Prof. Dr. Nadje Al-Ali: Zayıf ve güvensiz devletler akademik özgürlüğe saldırır
09:00
JINHA
HABER MERKEZİ - "Bu suça ortak olmayacağız" diyerek barış talep eden akademisyenlere yönelik soruşturma ve linç saldırılarını değerlendiren Prof. Dr. Nadje Al-Ali, "Sadece zayıf ve güvensiz bir devlet böyle zorlayıcı ve cezalandırıcı önlemlere ihtiyaç duyuyor" dedi.
Ortadoğu'da kadınlar hakkında araştırma yapan feminist akademisyenler Prof. Dr. Valentine Moghadam ve Prof. Dr. Nadje Al-Ali, Türkiye'de barış isteyen meslektaşlarına yönelik soruşturma ve görevden almaları kınadı. Amerika'nın Northeastern Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler Programı Yöneticisi ve Sosyoloji bölümünde Ortadoğu'da kadın hakkında araştırma yapan Profesör Dr. Valentine Moghadam, "Çatışma, şiddet ve sıradan yurttaşların acıların son bulması isteyerek temel vatandaşlık haklarını kullanan Türkiyeli akademisyenlerin aşağılanarak hedef gösterilmesi ve görevden uzaklaştırılması öğrenmek beni dehşete düşürdü. Bir kadın akademisyen olarak, iki kadın akademisyenin görevlerinden uzaklaştırılması özellikle kaygı verici. Diyarbakır'da Türkiye devletinin uyguladığı şiddet zaten şoke edici, ama bunun üstünde Erdoğan'ın provokatif açıklamalar ve akademisyenlerin görevden uzaklaştırılması da Türkiye'nin demokrasi, akademik özgürlük ve vatandaşların siyasi haklarına bir tehdit oluşturuyor. Dünya Türkiye'yi izliyor" dedi.
'Kürt kadınların önemli başarıları hedefte'
İngiltere'nin Londra Üniversitesi Oryantal ve Afrika Çalışmaları Okulu'nun (SOAS) Cinsiyet Çalışmaları bölümünden Prof. Dr. Nadje Al-Ali ise Kürt kadın hareketi hakkındaki araştırmalarını aktararak, Kürt kadınların dünyanın başka yerinde görmediği bir şekilde önemli başarıları elde ettiğini kaydetti. 4 Ocak'ta Sêve Demir, Pakize Nayır ve Fatma Uyar'ın Silopi'de katledilmesini hatırlatan ve Kürt halkıyla beraber kadınların saldırıların hedefi olmasını "trajedi" olarak nitelendiren Nadje, Kürt kadınlarının başarılarının onları sistemin hedefi haline getirdiğini söyledi. Kürtlere yönelik saldırılara karşı barış çağrısı yapan akademisyenlere yönelik 'cadı avı' başlatılmasını kaygı ile izlediklerini belirten Nadje, kendisinin de Kürtlere yönelik 'gaddar' saldırıların durdurulması için imza attığını hatırlattı.
'Tarihten biliyoruz, sadece zayıf devletler böyle saldırır'
Nadje sözlerin şöyle sürdürdü: "Türkiyeli akademisyenlerin, Kürt nüfusuna yapılan gaddarlık ve suçlara karşı bu açıklamaya imza attıklarını görmekten çok memnun olmuştum ve bende imza atmıştım. Hem büyüdüğüm Almanya tarihinden, hem akrabalarımın yaşadığı Irak'ın Saddam Hüseyin döneminden öğrendiğim dersler var. Akademik özgürlüklere saldırılar yapılması, bir rejimin artık düşünenleri mantıklı argümanlarıyla ikna etmekte başarısız olması, kontrolü sağlamak için zora başvurmak zorunda kalması demek. Ama buna başvurunca bir rejim, sadece kendi eleştirel ve düşünen kesiminde değil, dünyanın demokrasi, adalet ve insan haklarına inanan kitlelerin gözlerinde meşruiyet, saygı ve güvenilirlik kaybediyor. Akademik özgürlükleri ihlal ederek, Türkiye'nin üniversitelerinde bulunan akademisyenleri yıldırarak, saldırarak ve tehdit ederek, Türkiye hükümeti sadece uluslararası hukuk ve kendi yasasını ihlal etmiyor, aynı zamanda ne kadar zayıf olduğunu gösteriyor. Sadece zayıf ve güvensiz bir devlet böyle zorlayıcı ve cezalandırıcı önlemlere ihtiyaç duyuyor."
'Dünya Türkiye'nin kirli sırlarını öğreniyor'
Akademisyenlere yapılan saldırılar nedeniyle son iki gün içinde dünya çapında binlerce kişinin Türkiye devletinin hak ihlallerini duyduğunu belirten Nadje, "Dünya çapında akademisyenler Türkiye'deki meslektaşlarına ne olduğunu öğrenince aynı zamanda bu saldırıların altında yatan nedeni görüyor. Hükümetin Kürt halkına karşı yürüttüğü şiddet ve savaşı da öğrenmiş oluyor. Şimdiye kadar, dünyanın her yerinden gelen, akademinin her bölüm ve alanında bulunan akademisyenlerin bu kadar hızlı ve yaygın örgütlenmesine saygı duyuyorum. Bu sayede dünya Türkiye devletinin yoğun hak ihlallerinin saklanamadığını gördü."
(cm/fk)