İspanya'da krizle beraber kadın hakları ihlali arttı

09:06

Zehra Doğan/JINHA

AMED - Gatamaula Feminist Kolektif üyesi Maria Rodó ve Marta Jorba, İspanya'da ekonomik ve toplumsal krizinden dolayı kadın haklarının kötü bir duruma evirildiğini söyledi. Kadın aktevistler, "İspanya'da zaten var olan eril politikalar daha da arttı. İktidarda olan sağcı parti ülkeyi 30 yıl geriye götürmek ve kadınların kürtaj, eğitim, sağlık ve çalışma haklarından yararlanmaması adına eril politika yürütüyor" dedi.

Kobanê direnişinin ardından feminist, mimar ve mühendislerden oluşan bir heyetle Kürdistan'a gelen Katalan kadınlar, Kobanê'nin yeniden inşası sürecinde çalışmaların kadın rengi ve emeğiyle gerçekleşmesi için destekte bulunmak adına Diyarbakır'da bir takım temaslarda bulundu. Heyet içinde yer alan Gatamaula Feminist Kolektif üyesi Maria Rodó ve Marta Jorba ile Katalanların bağımsızlık mücadelesinde kadınların mücadelesi, İspanya'da devam eden ekonomik krizle beraber değişen yasaların kadınlar üzerindeki etkisi ve YPJ'li kadınlar üzerine konuştuk.

İspanya'da krizden en çok kadınlar etkileniyor

Maria Rodo Gatamaula, İspanya'da son yıllarda kadınların ana mücadelesinden birinin kürtaj mücadelesi olduğunu belirtti. Maria, "Eskiden kadına dair politikalar yine böyle kötüydü ama yine de kadınlar istenmedik hamileliklerini sona erdirebiliyordu. Şimdi bu çok zor, iktidarda olan sağcı parti bizi 30 yıl geriye götürmek istiyor" diye kaydetti. İspanya'da yaşanan kriz nedeniyle eğitim, sağlık, ekonomi ve daha birçok temel hizmet alanlarından kadınların yararlanamadığını ifade eden Maria, krizden önce yaşı ve çocuk bakım merkezlerinin şuna tek tek kapatıldığını belirtti.

'Kadın cinayetleri artıyor'

Eril iktidarlar tarafından kadınlara ayrılmış çocuk bakımı, yaşlı bakımı, temizlikçilik gibi cinsel iş bölümlerini kadınların kabul ettiği sürece İspanya'da eşitliğe hiçbir zaman varılamayacağını ifade eden Maria, "Geçtiğimiz yıl sadece Katalonya'da 12 kadın katledildi. Bu oran son yıllara göre çok yüksek. Aynı zamanda İspanya'da da bir bütün olarak her yıl kadın cinayetleri artıyor" ifadelerinde bulunarak İspanya'da da Türkiye'de olduğu gibi kadın cinayetleri araştırıldığında katledilen kadınların birçoğu için koruma kararı olmasına rağmen koruma verilmediğinden dolayı öldürüldüklerini söyledi. Maria ayrıca artan işsizlik ve ekonomik bocalamadan dolayı son yıllarda İspanya ve Katalonya'da şiddet eğiliminin fazlalaştığını belirtti.

'Bağımsızlık sürecinde aktif rol alıyoruz'

"Feminist hareket olarak 'Vaga da Totas' yani 'her şey için grev' şiarıyla bir kampanya başlattık" diyen Maria, kampanyaya çeşitli kolektif ve kadın hareketlerinin katılım gösterdiğini söyledi. Maria, "Ev içinde çalışan kadınlar, öğrenci kadınlar, işsiz kadınların nasıl bir greve katılabileceğine gösteriyoruz. Onlar ekonominin gündelik işlemesini durdurabilirler. Bilinç yükseltmeye ve halkın bunun farkında olmasını sağlamaya çalışıyoruz. Katalonya'da artık son yıllarda sık sık konuşulan bağımsızlık olasılığıyla ilgili yeni bir projemiz var. Son dört yıldır Katalan halk artık bağımsızlığı konuşuyor ve bu nedenle Barselona'da 2 milyon kişi toplandı. Katalanlar kendi topraklarının kaderini kendileri tayin etmek istiyor. Katalan siyasette ana mesele bu. Her gün medyada bağımsızlıkla sonuçlanabilecek süreçten bahsediliyor. Biz de Gatamaula olarak, kadınların bu süreçte nasıl yer alması gerektiğini anlamak için bu süreçle ilgileniyoruz. Sadece dahil olmakla bitmiyor, kadınlar olarak son 40 yıldır devam eden feministlerin verdiği emeğin sayesinde bu sürece nasıl katkıda olabiliriz diye bağımsızlık üzerine tartışmalar yürütüyoruz. Herkes yeni ülkeyi nasıl inşa edeceği hakkında tartışırken kadınları yok saymalarına izin veremeyiz" dedi.

