Olimpiyatın altıncı halkası: Kadınlar
13:06
JINHA
HABER MERKEZİ - Her biri bir kıtayı temsil eden Olimpiyat logosundaki 5 halkanın yanısıra kadınları yürüttükleri mücadeleyle, ayrı bir halka olarak tanımlamak mümkün.
Dünyaca ünlü Olimpiyat oyunlarının fikir "babası" Pierre de Coubertin'in "Kadınların spor yapması, insanın görebileceği en çirkin şeydir" sözüne karşın kadınlar Olimpiyatlarda 6'ıncı bir halka olarak kendini gösteriyor.
Olimpiyat logosundaki her bir renkli halka, bir kıtayı temsil ediyor. Bütün kıtalardan kadınların serüveni ise başka bir hikaye.
1-Olimpiyat tarihinde kadın
İlk katılım: 1900 Paris Olimpiyatları, kadınların da ilk defa yarışmalara katılmasıyla spor tarihinde önemli bir yer aldı. Paris'te 24 ülkeden müsabakalara katılan 997 sporcudan 22'si kadındı.
İlk madalya: Tenis turnuvasını kazanan İngiliz Charlotte Cooper Sterry, (1870-1966) Olimpiyat tarihinde Altın Madalya kazanan ilk kadın sporcu oldu. Katıldığı 20 Wimbledon Turnuvası'nın beşinde Tek Kadınlar'da birinci olmuştu. Bu rekor ancak 1990 yılında Martina Navratilova tarafından kırılacaktı.
Uçan Hollandalı: 1948 Londra Olimpiyatına 59 ülkeden katılan 4104 sporcudan 390'ı kadındı. "Uçan Ev Kadını" takma adı ile tanınan Uçan Hollandalı Fanny Blankers-Koen, 1948 Londra Olimpiyatında rekorlar kırarak dört Altın Madalya kazanarak 1948 Olimpiyatının en başarılı sporcusu seçilen bir kadın atlettir. Fanny, bu rekorları kırarken 30 yaşında, evli ve iki çocuk annesiydi.
Çocuk felcini yendi: 1960 Roma Olimpiyatına çocuk felcini yenerek koşmaya başlayan Amerikalı siyahi kadın atlet Wilma "The Tornado" Rudolph, (1940-1994), kısa mesafe yarışlarında üç Altın kazanarak 60'lı yıllarda "Dünyanın En Hızlı Kadını" seçildi.
İlk Müslüman: 1984 Los Angeles Olimpiyatında Müslüman ülkelerden gelerek Altın Madalya alan ilk kadın atlet 400 metre engelliyi kazanan Faslı Nawal El Moutawakel oldu.
El ele: Güney Afrika, ırkçılık problemleri yüzünden 1960 Olimpiyatlarından beri ilk kez 1992 Barselona'da yer aldı. 10.000 metre kadınlar yarışında Güney Afrikalı Elana Meyer ve Etiyopyalı Derartu Tulu finişe beraber girdiler. Tulu birinci, Meyer ikinci oldu, iki siyahi atlet şeref turunu el ele koşarken seyirciler büyük güçlüklerle buraya gelmiş olan iki gururlu sporcuyu ayakta alkışlıyorlardı.
Bütün kafilelerde: 2012 Londra Olimpiyatına katılan 204 ülkeden 10520 sporcunun 4656'sı kadındı. İlk kez Olimpiyatlara katılan Suudi Arabistan kafilesindeki üç kadın sporcu da açılış merasimine katıldı. Bu oyunlarda ilk kez, katılan bütün ülkelerin kafilelerinde kadın sporcular bulunmaktaydı ve kadınlar olimpiyat tarihinde ilk kez bütün spor branşlarında yer almış oldu.
İlk boksör: İngiliz Kadın Boksör Nicola Adams Olimpiyatlarda Altın Madalya kazanan ilk kadın boksör oldu.
2. Medyanın Olimpik adeti: Cinsiyetçilik
Olimpiyatlarla ilgili her şey, sürekli değişebilir. Kurallar, takımlar, açılış ve kapanış etkinlikleri... Bir şey ise her seferinde tekrar eder: Medyanın cinsiyetçi dili.
ABD'nin Cambridge Üniversitesi'nde dil araştırmaları yapan Sarah Graves'in yürüttüğü çalışmaya göre, İngilizce yayımlanan gazeteler, makaleler, twitler ve bloglarda erkek sporcular, kadın sporculara göre üç kat daha fazla haber oluyor. "Üçte bir de fena değil" diye düşünüyorsanız, orada da bir durun: Kadın sporculara dair yapılan haberlerin önemli kısmı, medeni durumları, yaşları ve dış görünüşleriyle ilgili... Çok iyi bir atlet olmanız yetmeyebilir yani; ayrıca saçınızı sarıya boyarsanız, başarılarınızın görünmesi şansınız katbekat artar!
