Özerk yönetime bir örnek: Eskalera Karakola
09:07
JINHA
HABER MERKEZİ - 'Özyönetim kadınlar için ne ifade eder?' sorusunun cevabı belki de İspanya'da bulunan Eskalera Karakola feminist işgal evinde saklı. Bu evde kadınlar özsavunma taktikleri ile kendilerini koruyor, ekolojik yaşamı kuruyor, işçi haklarından, hayvan haklarına kadar pek çok mücadele için kolektif birimler oluşturuyorlar.
Özerk ve yerinden yönetim modelinde kadınların konumunu anlamak için İspanya'da bulunan bir feminist işgal evine bakıyoruz. Bugün Kürdistan topraklarında kadınların bedenleri, kimlikleri, emekleri için uğruna katledildikleri özyönetim modeli ve kolektifler belki bir coğrafyanın bütününde değil ama bir işgal evinde karşımıza çıkıyor. İspanya'nın Madrid kentinde 1996 yılında kurulan bir feminist işgal evi Eskalera Karakola, kentsel dönüşüm için hedef alınan Lavapiés Mahallesi'nde bulunan eski bir ekmek fabrikasının kadınlar tarafından işgal edilmesi ile kuruluyor. 2005 yılında Embajador Caddesi'ne taşınan işgal evi, özerk yönetim ilkelerine göre örgütleniyor. Haftada bir gün açık meclis toplantılarının da yapıldığı feminist işgal evinde, kültür sanat, spor, özsavunma, feminizm, siyaset konularında eğitim, atölye çalışmaları yapılıyor. Bunun yanı sıra işgal evin içinde dergi, radyo, tarım kolektifleri, işçi kolektifleri de örgütleniyor. Eskalera Karakola, özellikle kadının kapitalist sistemine ekonomik sömürülmesi, kadına karşı şiddet, LGBT hakları, göçmen kadınlara karşı ırkçılık gibi konularda çalışmalar yapıyor. Eskalera Karakola aktivistleri ile 20 yıllık mücadele tarihleri ve bünyelerinde barındırdıkları farklı kolektifler üzerine bir sohbet gerçekleştirdik.
*Kadınlar bu proje için nasıl bir araya geldi açıklayabilir misiniz? Bize biraz bu eylemi gerçekleştirmeye ihtiyaç duyduğunuz koşulları ve durumu anlatabilir misiniz?
Başlangıçta faaliyetlere katılan birçok gecekonducu hala bizi desteklemelerine rağmen son zamanlardaki faaliyetlerde yer almıyor. 20 yıl önce kadınların kullanılabileceği, feminizmin yeniden düşünüleceği, Avrupa merkezciliğini sorgulamasını sağlamamızı kolaylaştıracak bir eve ihtiyacımız vardı. Bunun için bir işgal alanı oluşturduk.
*Eskalera Karakola'nın tarihinde hangi zorluklarla karşılaştınız?
Dokuz yıl eski gecekonduda mücadele ettik. Mahallede devam eden hak arayışı mücadelemizden sonra, yerel meclis bizim yöneteceğimiz iki binayı bize kiralamayı teklif etti. Bu binalar eski binanın bloğunda bulunuyor. Bu yerler tamamen ıssızdı. Su, elektrik, duvar ve zemini bulunmuyordu. Bu yüzden baştan başlamak zorunda kaldık. Ayrıca bu yeni yer radyo stüdyosu kurma fikrini de doğurdu. Bütün tadilatları kendimiz yapmaya karar verdik. Yavaş ve pahalı olmasına rağmen, orayı tamir etmek gerçekten tutkulu ve motivite eden bir deneyim oldu bizim için. İlk binayı çalışma, toplantı ve radyo stüdyosu olarak ayarladık. İkinci binayı kamu faaliyetleri ve atölyeler için düzenledik ama zaman eksikliği ve maddi kaynak eksikliğinden dolayı daha tamamen oranın tamirini bitiremedik. Her iki bina da farklı ihtiyaçları olan insanlar için erişilebilir. Eskalera Karakola halkı olarak siyaset için ve aynı zamanda özel olarak çeşitli kuruluşlar tarafından günlük olarak kullanılmaktadır. Şimdi yaklaşık 10 yıldan sonra, yerel meclis ikinci binayı yasal düzenlemeleri karşılamak için yenilemeyi talep etti. Eğer orayı halka açık yer olarak kullanmaya devam edersek, yakın komşuları rahatsız etmemek için ısıtma dahil yeni tamiratlar yapmak zorunda kalacağımız anlamına geliyor.
*Devam eden projelerinizi bize biraz anlatabilir misiniz, yeni çalışmalarınız nelerdir?