'İspanya ve Katalonya'da feminist mücadele devam ediyor'

Maria sözlerini şöyle sürdürdü: "Katalonya, bütün İspanya gibi 1976'ya kadar diktatörlük altındaydı. Bunun için 1976'ya kadar kadınlar yasal bir şekilde örgütlü olamadılar. Daha önce 1930'lu yıllarda kadınlar çok örgütlüydü, savaş ve siyasette büyük rol oynadılar. 1970'li yıllardan bugüne kadın hareketi daha özerk olmaya odaklandı, kendi kurum, dernek ve kolektiflerini kurmaya çalıştı. Bizim ülkemizin bağımsızlık hareketinde Maria Mercè Marçal gibi önemli kadınlar vardı. O bir kadındı, bir yazar, feminist, komünist parti üyesi ve aynı zamanda hep Katalanların bağımsızlığından yanaydı. Onun gibi birçok kadını saymak mümkün, bu mücadeleci kadınlar 1990'lı yıllarda öldü. O zamanlardan buyana Katalan bağımsızlığı ve antikapitalist hareketi içinde birçok kadın grubu varlığını sürdürüyor. Yıllardır feminist kadınlar bulundukları hareket içinde feminist politikları sürdürmeye çaçışıyor, son zamanlarda bunu başarmış olduk fakat bazen sol örgütler de kadınların meselelerine önem vermiyor ve kadınların öncülük etmelerine engel olunmaya çalışılıyor."

'Kobanê direnişiyle Katalonya'da destek eylemleri oldu'

Marta Jorba ise farklı kadın hareketleriyle çalışma boyutlarını, Ortadoğu'da yaşanan kaos içinde mücadele veren Kürt kadınlarını ve Kobanê'de direnen YPJ'li kadınların mücadelesini değerlendirdi. Marta, Kobanê direnişiyle beraber Katalonya'da direnişe destek veren yaklaşımların açığa çıktığını belirterek, "Bu anlamda Katalonya'da farklı feminist gruplar, parlamenterler ve STK üyeleri olarak denişi yerinde incelemek ve destek vermek amacıyla Kürdistan'a geldik. Kobanê'nin yeniden inşası için Katalonya'dan Sınır Tanımayan Mühendisler de bizimle buraya geldi. Feministler olarak Kürt kadın hareketi burada olan alternatif modeller, Rojava'da Kürt kadınların gerçekleştirdiği kadın devrimi konusunda öğrenmek istediğimiz birçok konu var. Daha önce çeşitli Kürt kadınlarla ilişkimiz oldu. Kobanê'nin sadece Kürt kadınlar için değil, bütün dünya kadınlar için önemli bir dönem olduğunu düşünüyoruz. Bu hareketle ilişki kurmak istedik. Katalonya ve Kürdistan arasında yardım projeleri gerçekleştirmek istiyoruz" dedi.

'YPJ sembolleşti'

"Kobanê'deki direniş kadınlar için gerçek bir kadın direnişi sembolü oldu" diyen Marta, Kürt halkının Rojava'da inşa etmek istediği alternatif toplum modelinin dünya kadınları için yeni bir umut vaat ettiğini söyledi. Kürdistan'da kadınların kooperatif, akademiler gibi birçok alanda kendi kendilerini örgütlemesi mükemmel. Örneğin Jineoloji tartışmalarıyla Kürt kadınların batılı bilimi bir yandan eleştirirken bir yandan da pratik arayışlar içinde girmesi bizi çok etkiledi. Burada kadınlar eş başkanlık sistemiyle her alanda görünür, bunun örneği bizde yok. Kadınları görünür kılmak, kadınların sorunları ve mücadeleleri merkezi koymak için verilen emeği gerçekten değerli buluyoruz" dedi. Marta son olarak Ortadoğu'da yaşanan savaş içinde kadın hareketinin önemli bir yerde durduğunu ifade ederek, "Kürt kadınların mücadelesine destek vermek tüm dünya kadınlar için görev olmalı. Bazı şeyler belki yıllar boyunca değişemeyecek. Fakat kadınların bu çabası çok anlamlı" dedi.

(fk)