Kolombiya'da müzakerelere katılan kadınlar 'barış' için umutlu
14:45
JINHA
STOCKHOLM - Kolombiya'da barış müzakerelerine katılan kadınlar, 'Savaşın sürdüğü Kolombiya'da değişimin aktörleri kadınlar' konulu konferansta konuşarak, müzakerelerin olumlu bir seyir izlediğini ve barışın sağlanmasında umutlu olduklarını belirtti.
İsveç'in başkenti Stockholm'de "Savaşın sürdüğü Kolombiya'da değişimin aktörleri kadınlar" temalı konferans düzenlendi. ANF'nin haberine göre; kadınlar müzakerelerin olumlu bir seyir izlediğini ve kalıcı barışın sağlanmasında umutlu olduklarını belirtti. Konferansın ilk konuşmacısı Latin Amerika Enstüsü'nde görev yapan Doç. Maria Luisa Bartolomei, kadınların uzun yıllardır verdikleri mücadelelerin sonucu olarak kadınlara yönelik tecavüz ve tacizlerin artık Latin Amerika ülkelerinde ciddiye alındığını ve mahkemelerin harekete geçtiklerini söyledi.
'Peru'da cinsel saldırılar için ilk kez komisyon kuruldu'
Latin Amerika ülkeleri içerisinde kadınlara yönelik cinsel saldırıların en fazla savaş ve çatışmaların sürdüğü ya da askeri diktatörlerin iş başında olduğu Guatemala, Peru ve Kolombiya'da görüldüğünü belirten Maria, Roma Anlaşması, Uluslararası Suçlular Mahkemesi'nin cinsel saldırıları insanlığa karşı işlenmiş suçlar arasına aldığını ve bu suçu işleyenlere zaman aşımı uygulanamayacağını kararlaştırdıklarına dikkat çekti. Latin Amerika'da yaşayan kadın örgütlerinin savaş ve askeri cunta dönemlerinde kadınlara yönelik işlenen cinsel saldırıların ele alınması ve faillerin cezalandırılması mücadelesini verdiklerini belirten Maria, ilk kez Peru'da kadınlara yönelik cinsel saldırıları incelemek amacıyla kurulan gerçek komisyonunun özellikle yerli halklara mensup kadınlara yönelik cinsel şiddeti ele alan raporunu hazırladığını söyledi.
'Gözaltında kaybolanların yüzde 30'unu kadınlar oluşturuyor'
Şili'de askeri cunta dönemindeki cinsel şiddeti araştırmak için kurulan komisyona işkenceye uğrayan kadınların yüzde 12'sine tekabül eden 3 bin 400'ünün ifade verdiklerini söyleyen Maria, Arjantin'de cuntanın ilk kez 1983 yılında yargılanmaya başlandığı halde cunta döneminde işlenen cinsel suçların ancak 2005 yılında ele alındığına dikkat çekti. Cunta döneminde 550 civarında işkence merkezi olduğunu, gözaltında kaybolanların yüzde 30'unu kadınların oluşturduğunu, kadınların yüzde 10'nun tecavüz sonucu hamile kaldıklarını aktardı. Yapılan araştırmalar sonucu hazırlanan raporların bu merkezlerde kadınlara yönelik planlı ve sistemli cinsel saldırılarda bulunulduğunu gösterdiğini belirten Maria, ama kadınlara yönelik işlenen cinsel saldırıların uzun süre görmezden gelinmesinin nedenleri üzerinde durulması gerektiğini dile getirdi.
'Kadınlar farklı koşullarda cinsel saldırılara maruz kaldı'
"Barış için Kadınlar" adlı örgütlenmenin danışmanlığı görevini yürüten Tiyatro Sanatçısı ve Kolombiya Tiyatro Birliği Başkanı Patricia Ariza Flores, Arjantin ve Kolombiya'da kadınlara yönelik cinsel saldırıların farklı koşullarda gerçekleştiğini, Arjantin'de askeri cunta döneminde Kolombiya'da ise halkın oylarıyla seçilen hükümetler döneminde gerçekleştiğini unutmamanın önemine değindi. Kolombiya'da sosyal ve silahlı çatışma döneminden barış ve müzakare sürecine geçilmesinin ülke için çok özel bir durum oluşturduğu değerlendirmesini yapan Patricia sözlerine şöyle devam etti: "Şu anda Havana'da barış görüşmeleri devam ediyor. Ama bu barış görüşmeleri ile ülkedeki sosyal ve toplumsal hareketler arasında yakın ilişki var. Kolombiya'da gerçek anlamda çalışmayan, ABD'nin politikası doğrultusunda şekillenen bir demokrasi var. Her zaman bir iç düşman yaratan bir doktrin var. Düşmanı şeytanlaştırmaya çabası var. Bunu halk içinde daha fazla taraftar bulabilmek için yapıyorlar. Bu nedenle Kolombiya medyasında yer alan haberlerin çoğu gerçekleri tersyüz etmeyi amaçlıyor. Ben Kolombiya'daki kültürel bir hareketin bir parçasıyım. Aynı zamanda bir politik aktivistim. Büyük bir toplumsal hareketi örgütlemeye çalışıyoruz. Bunu hem silahlı hem de sosyal çatışmaya son vermek için yapıyoruz. Amacımız Kolombiya'da çatışmalara son vermek ve gerçek anlamda barışın sağlanmasına katkıda bulunmak. Sosyal adalet ile sonuçlanacak bir barışı amaçlıyoruz. Sadece silahların susması yetmez. Savaşa yol açan nedenleri ortadan kaldırmak gerekir."
