Dünya Kız Çocukları Günü: Bayram değil, mücadele alanı

11:08

Habibe Eren/JINHA

ANKARA - BM’nin ilan ettiği 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü’nün bayram değil mücadele alanı olduğunu vurgulayan STK ve çocuk kurumları, kız çocukların özel yöntemlerle korunması gerektiğini kaydediyor. Türkiye’de ise kız çocuklarının maruz bırakıldığı ayrımcılık; istismardan, şiddete varan uzun bir sarmal halini alıyor.

Kanada Peru ve Türkiye’nin ortaklaşa hazırladığı bir tasarı 10 Aralık 2011’de Birleşmiş Milletler (BM) sunularak kabul edildi. Bu tasarı ile birlikte 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü olarak kabul edilirken, amaç BM kalkınma hedeflerine ulaşılması, ekonomik büyüme, kız çocuklara karşı ayrımcılık ve şiddetin sona ermesinin sağlanması, kız çocukların desteklenmesi ve güçlendirilmesini oluşturuyordu.

11 Ekim sadece yasalarda kaldı

Türkiye’de ise duruma bakıldığında güçlendirmek bir yana dursun kız çocukları her alanda eşitsizliğe ve sömürüye maruz bırakılmaya devam ediliyor. Çocuk yaşta evlendirilen kız çocukları hem cinsel istismara maruz bırakılıyor hem de eğitim hakkından yararlanamıyor. Cinsiyet eşitliğini sağlamak ve kız çocuklarını korumak için ilan edilen 11 Ekim sadece yasalarda kalırken, her geçen gün çocukların içinde bulunduğu koşullar zorlanıyor.

Türkiye’de yüzde 11’i istismar ediliyor

Dünyada her 10 kız çocuğundan biri cinsel istismara maruz bırakılırken, Türkiye’de kız çocuklarının yüzde 11’i cinsel istismara maruz bırakılıyor. Dünya genelinde 18 yaşından önce evlendirilen 700 milyon kadının 250 milyonu 15 yaşından önce evlendirilmiş. Türkiye’de ise verilere göre, 2013 yılında evlenenlerin yüzde 24’ü 16-19 yaşları arasında. Ayrıca mevsimlik işçi olarak çalıştırılan kız çocuklarının yüzde 64’ü de aynı zamanda ailedeki küçük çocukların bakımından sorumlu.

Bayram değil, mücadele alanı

Tüm çocuk hakları örgütleri ve sivil kuruluşlar 11 Ekim’in kız çocukları için bir bayram değil mücadele alanı olduğunu vurguluyor. Çocuk yaşta evlendirilen kızlar, Suriyeli mülteci çocuklar, Roman çocuklar, LGBTİ ve mevsimlik işçi kız çocukların özel koruma önlemleriyle desteklenmesi gerektiğinin altını çizen kuruluşlar, kız çocuklarının kolluk kuvvetlerine başvurduklarında sorumluların cezalandırılması ile ilgili haklara dikkat çekiyor.

2014 yılında 9 bin 718 kız çocuğuna istismar

Türkiye, BM Çocuk Hakları Sözleşmesine ve İstanbul Sözleşmesine imzacı olmasına rağmen sorumluluklarını yerine getirmiyor. Kız çocukları okullarda, evde, çalıştıkları yerde istismara ve sömürüye maruz bırakılırken sorumlular cezalandırılmıyor. TÜİK verilerine göre, Türkiye’de 2014 yılında 9 bin 718 kız çocuğu cinsel istismara maruz bırakıldı.

Kız çocukları eğitim hakkından da yararlanamıyor

Kız çocukları eğitim alanında da eşitsizlikle yüz yüze kalıyor. Laik, bilimsel, parasız ve anadilinde eğitim alamayan çocuklar hükümetin getirdiği eğitim politikalarıyla da ayrımcılığa maruz bırakılıyor. Türkiye’nin 25. sırada olduğu 2015 Dünya Eşitsizlik Raporuna göre oğlan çocukları kız çocuklarına oranla daha fazla okula gidiyor. Verilere göre, 2014 yılında ortaokuldan mezun olan 36 bin 401 kız çocuğu hiçbir ortaöğretim kurumuna kayıt yaptırmadı. Türkiye İşveren Sendikaları (TİSK), Avrupa Komisyonunun Kasım 2014 verilerine göre derlediği raporda, 2013’te Türkiye’de kız öğrencilerin yüzde 39’u lise ve dolayısıyla yükseköğrenim aşamalarına geçemeden eğitimini bıraktı ya da zorunda kaldı.

Türkiye’de eğitim sistemi evlendirilmeye teşvik ediyor

Kız çocuklarının eğitim hakkından yararlanamaması istihdamdan da yoksun kalması anlamına gelirken, Türkiye’de kız çocuklarının okulu terk etmede Avrupa’da birinci sırada. Kamuoyunda 4+4+4 sistemi olarak bilinen zorunlu kademeli eğitim sistemi, örgün eğitime devam den kız çocuklarının sayısını düşürürken binlerce kız çocuğu sistemin dışına itildi. Çocuk yaşta evlendirmeyi teşvik eden bu eğitim sistemi, her alanda olduğu gibi gene en çok kız çocuklarını etkiliyor.

Kız çocuklarının yaptığı işler ücretiz ve görünür değil

2012 yılından itibaren tüm BM ülkelerinde kutlanan 11 Ekim kız çocuklarının durumunu ve bilinç oluşturmayı hedeflerken, her geçen sene ortaya çıkan tablo daha da derinleşiyor. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonuna (UNICEF) göre, 5 ve 14 yaş aralığındaki kız çocuklarının aynı yaştaki oğlan çocuklarına oranla dünya genelinde toplam 160 milyon saat daha fazla ev işi yapıyor. Raporda, kız çocuklarının yaptığı işlerin görünür olmadığı ve ücretsiz olduğu belirtilirken, kız çocuklarının ev işlerine harcadıkları bu saatler oyun oynayabilecekleri, çocuklarını yaşayabilecekleri zamandan çalınmış oluyor. Kız çocukları çocukluklarından mahrum bırakılarak büyürken, onlara daha fazla iş yüklenilmesi cinsiyet eşitsizliğini de ortaya koyuyor.

Cinsiyet ayrımına ‘kız çocukları’ günü!

Türkiye’nin cinsiyet ayrımının doruklarda olan uygulamalarına karşı bugünü kız çocukları günü olarak kabul etmesi başka bir çelişkiyi doğururken, Türkiye’de kız çocukları sağlık hakkından eğitime kadar temel haklarından yararlanamıyor. Kız çocuklarının kaliteli bir hayata sahip olabilmesi hiçbir uygulama devreye konmuyor.

Ayrımcı politikalar ötekileştiriyor

Bu konuda emek veren Uçan Süpürge, Çocuğa Karşı Şiddeti Önlemek için Ortaklık ağı, Çocuğa Yönelik Ticari Cinsel Sömürü ile Mücadele Ağı, Çocuk Gelinlere Hayır Ulusal Platformu, Çocuk Alanında Çalışan Avukatlar Ağı, ortak kararlarını devamlı surette sunmalarına rağmen Türkiye’nin derinleştirdiği ayrımcı politikalar kız çocuklarını ötekileştirmeye ve örselemeye devam ediyor.

(sy)