JINHA

HABER MERKEZİ - İtalyan arkeologlar Ortaçağ döneminde vücudu yakılıp özensizce bir çukura atıldıktan sonra, mezarının üstü de ağır ve kalın taşlarla kapatılan bir genç kızın kalıntılarını keşfetti. Arkeologlar, Ortaçağ'da bu genç kızın cadı olduğuna inanıldığını düşünüyor.

İnsanlığın var oluşundan beri kadınların mücadelesi de var olmuştur. Dünya pek çok kadın katliamlarına sahne oldu. Dünyanın her yerindeki kadınların mücadeleleri Amazon kadınlar, cadı denilerek yakılan kadınlar efsaneleşerek tarihte var oldular. Tek tanrılı dinlerde cadı kadın hikayeleri karşımıza çıkar. Cadılıkla suçlanan kadınlar, doğal bitkiler ve kökler kullanarak hastaları iyileştirmede başarılı, özel bilgi sahibi insanlardı. Ayrıca bu cadı yakmaların Katolik kilisenin emri ile gerçekleştirildiğini ve cadı kadınların üremeyi kadının denetimine alabiliyor olmasının bu cezalandırma mekanizmasındaki önemli faktörlerden biriydi. Oysa kilise ve devlet, cadı kadınların doğaüstü güçlerden yararlanarak insanlara ve mala-mülke zarar verdiklerine inandırmaya çalışıyordu. Oysa çoğunluğu kadın olan cadılar 'gizli bilgilerini' anadan kız çocuğuna aktarıyorlardı. Ayrıca özellikle tüm mal varlığının kiliseye ait olduğu bir dönemde kadınların toplumsal hafızaya da sahip olmasının, kilisenin işini zorlaştırdığı için de bu cadı avlarına kadınlar kurban ediliyordu. Yakalanan cadılara acımasızca işkenceler yapıldı. Bu şekilde yaklaşık bir milyon kadın katledildi. Dünyada bugün bile binlerce yıllık bilgi birikiminden faydalanarak hastaları iyileştiren pek çok kadın bulunmaktadır.

Arkeologlar bir genç kıza ait yakılmış iskelet buldu

İtalyan arkeologlar Ortaçağ döneminde vücudu yakılıp özensizce bir çukura atıldıktan sonra, mezarının üstü de ağır ve kalın taşlarla kapatılan bir genç kızın kalıntılarını keşfetti. Arkeologlara göre mezar, genç kızın ölüyken bile bir tehlike olarak algılandığını gösteriyor. Arkeologlar gördüğü muamaleye bakarak, Ortaçağ'da bu genç kızın cadı olduğuna inanıldığını düşünüyor. İskelet İtalya Albenga'daki San Calocera kompleksinde bulundu. 145 cm boya sahip genç kız öldüğünde 15-17 yaşlarındaydı. Genç kız bilinmeyen bir yerde yakıldıktan sonra, alelacele gömüldüğü San Calocero'ya getirildi.

'Spesifik analizler üstüne yoğunlaşacağız'

Antropolog Elena Dellù Discovery News'e açıklamasında "Kızın yakıldığında canlı mı yoksa ölü mü olduğunu bilemiyoruz. Yandığı sırada yumuşak dokusu hala vardı, yani ölümden önce ya da hemen sonra yakılmış olabilir. Genç kız, mezarı sadece ağır ve büyük taşlarla kapatılarak alelacele gömülmüş. Dirseklerinden tutularak öylece çukura atılmış. Başı eğik bir şekilde, çukurun duvarına yaslanıyordu. Hatta çenesi neredeyse göğüs kemiğine değiyordu. Kazı çalışmalarının sonunda spesifik analizler üstüne yoğunlaşacağız. San Calocera kompleksinde Eylül 2014'te, sıradışı bir şekilde yüz üstü olarak gömülmüş başka bir genç kızın iskeletine daha rastlamıştık. Radyokarbon tarihlendirmesi kızların aynı dönemde yaşadığını ortaya çıkarırsa da DNA'larını karşılaştırmayı deneyeceğiz" ifadelerinde bulundu.

Kazı Başkanı Arkeolog Stefano Roascio ise "Kesin bir tarih için radyokarbon testlerinin sonuçlarını bekliyoruz. Şu anda mezarı ancak 9. yüzyıl ile 15. yüzyıl arasına koyabiliyoruz" dedi.

(mg)