'Ataerkil sisteme karşı savaş evlerde başlatılmalı'
Patricia, kendisinin barış görüşmelerine katılmanın yanı sıra savaştan zarar gören kadınlarla birlikte kültürel ve sanatsal projelerde çalıştığını, kadınların acılarını güce dönüştürmeye çalıştığını söyledi. Bunun geçmişle hesaplaşmak ve yeni bir gelecek kurmak için gerekli olduğuna vurgu yapan Patricia, "Bu amaçla pek çok tiyatro oyunu sahneledik. 40 civarında oyunda hem profesyonel sanatçılar hem de savaştan zarar gören kadınlar yer alıyor. Bu gösterilerde iç göçün, cinsel saldırıların yol açtığı sonuçları anlatmaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı. 7 milyon civarında kadın ve erkeğin bir biçimde savaştan olumsuz etkilendiğini söyleyen Patricia, ataerkil sistemin barış sürecinin başarıya ulaşmasıyla birlikte ortadan kalkmayacağını ama önemli ölçüde geriletebileceğini dile getirdi. Ataerkil sisteme karşı savaşımın evlerde başlatılması gerektiğine vurgu yaptı.
'Her komisyonda 6 kadın yer alıyor'
Yeni ve demokratik bir anayasa için mücadele ettiklerini kaydeden Patricia, bunun için sadece kadınların katılacağı büyük bir toplantıyı organize etmeye çalıştıklarını söyledi. Alt komisyonların işlevlerini konu alan bir soruyu cevaplayan Patricia, 3 ayrı alt komisyon olduğunu ve her birinde hem gerilla hem de hükümet temsilcilerinin yer aldığını, her komisyonda 6 kadının yer aldığını söyledi. Komisyonların oluşturulması için bir anlaşma imzalandığını ve kadınların görüşlerine önem verildiğini belirten Patricia, "Kişisel olarak gerilla adına görüşmelere katılan kadınların siyasi aktörler olarak benimsediğini gözlemliyorum. Ben daha önce başarısızlıkla sonuçlanan barış görüşmeleri içerisinde de yer aldım. O görüşmelerde gerilla kadınlar bir gölge gibi kalıyordu. Ama bu görüşmelerde oldukça etkililer. Bu, sürecin başarıya ulaşabilmesi için çok olumlu bir işaret. Ayrıca bu kadınların bileşimleri de önemli. Aralarında feminist, yerli halkı temsil eden, akademisyen, sanatçı kadınlar bulunuyor. Bu kadınlar görüşmelerde konuları kadınlar açısından gündeme getiriyorlar" ifadelerini kullandı.
'İlk kez kadınlar barış görüşmelerinde temsil ediliyor'
Daha önce Güney Afrika ve Latin Amerika ülkelerindeki barış görüşmelerinde kadın sorununun ele alınmadığını, kadınların katılımının sağlanamadığını belirten Patricia, "Fransız devriminden bu yana kadınlar devrimden sonra yemek yapmaları için evlerine gönderildi. Bütün önemli politik karar ve süreçlerin dışında bırakıldı. Kolombiya'da bunun yeniden tekrarlanmasını engellemeye çalışıyoruz. Şu anda sürecinin başarısı için eşsiz bir fırsat ve şans yakalamış durumdayız. Bu sadece Kolombiya ile sınırlı değil. Biz Kolombiya'daki barış sürecini tüm dünyada insan haklarının savunulmasının bir unsuru haline dönüştürmeye çalışıyoruz" şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından topraklarını terk etmek zorunda kalan Kolombiyalı kadınların karşı karşıya kaldıkları sorunları sahneye yansıtan oyunun gösterimi yapıldı.
(mg)