'Zorunlu göçlerden en fazla çocuklar zarar görüyor'
13:36
JINHA
HABER MERKEZİ - Göç ve İnsani Yardım Vakfı, göçlerin yarattığı tahribatlardan en fazla çocukların etkilendiğini belirterek, Türkiye'nin 1995 yılında B.M. Çocuk Hakları Sözleşmesine taraf olduğu ancak yasaları çocuk lehine düzenlenmesi beklenirken mevcut hukuk uygulamaları ile çocukların en temel insani haklarının yok sayıldığını belirtti.
Göç ve İnsani Yardım Vakfı, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla açıklama yaparak, göçlerde çocukların gördükleri zararlara dikkat çekti. Açıklamada, Türkiye'nin 1995 yılında B.M. Çocuk Hakları Sözleşmesine taraf olduğu ancak yasaları çocuk lehine düzenlenmesi beklenirken mevcut hukuk uygulamaları ile çocukların en temel insani haklarının yok sayıldığı kaydedildi. Özellikle zorunlu göç sonrası gerek göç veren gerekse göç alan bölgelerde oluşan, sosyal adaletsizlik, insan hakları ihlalleri, yoksulluk gibi sorunların en çok en savunmasız ve en dezavantajlı grup olan çocukları etkilediği belirtilen açıklamada "Türkiyeli çocukların çok büyük kısmının yaşam hakkı ihlal edilmekte, erken yaşta zorla evlendirilmekte, cinsel yönden istismar edilmekte, şiddete uğramaktadırlar. Yine çocuklar gözaltına alınıp tutuklanmakta, işkence ve kötü muameleye maruz kalmakta, silahlı çatışma ortamlarında kalmaktadır. Bunun yanı sıra sağlık ve eğitim hakları ihlal edilmektedir. Çocuklar ve ailelerinin yaşadıkları olumsuz şartlar düşünüldüğünde, bazı çocuklar eğitim sürecine sağlıklı bir şekilde dâhil olamamakta veya eğitim sürecini erken yaşta terk etmektedir. Tüm zorluklara rağmen eğitim sürecine dâhil olan çocuklar da eğitim sisteminin; cinsiyetçi, ezberci, baskıcı, dışlayıcı, ayrımcı, rekabetçi, erkek egemen mantığıyla karşı karşıya kalmaktadır. Eğitim sürecine dâhil olan çocuklar gelişimlerini, tüm yaratıcılıkları işletilerek/ köreltilerek tamamlamaktadırlar" denildi.
Açıklamada sorunların çözümü için ise şu talep ve öneriler sunuldu:
*Türkiye Cumhuriyeti Anayasa ve yasaları Çocuk Hakları Sözleşmesiyle uyumlu hale getirmelidir.
*Çocuğa yönelik şiddet ve çocuk intiharlarına ilişkin geniş ölçekli araştırmalar yapılarak gerekli önleyici mekanizmalar oluşturulmalıdır.
*Çocuk yaşta zorla evliliklerin önlenmesi ve bu kapsamda BM Çocuk Hakları Komitesi'nin tavsiyeleri ışığında, çocuk koruma mekanizmalarının oluşturulması için tüm tedbirler ivedilikle alınmalıdır.
*Medeni Kanun'un 124 maddesi değiştirilmeli ve aile rızası ile 18 yaş altındaki çocukların evlendirilebilmesi yasaklanmalıdır. Din adamlarının 18 yaş altındaki çocukların dini nikahlarını kıymalarına cezai müeyyide getirilmelidir.
*Çocuk hakları ihlallerinin gerçekleştiği konularda önleyici tedbirler ve desteklere öncelik verilmeli, ihlallerin önlenmesinde tek yöntem olarak ailelerin cezalandırılması kullanılmamalıdır.
*Engelli çocukların eğitim, sağlık ve sosyal süreçlerden en yüksek düzeyde yararlanabilmesinin önünü açacak düzenlemelerin ilgili sivil toplum örgütleriyle işbirliği yapılarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
*Sokakta çalışan çocuklar sorununun Çocuk Hakları Sözleşmesi kapsamında, ailelere de gerekli destekler sağlanacak şekilde çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
*Silahlı Çatışma Ortamında Çocukların Korunması Hakkı çerçevesinde ilgili kurumlar 'Çocuğun Yüksek Yararı' ilkesine uygun olarak gerekli tedbirleri almalıdır.
*Devletin Çocuk Hakları Sözleşmesindeki çekinceleri kaldırarak, anadilde eğitim başta olmak üzere, çocukların toplumsal süreçlere katılımlarının önündeki engellerin kaldırılması için gerekli düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.
*Özellikle Sınır Bölgeleri dışında kalan alanlardaki Kara Mayınları temizlenmeli; temizleme sürecinde gerekli işaretlemeler ve Mayın Risk Eğitimleri yapılmalıdır. İşaretleme ve eğitimler risk gruplarının anadillerinde yapılmalıdır.
(gc)