Sinemanın mülteci yorumu Narges Kalhor
11:21
JINHA
HABER MERKEZİ - Ülkesinde yaşanan olaylar nedeniyle Almanya'ya sığınan İranlı yönetmen Narges Kalhor, şimdiye dek dört kısa film çalışması gerçekleştirdi. İran'a bir daha dönüp dönemeyeceğiyle ilgili konuşan Narges, "Biz sürgündekiler belki de önümüzdeki 20 yıl boyunca bir daha İran'a dönebileceğimizi düşünmüyorum. İran'da yaşayıp sınırlamalar ve hayatı zorlaştıran kurallarla boğuşmak kadar, uzakta ülkene dönemeden özlem içinde kalmak da bir hapishane" dedi.
İran'da doğup büyüyen Narges Kalhor, 2009 yılında yaşanan olaylı cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından ülkesini terk etmek zorunda kalmış bir yönetmen. Radikal'in haberine göre Nuremberg Film Festivali için Almanya'da bulunduğu sırada iltica etmeye karar veren Narges, şimdiye dek 'Neda', 'Kafan', 'Lavashak' ve 'Shoot Me' isimli dört kısa film çalışması gerçekleştirdi. Ortağı Benedikt Schwarzer ile birlikte yönettiği son filmi 'Shoot Me' 2014 yılında Almanya'nın En İyi Kısa Filmleri seçkisine girdi ve birçok festivalde gösterildi. Vodafone Vakfı'nın desteğiyle Münih'te sinema eğitimi aldığını ve okulun, okulla birlikte Heiner Stadler, Perta Wickenkamp gibi değerli hocaların bir anlamda hayatını kurtardığını söyleyen Narges, şimdilerde uzun metraj filminin hazırlığı içerisinde.
'Çok tehdit aldım'
'Shoot Me', bir şarkısında dini aşağıladığı iddiasıyla hakkında ölüm fetvası verilen, birçok radikal grubun da ölüm listesine giren şarkıcı Shahin Najafi'nin hikayesini anlatıyor. Filmi çektiği sırada kendisinin de ölüm tehdidi aldığını, insanların bu filmi çekmemesi gerektiğini söylediğini belirten Narges, "Bu film sadece Najafi'yle ilgili değil. Bu film en temel insan haklarından yoksun kalan herkes hakkında. Radikalizm korkusuyla yaşayan herkes hakkında bir film ve sıradan cehaletin başımıza getirdikleriyle ilgili" dedi. İran'a bir daha dönüp dönemeyeceğiyle ilgili de konuşan Narges, "Bu karamsar yanıt için özür dilerim, ancak biz sürgündekiler olarak, belki de önümüzdeki 20 yıl boyunca bir daha İran'a dönebileceğimizi düşünmüyorum. Bizler burada, İranlılar da İran da bir hapishanede gibiyiz. İran'da yaşayıp sınırlamalar ve hayatı zorlaştıran kurallarla boğuşmak kadar, uzakta ülkene dönemeden özlem içinde kalmak da bir hapishane" ifadelerinde bulundu.
'İki anlatım tarzını bir araya getiriyorum'
Filmlerinde Tahran'daki sinema eğitimi sırasında hocalığını üstlenen Bozorgmehr Rfiea'nın etkisinin yoğun olduğundan bahseden Narges, "Amerikan anlatım tarzıyla İran'ın underground ve şiirsel sinemasını bir araya getirmeye çalışıyorum, sürekli sinemanın farklı yapıdaki bu iki tarzı arasında bir denge bulmaya yolumu bulmaya çalışıyorum" şeklinde konuştu. İran sinemasının gücünü ülkedeki köklü şiir, masal ve düşünce geleneğinden aldığını belirten Narges, bunun da bilhassa anlatım teknikleri açısından İran sinemasını farklı kıldığının altını çizdi.
(mg)