JINHA

HABER MERKEZİ - Gazze'de 6 kadının hikayesi hem savaş ve devlet baskısı, hem muhafazakar kültüre karşı nasıl mücadele ettiklerini gösteriyor. Gazeteci, balıkçı, beyin cerrahı, edebiyatçı farlık mesleklerden kadınlar hakları ve yaşamak için direniyor.

İsrail'in Gazze'ye yönelik bombardıman ve saldırısının üzerinden geçen bir yılın sonuda da savaşın etkisini en fazla kadınlar hissediyor. Savaştan sonra kadına yönelik şiddet yoğunlaşırken Gazzeli kadınlar her alanda özgürlüğünü kazanmaya çalışıyor.

Gazze'nin ilk kadın balıkçısı

21 yaşındaki Madeleine Kulab 13 yaşındayken babası hastalanınca, ailesini geçimini sağlamak için babasının mesleğini balıkçılığı öğrendi. Gazze'nin ilk kadın balıkçısı olan Madeleine hem İsrail'in ablukası, hem cinsiyetçi önyargılarıyla mücadele ediyor. Madeleine, "Burada deniz bile özgür değil. İnsanlar hep bana ters bakarlardı, dalga geçerlerdi ya da babamı azarlardı. Beni ciddiye almadılar ama biz kulak asmadık" dedi. Madeleine, İsrail'in balıkçılık için belirlediği küçük alanı dışına çıktığında açılan ateşlere maruz kalıyor.

Filistin'in yemek kültürünü yaşatıyor

Başka bir mücadeleci kadın ise yemek üretim mutfağı sahibi Jameela Dallol. Jameela'nın 'Kadın ordusu" diye tanımladığı mutfakta 17 kadın çalışıyor. Batı Şeria'ya giden Jameela, orada yeni yemekler yapmaya öğrendi ve Gazze'ye dönünce yemekleri satarak Filistin yemek kültürünü yaşattı. 2014'te yaptığı bombardımanda mutfağı yerle bir edilen Jameela pes etmedi ve mutfağı yeniden açmak için para topladı. "Komşum mutfağın yok edildiğini söylemek için aradığında, hepsi bitti diye düşündüm. Ama derin bir nefes aldım ve kendime dedim ki 'hayır, bu daha iyisini yapmak için bir fırsat" şeklinde konuştu.

Edebiyat için direniyor

Üniversite öğrencisi Amal Ashour ise ABD-Gazze değişim öğrenci programı kazandığında Shakespeare gibi 16. Yüzyül İngiliz edebiyatı yazarlarından etkilendi. Edebiyat tutkusunu anlatan Amal, "Çağlardan geçerek yolculuk yapıyorum gibi hissediyorum. Edebiyat her zaman Gazze'de bir tatil gibi. İnsani duygularına dalıyorsun" dedi. Edebiyat okumak için ABD bursu kazanan Amal, İsrail'in baskısıyla burslar kaldırıldığı için okumaya gidemedi. Şimdi Gazze'nin muhafazakar üniversitesinde okumak zorunda kalmasına rağmen, okulda kadın bakış açısıyla edebiyat okumayı savunan tek öğrenci olarak direniyor.

Akıllı telefon uygulaması tasarladı

Bilgisayar mühendisliği okuyan, mülteci kampında büyüyen 25 yaşındaki Mariam Abultewi, ulaşımı kolaylaştırmak ve ortak etkinlikler oluşturmak amacıyla Wasselni isimli akıllı telefon uygulama tasarladı. Gazze'deki elektrik kesintisi, internet hızının düşüklüğü nedeniyle zorluk çeken Mariam "Yeniden inşa olmadan teknolojik yenilik de olmaz" dedi.

Hapsedilmiş bir anne değil foto muhabiri olmak istedi

Gazze'de gazetecilik yapan Walaa Saafin de 17 yaşındayken zorla evlendirildi. Gazeteci olmak isteyen Walaa, "Eşim güçlü kadın olmamı istemedi. Evden röportaj için çıkmamı, erkeklerle konuşmamı hoş karşılamadı. Burada erkekler eski kafalı ve şartlardan dolayı Gazze'de oksijensiz küçük bir ortamda yaşıyoruz" dedi. İki yıl sonra boşanma davası açan Walaa haftada sadece iki defa çocukları görebiliyor. Walaa, "Çocuklarım hapsedilmiş bir anneyi görerek büyümesinler" diyerek boşandı ve foto muhabiri oldu.

Gazze'nin tek kadın beyin cerrahı

Mona Keskin ise Gazze'nin tek kadın beyin cerrahı ve Gazze'ye yönelik bombardımanda iki hafta boyunca yüzlerce kişiyi tedavi etti. Babasının "eş bulmayacaksın" demesine rağmen tıp okumak için burs kazandı ve Kazakistan'a gitti. Gazze'de ilk hastası erkekti Mona'nın ve kadın doktor olduğu için tedavi olmayı reddetti. Mona olayı şöyle anlattı: "Ben dedim 'Tamam, sen bilirsin. Kendine bakacaksan iyi şanslar.' Bir an sonra odaya döndü, geri gelmem için yalvardı. Bir kadın olarak, nazik olmak zorunda değilsin. Geri adım atmamak lazım" dedi.

(cm/gc)