ülke 2 dünya savaşından sonra bağımsız oldu. Ülkenin ilk kadın generali Gabriela Silang, 18. yüzyılın ikinci yarısında İspanyol sömürgeciliğine karşı yürütülen ayaklanmaya önderlik etmesiyle Filipinli kadınlara önemli bir miras bıraktı.
Filipinli kadınların mücadelesi 100 yıldır sürüyor
Filipinler'de kadın özgürlük mücadelesinin geçmişi 100 yılı aşkın süreye dayanıyor. Ancak tarihsel önemli bir figür olan Kadın mücadelesi ise Filipinler Feminist Örgütü'nün 1905'te kendini deklare etmesi ile başladı. Orta ve üst sınıfa mensup kadınların oluşturdukları bu ilk kadın örgütü daha çok sosyal hak taleplerine odaklı faaliyetler yürüttü. Fakat daha o yıllarda ve takip eden dönemde baş gösteren anti-emperyalist direniş odaklarında kırsal bölge kadınları da belirleyici roller aldı. 1971 yılına gelindiğinde komünist çizgide kurulan Makibaka'nın (Yeni Kadının Özgür Hareketi) örgütlediği bir yürüyüş ile 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ülkede ilk kez kutlandı.
Kadın gerillalar
Filipinlerde sayısı binleri bulan bir kadın gerilla gücü var ve bu kadınlar NDFP'nin içinde kendi özgün örgütlenmesini gerçekleştiriyor. 1972'de sıkıyönetimin ilanı ile kitle örgütlerinin yasaklanması sonucunda Makibaka yeraltına çekilerek Filipinler Komünist Partisi-Yeni Halk Ordusu önderliğinde kurulan ve Marcos diktatörlüğüne karşı direnişi örgütlemeye başlayan Ulusal Demokratik Cephe'nin de (NDFP) ilk katılımcı örgütlerinden birisi oldu.
Gabriela'dan, Gabriela Kadın Partisi'ne
1984 yılında, Marcos diktatörlüğüne karşı direnişin iyice yükseldiği dönemde, adalar ülkesinde hayatın bütün alanlarından kadınlar başkent Manila'da 10 bin kişilik bir yürüyüş gerçekleştirdi. Bu büyük yürüyüşün hemen ardından 200 kadın kuruluşu bir araya gelerek ulusal kadın komisyonu oluşturuldu ve bu komisyon sömürgeciliğe karşı yürütülen ayaklanmanın önderi ülkenin ilk kadın generali Gabriela Silang'ın anısına ve mücadele gücüne atfen Gabriela Kadın Partisi adını aldı. Silang Filipinler tarihinde ve bağımsızlığında önemli yeri olan bir kadın. Bu gün Filipinler'in birçok meydanında bu savaşçı kadının heykellerini görmek mümkün. Gabriela Kadın Partisi ise, Ekim 2000'de, birçok yerel kadın örgütünden oluşan ve şu an ülkenin en büyük kadın örgütleri ittifakı olan Gabriela'nın arkasında Filipinlerde yüz binlerce kadın yürüyor.
Dünyaya en çok göçmen kadın işçi veren ülke
Politik olarak güçlü muhalif örgütlenmelerin olduğu Filipinlerde, hükümetlerin İMF ile yaptığı anlaşmalar ülkeyi derin bir yoksulluğa mahkum etmiş durumda. Yoksulluk nedeniyle 7 milyon Filipinli dünyanın birçok ülkesinde işçi olarak gitmek zorunda kalıyor. Göçmen işçilerin büyük bir bölümünü ise kadınlar oluşturuyor. Halkın yüzde 80'inin yoksulluk, yüzde 40'ının ise açlık sınırında yaşadığı ülkede, kadınların durumu ise diğer ülkelerde olduğu gibi verilen rakamların çok ötesinde.