Bugün, La Eskalera Karakola tek bir yer değil. Birçok bölümü var. Burası mahalleye açık tarihsel trans feminist yerdir. Alanda şu anda bulunan kolektifler şunlardır; Kollektif bir grup olan 'Bajo el Asfalto está la huerta' kendine yeten bir kolektiftir. Perales de Tajuña'da kiraladığımız arsalarda sebze üretiyoruz ve bunları kendimiz tüketip dağıtıyoruz. Ayda bir pazar günü, 'V-Vermut' dediğimiz bir tarıma dayalı ekolojik öğle yemeği yapıyoruz. Bu aktiviteyi yapmaktaki amacımız kendi projemize, tarım ekolojisine ve diğer doğa dostu tüketime dikkat çekmemizdir. Bu ayrıca kooperatifimizin giderlerini karşılamamız için bize bütçe de sağlıyor.
'Birçok farklı alanda mücadele veriyoruz'
'En Lucha' devrimci halk, feministler ve antikapitalistlerin oluşturduğu farklı bir dünya için mücadele eden bir organizasyon. Devletsiz, baskısız ve özel mülkiyet anlayışı olmayan bir dünya için çalışma yapıyor. Birçok farklı alanda mücadele veriyoruz. Feminizm, ekoloji, sendikalar, LGBTİ, hayvan özgürlüğü, öğrenci çalışmaları gibi. Reformların cinsel, sosyal ve ekolojik adalet için yeterli olmadığına inanıyoruz. Bunun için sosyal bir devrimin esas olduğuna inanıyoruz. Güçlü ve ayrıcalıklı kişiler bunun bugün ilerlemesine izin vermiyorlar. Biz ise gazete, tartışma dergisi, broşür ve kitaplar düzenledik. Ayrıca kendi fikrimizi topluma yaymak için farklı kamu etkinlikleri de düzenliyoruz.
'Karakoleka kendinden işletilen gıda kooperatifi'
'Espacio Viernes' (Cuma Alanı) feminizm içinde farklı sanatsal ve kültürel ifade yoluyla bir laboratuvar şeklinde ortak bir zemin oluşturmak için kuruldu. Farklı atölye çalışmalarının olduğu bir yer burası. Bu atölyelerde başkalarına saygı ve dikkat ederek daha ufki ilişkilerin oluşturuldu düşünce, oyun ve siyasi çıkarım desteklenerek bir dünya yaratılmaktır. 'Karakoleka' kendinden işletilen gıda kooperatifi. Karakoleka'da daha adil, daha yerel, daha sağlıklı, daha lezzetli ve daha ucuz bir şekilde tüketmek için her salı günü toplanıyoruz. Bunu yapabilmek için hayatımızı karmaşık yapıyoruz. Halbuki bir kez bunu başardınız mı devamı kolaylıkla gelir. Bazen kaotik görünüyor ama işe yarayan bir kaos.
'Göçmen kadınların haklarını koruyoruz'
Migrantxs Trasngresorxs (Transgresif Göçmenler), farklı cinsel ve cinsiyet kimlikleriyle farklı göçmen kolektifidir. 'Pandi Trans' özkimlik olarak kendini trans görenlerin kolektifi. 'Sangre Fucsia' ise Eskalera Karakola'dan yayın yapan Ágora Sol Radyosu'nun elektronik dergisi. Her cuma günü Madrid'in ve dünyanın keyfini sese, kelimeye dönüştürüyoruz. 'Surco a Surco Karakola' 2002 yılından beri çalışan tarımsal ekoloji ve tüketim kooperatifi. 'Territorio doméstico' ile de esas olarak göçmen kadınların yerli işçi olarak istihdam edilmesi ve işçi olarak haklarını korumayı sağlıyoruz.
'Erkeklere meydan okuyoruz'
Bunların yanı sıra trans-feminist özsavunma teknikleri kullanarak kendi kendimizi koruyoruz. Kendini savunma, bireysel ve toplu olarak dayanışma ve öz farkındalık güçlendirerek kendini güçlendirmek için önemli bir araçtır. Erkeklerin kadınlardan daha güçlü olduğuna dair klişe sözlere karşı özsavunmamız ile meydan okuyoruz. Rojava'da kadınlar bir devrime öncülük ediyorlar.
*Kadınlar özerk kadın merkezleri kurdular. Hayatın her alanında özerk kadın birimlerinin yanı sıra erkek şiddete maruz kalan kadınlara yardımcı oluyorlar. Kadın önderliğindeki bu devrimle hakkında bir düşünceniz var mı?
Bu konuda ortak ve kolektif bir yaklaşımımız bulunmamakta. Ama çoğumuz Kürdistan'daki gelişmelere özellikle özerk feminist mücadeleye dikkatimizi vermiş durumdayız.
(cm-gd/ck/mg)