Buna bir örnek veriyor Graves. Bu yıl İngiltere'yi atletizm dalında temsil eden Jessica Ennis Hill'in adını internette aradığınızda, karşınıza çıkan ilk haber şu oluyor: "Ennis-Hill, altın madalyalı üçüncü anne olma yolunda!"
Bir diğer mesele ise, yalnızca olimpiyatlarla sınırlı değil. Mesela "basketbol turnuvası" denilince, akla hemen erkeklerin oynadığı basketbol takımlarının kıyasıya yarışı gelir. Eğer kadınlarınkinden bahsediyorsanız, bunu özel olarak belirtmek zorunda kalırsınız. Hem de kadın da değil, "bayan" diyerek: Bayan Basketbol Turnuvası. Neden? Çünkü o spor, "esasta" bir erkek işi; kadınlar, çeşni olsun, sos olsun, vitrin olsun diye oradalar!
3. Rio 2016'da kadınlar
Rio Olimpiyatları'na katılacak toplam 10 bin 500 sporcudan 4725'i kadın.
Bu kadınlar arasında hayat hikayesi ve sportif başarılarıyla en fazla dikkat çekenlerden biri ABD'li Simone Biles. Çocukluğunun bir bölümü yetimhanede geçen Beles, Londra Olimpiyatları ardından girdiği bütün yarışları kazanmış. Artistik jimnastikte son üç dünya şampiyonasında üst üste altın alıp rekor kıran kadın sporcu, "Yerçekimi kanunlarına karşı geliyor" cümlesiyle tanımlanıyor.
4. Mülteci botundan olimpik havuza
Rio 2016'daki belki en dikkat çekici sporcu, Suriyeli mülteci Yusra Mardini. 18 yaşındaki kadın sporcu, yüzme branşında yarışıyor.
Mardini, çocukluğundan beri yüzme sporuna meraklıydı. Türkiye'de 2012 yılında düzenlenen Dünya Kısa Kulvar Şampiyonası'na da katılmıştı. Hayali, bir gün Olimpiyatlar'da yarışabilmekti; ama Suriye İç Savaşı, onu göç yoluna sürükledi.
Yusra ve ailesi, savaş ardından Lübnan üzerinden Türkiye'ye girdi. Ardından Yunanistan'a geçmek için para ödediler ve bir gece Ege Denizi'ne açıldılar. Ancak Türk Sahil Güvenliği onları yakalayıp geri çevirdi.
İkinci denemelerini, bir şişme botla yaptılar. Motor, suyun ortasında durdu; etraf ölüm sessizliğiyle kaplanmıştı. Tüm çantaları denize attılar ama bot yine de su almaya başladı. Yüzme sporcusu Yusra, o anda devreye girdi; ablası Sarah ile suya atlayıp üç buçuk saat boyunca 20 kişilik botu çektiler, Avrupa sahillerine ulaştırdılar.
Yusra, şimdi Olimpiyat Komitesi tarafından mülteci takımının 43 sporcusundan biri. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'ne yaptığı açıklamada şunları söylüyor: "Herkese acıdan, fırtınadan sonra sakin, güzel günlerin gelebileceğini göstermek istiyorum. Eğer botumuzdan biri boğulsaydı, çok utanç duyardım. Kimsenin hayallerinden vazgeçmemesini, herkesin kalbinden geleni dinlemesini istiyorum. Durmayın, mücadele etmekten vazgeçmeyin. Suriye'yi özledim. Bir gün savaş biterse tüm deneyimlerimle birlikte döneceğim."
5. Aşk hep kazanır
Brezilya'da düzenlenen 2016 Yaz Olimpiyatlarına 11'i erkek ve 33'ü kadın olmak üzere 44 LGBTİ sporcu katıldı. 2012 yılında Londra'da gerçekleşen olimpiyatta 23 LGBTİ sporcu yarışmıştı.
Rusya İçişleri Bakanlığı, 2014 Sochi Kış Olimpiyatları'na katılan eşcinsel sporcuların ve izleyicilerin "LGBTİ propogandası"nı yasaklayan yasa kapsamında tutuklanabileceğini duyurmuş, UOK'un buna tepki gösteren LGBTİ'lere cevabı "Kendinizi açık etmeyin" olmuştu. Bu açıklamalar eleştirilere neden olmuş, boykot çağrıları yapılmıştı. Ayrımcı yasaları olan ülkelerin Olimpiyatlara ev sahipliği yapmaması gerektiğine yönelik başlatılan All Out imza kampanyası başarıya ulaştı ve Uluslarası Olimpiyat Komitesi bundan sonra oyunlara ev sahipliği yapacak ülkelerle imzalanacak anlaşmanın bir parçası olarak ayrımcılık karşıtı bir sözleşmeyi de anlaşmaya dahil etti.
KAYNAK: YENİ ÖZGÜR POLİTİKA
(dk)