26 saniyede bir kadın şiddet görüyor
Yıllardır süregelen ekonomik sorunların yol açtığı yoksulluk, işsizlik ve gelecek perspektifinin olmayışı, özellikle de taşrayı etkiliyor. Şimdiye kadar iki kadın cumhurbaşkanının görev yaptığı Filipinler, Asya'da ileri ülkeler arasında kabul edilse de cinsiyetler arasında eşitlikten söz etmek için hala çok erken. Ülkenin en güçlü kadın örgütlenmesi olan 200 bin aktif üyesi bulunan Gabriela Kadın Partisi'nin verilerine göre, 26 saniyede bir kadın şiddet görüyor. Özellikle yoksul ailelerde kadın ve bebek ölümleri yüzde 20'lere dayanıyor. Filipinler, dünyanın birçok yerinde olduğu gibi kadın cinayetlerinin sıklıkla yaşandığı ülkelerden.
'Uluslararası fuhuş sektörünün hedefi Filipinli yoksul kadınlar'
Tüm bunların yanında Filipinler'de kadınların ezilmişliğini en fazla hissettiği alan göçmen kadınların durumu ve uluslararası seks ticareti. Filipinliler iş göçünde başı çekiyor. Dünya çapında 100 ülkede 7 milyondan fazla Filipinli hemşire, doktor, hizmetçi, denizci ya da zanaatkar olarak çalışıyor. Yurtdışında para kazanıp ülkelerinde geride bıraktıkları yakınlarına havale eden Filipinliler, aynı zamanda ülke ekonomisine de milyarlarca Euro'luk katkıda bulunuyor. Çoğu ülkelerindeki kötü koşullardan kurtuluşu yurtdışında aramış. Ancak iyi bir eğitim almamış olanlar, özellikle de kadınlar için bu arayış tuzaklarla dolu.
Çocuklar fuhuşa sürükleniyor
Filipinli genç kadınlar, ajanslar aracılığıyla "denizaşırı sahne sanatçısı" adıyla eğlence sektöründe hizmet vermek üzere yurtdışına, özellikle de Japonya'ya gönderiliyor. Japon kulüplerinde ve barlarında dansçı ya da şarkıcı olarak çalışıyor. Ancak bu, insan ticaretinin tek boyutu değil. Çoğu reşit olmayan Filipinli kız çocukları müşterilere satılıyor ve fuhuşa zorlanıyor. Yılda 80 bin Filipinli kadın "denizaşırı sahne sanatçısı" olarak vize alıyor. Kaçının 'sahne sanatçılığı, kaçının fuhuş yaptığı ise bilinmiyor. Çoğu daha reşit bile değil, sahte kimliklerle yaşları büyük gösteriliyor. Filipinli kadınlar hala erkeklerin yarısı kadar ücret alıyor, yoksul ailelerde erkek çocuklar okuyabilsin diye kızların eğitimi feda ediliyor. Eğitimsiz kız çocuklarının iş bulabilmesi de giderek daha zorlaşıyor. Çoğu, vücudunu satmak dışında bu ikilemden bir çıkış yolu göremiyor.
Katolik Kilesi'nin yaşama etkisi fazla
Fahişelik yapan çocuk ve kadınların tek ikilemi bu değil. Katı Katolik olan, fuhuşun yasak olduğu Filipinler'de aileleri ve toplum tarafından dışlanma korkusuyla yaptıkları işi gizli tutuyorlar. Ama diğer yandan, onları fuhuşa teşvik edenler de bizzat aileleri. Pek çok Filipinli kadın için fuhuşa giden yol büyük benzerlikler gösteriyor. Çoğu yoksul taşra bölgelerinde doğmuş, kardeşleri ile birlikte babasız yetişmiş, okula gitmemiş, daha iyi yaşam şartlarına kavuşabilmek için küçük yaşlarda büyük şehre kaçmış kadınlar. Önce yankesicilikle elde ettikleri ufak tefek şeyleri satan, ama yetmediğini görünce fuhuşa başlıyorlar. Fuhuş özellikle yurtdışında karlı bir endüstri oluşturmuş durumda. Şarkıcı ya da dansçı olarak bar ya da kulüplerde çalışan genç Filipinli kız çocukları Japonya'ya, son dönemde ayrıca Kore ve Malezya'ya gönderiliyor.
(fk)